1. bir dilden bir başka dile çeviri eylemine verilen isimdir ve yine aynı şekilde üniversitelerde bölümleri bulunmaktadır. bir şekilde bu mesleği icra eden/edecek kişiler mutlaka "kaç dil biliyorsun?" sorusuna maruz kalmış veya kalacaklardır. saygı görmeyen, nankör bir meslektir. bu işi yazılı icra edene mütercim; sözlü icra edene ise tercüman denmektedir. daha türkçe kullanımı ise çevirmendir.
  2. severek okuduğum bölümümdür. hakkında az şey bilinen ama çok yorum yapılmaya başlanan bir konu haline de gelmiştir. edebiyatla iç içe, uygulamayla samimi, yüzü soğuk türler (teknik, hukuk, tıp vs.) ile de oldukça ilintili, hemen her alan hakkında bilgi sahibi olmanızı gerektiren ilginç bir alan. bu özelliğini de oldukça havalı bulurum, size dünyanın kültürünü katacak potansiyelde bir bölümdür. eğitim süreci can sıkıcı derecede yoğun ve zor olabiliyor güzel üniversitelerimizde ama eğer kendinize zevkli ve sevdiğiniz bir yönünü bulmayı başarırsanız -mesela benimkiler sözlü çeviri, altyazı çevirisi, editörlüktür- ömrünüzü idame ettirecek mesleği de edinmiş olursunuz. bölümünüzün adını dahi ilk kez duyanlar olacaktır. kaç puanla girdin dendiğinde 500'e yakın puanlar duyanlar sizi 'e be evladım neden tıp yazmadın' diyerek hayattan soğutabilir, aldırış etmeyin. üniversitelerde 'çeviribilim' ya da 'mütercim tercümanlık' adıyla eğitim verilse de sizler 'çevirmenlik' demeyi tercih edin.
  3. geleceğin mesleği olarak literature geçmektedir. gelecek geldi hala geleceğin mesleği deniyor. yani torununuza kadar götürür sizi. tıp mıp sallayın. ortamlarda dehşet havanız olur arkadaşlarınızla sohbet sırasında muhabbeti çok güzeldir. hele ki yabancı dil çevirisi yapıyorsunuz hem özgüven hem ego tavan. yabancı ülkelerde yabancı insanlarla kendinize harika anılar biriktiriyosunuz. yalnız okul bitmiyo arkadaşlar . ben bitiremedim onun için ilahiyat okuycam. allaha yönelecem.
  4. aşkla okuduğum ve 2 ay içerisinde bitireceğim bölümümdür. severek yapana dünyanın en güzel mesleğidir, en azından ben kendimi bu konuda çok şanslı hissediyorum. sayın whimsicality'nin yazdıklarına da gönülden katılıyorum. çoğu kişi bölümünüzün adını bilmez ve genellikle teyzelere söylediğinizde "hmmm tutmadı mı yavrum öğretmenlik, olsun hiç yoktan iyidir" tarzında tepkiler verirler. siz de "yahu teyze, