• izledim
    • izliyorum
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.98)
mr. robot
mr. robot, gündüzleri siber güvenlik mühendisi olarak çalışırken geceleri kanunsuz bir hacker olan elliot adındaki antisosyal genç bir programcıyı merkezine koyuyor.
bir gün, gizli bir hacker grubu liderinin kendine çeşitli çok uluslu şirketleri çökertmesinde yardım etmesi için iş teklifi aldığında yol ayrımına düşüyor. çünkü bu adamın elliot’u bu kadar çok istemesinin nedenlerden biri çalıştığı şirketteki konumu.


  1. güzel bir sezonunu ilk bölümden oluşan yüksek beklentilerin de hakkını da vererek tamamlamış dizidir. sam esmail'in hem yönetmen hem de senarist olarak çok parlak olmayan kariyerinde artık bir dönüm noktası olabilecek bir yapım izledik bu yaz. mr. robot çoğu yaz dizisinin yapmayı unuttuğu şeyleri başararak zirveden girdiği 2015'i zirveye yakın bir temasta bitirdi. sezon boyunca hoşuma giden noktalara değineyim;

    - dizinin tüm bölümleri boyunca ışık çok iyi bir şekilde kullanılmış, mekan tasarımları, karakterlerin giysileri, psikolojileri ve diyaloglarına göre ayrı ayrı şekillendirilmiş. örneğin elliot'un shayla ile konuştuğu sahnelerde ışık evi ortadan ve tavandan aydınlatırken, tek başına kaldığında ışık sadece bilgisayarların hizasından eve yönlendirilmiş. bu sayede izlerken tabloya bakar gibi bir yandan da siz o anki duyguları okumaya izlemeye odaklanıyorsunuz. 6. bölümde ilk 10 dakika yüksek bütçeli hollywood filmi izlerken buldum kendimi.

    -diyaloglar ve oyunculuklar konusunda gerçekten iyi iş çıkarılmış. sam esmail ve kyle bradstreet çok iyi diyaloglar çıkarmışlar. bir çok karakterin sezon boyunca chuck palahniuk'un gençliğinde yarattığı karakterler gibi laflar çıkıyor ağzında. (aslında karakterlerin iç egolarının ve asıl yüzlerinin de parça parça ortaya atılması biraz palahniuk tarzını anımsattı). elliot'un seyirciyi arasına almasından itibaren etkileyici konuşmalara tanık oluyoruz. üstüne true detective'in bu sezon bu konuda yarı yolda bırakması da yaz seyircileri için ilaç gibi geldi. oyunculuklar konusunda pek söyleyebileceğim bir şey yok. martin wallström ileride kötü adam rollerinde görebileceğimiz bir iş çıkartmış. rami malek'de karakterini gerçekten iyi canlandırmış.

    - nedenini anlamadığım bir şekilde yönetmende bu sezon çoğu dizide sıkıntı yaşandı. true detective, narcos, under the dome gibi yaz dizilerinin çoğunda bir yönetmen en fazla iki bölüm çekebilmiş ve sonrasında başka yönetmenler ile devam edilmiş. true detective'de bunun sonuçlarından bahsetmiştim ama kyle bradstreet bu sorunun altından başarıyla kalkmış. reddit' de sam esmail'in anlattığı kadarıyla, dizinin çekimlerinden önce storyboard'unu ve görüntü yönetmenliğini the girl with the dragon tattoo filminden tanıdığımız niels arden oplev ve sam esmail'le bırakmış. ilk bölümden sonra ise sam esmail oplev'in ışık ve kamera açılarını diğer yönetmenlere hiç bozdurmadan devam ettirmiş. zira bir kaç bölümü direk kendisi çekmiş. gerçekten yorucu bir iş olmuş ama sam esmail'in kendi eserinin gerçekten üzerine titrediği kendini hissettiriyor.

    - dizi, sezon boyunca göndermeye, alt metin'e ve gizli mesajlara doyuruyor. mesela dizide görülen bir maile e-mail yolladığınızda binary mesajlar alınmasından, gilliam, capolla ve kubrick'e ve bu yönetmelerin eserlarine göndermelere, karakterlerin twitter hesaplarından ayrı ayrı retweet almaya kadar onlarca şey var. kendi temasına yakışacak bir biçimde hareket etmesi de güzel bir detay.

    çok rahatsız edici (2. ve 3. bölümler de özellikle) noktaları olsa da güzel bir sezonu geride bıraktı mr. robot. şimdiden yapımcılarının seyirci ile sürekli temas halinde olması ve seyirciye dizi hakkında söz tanımaları sayesinde de kendine yeni bir kitle edindi. darısı türk dizilerinin başına diyelim ve kafa kazınan bir kısımla kapatalım

    !---- spoiler ----!

    whiterose ile elliot'un görüşmesin elliot görüşmeden çıktıktan sonra rahatlayamaz ve paranoya olur. sakinleşmek için etrafına bakar ve aniden son bir kaç yıldır kitaplarda görmediğim bir analiz yapar;
    sakin olmalıyım, hepimiz birbirimizin paranoyasında yaşıyoruz. bunu kesinlikle reddedemezsin. insanlar bu yüzden mi birbirinden kaçınıyor?

    günümüz dünyasında ki ilişkilerin, insanların başkalarına olan tahammülsüzlüğü, çekememezliği hakkında güzel bir çözümleme.
    !---- spoiler ----!
  2. 9. bölümü henüz izlememiş olanlar okumasınlar. 9. bölüm hakkında spoiler içerir:

    !---- spoiler ----!

    edward alderson (elliot'ın babası) ortaya çıktıktan sonra kim olduğu hakkında 2 tane fikrim vardı. öyle sıradan birisi olmadığını tahmin etmiştim. elliot ile alakalı olan özel bir karakter olmalıydı o. bu fikirlerimden birisi "bu adam kesin elliot'ın babası" idi. diğeri ise "bu adam kesin elliot'ın zihninde hayali olarak oluşturduğu bir karakter, aslında yok." idi. ikisi de doğru çıktı (swh)

    !---- spoiler ----!
  3. sezon finalindeki konuşmasıyla tüylerimi diken diken etmeyi başarmıştır.

    !---- 10. bölüm spoiler ----!

    bana gerçek değil diyorsun, ne yani sen gerçek misin? bunlar gerçek mi?

    bak şuna, bak!

    fanteziler üzerine kurulmuş bir dünya... hap şeklinde sunulan yapay duygular... reklamcılıkla yapılan psikolojik savaş... yemekle sunulan zihin çarpıtan kimyasallar... basın yoluyla beyin yıkama... sosyal ağlarda oluşturulan izole edilmiş asosyal balonlar...

    gerçek mi? gerçeklik hakkında mı konuşmak istiyorsun?

    son yüzyılda gerçekliğe yakın hiçbir şey yaşamadık. kapattık onu, pillerini aldık. gdo'lu ürün çantasına attık. ve insanlığa ait ne kaldıysa hepsini çöpe attık. özel kurumlar tarafından işaretlenmiş ve bipolar sayılar üzerine kurulmuş evlerde yaşıyor, dijital görüntülerin önünde hoplayıp zıplayarak hipnotize oluyor ve insanoğlunun gördüğü en büyük uykuya yatıyoruz.

    gerçeğe ait bir şey bulmak için artık çok derin kazmalısın çocuk.

    saçmalıklar krallığında(*:kingdom of bullshit) yaşıyoruz. çok uzun süre yaşadığın bir dünya.

    artık bana gerçek değilsin deyip durma elliot! ben senin hamburgerindeki köfteden daha gerçeğim. gördüğün üzere elliot, ben oldukça gerçeğim.

    !---- 10. bölüm spoiler ----!
  4. ikinci sezon promosu yayınlandı. yeni sezonda; arada kalmış, gereksiz ve açığa kavuşmuş fight clup muhabbetinin biteceğini umut ederek, ilkine oranla daha iyi kurgu bekliyorum.

    Mr. Robot Season 2 Promo
  5. ilk bölümü bu kadar güzel olan bir dizi izlemedim uzun zamandır. konusu çok orijinal olmasa da işleniş şeklini güzel buldum. elliot karakteri diziye çok güzel oturmuş ve ilk bölüm dolu doluydu boş 1 dakikası bile yoktu bana göre. kesinlikle takip edeceğim dizilerden.
  6. bence de harika bir dizi olmuş. şu aralar sosyal medyadan bu kadar sıkılmışken ve herşeyi silmek isterken ilaç gibi geldi. facebookumu dondurdum bu diziden sonra, belki de kapatacağım. christian slater yine olmamış ama umarım o olmadı diye erken bitmez dizi. hayır orjinal bir konusu var nereye kadar gidecek nasıl gidecek merak ettim açıkçası.
  7. ilk bölümü pilot bölümden ziyade sinema filmi tadında olan çok sert giriş yapıp çıtayı oldukça yüksekte tutarak başlamışlar işe umarım tüm mermilerini sıkmamışlardır.

    !---- spoiler ----!

    evil corp. üzerinden google apple göndermeleri,fbiın salak olduğu vurgusu,asosyal-teknopat-morfinman birlikteliğiyle trinity oluşturup fenomen olma potansiyeli yüksek dizi.

    !---- spoiler ----!
  8. dizinin ilk bölümü bir dakika bile sıkmıyor. dexter'ın bilişim dünyasındaki versiyonu olan hastalıklı bir ana karaktere sahip.

    içine fight club ile matrix soslarını katınca da tokat gibi çarpan bir dizi olmuş.

    beklenen klişeler var. beklenmeyenler de...

    mesela bilgisayarda yaşadığınız en ufak sorunda aklınıza kapatıp açmak geliyorsa "ddos", "rootkit" gibi terimler zorlayıcı olabiliyor. allah'tan türk insanı olarak "dns"e, "vpn"e hakimiz de oradan az buçuk yırtıyoruz.

    esas merak ettiğim şey ise dizinin ilk bölümündeki sistem eleştirisinin ne şekilde devam edeceği?

    1 temmuz'da yayınlanacak 2. bölümü sabırsızlık ile beklerken christian slater'a selam eder, "fuck the society"lerimi iletirim.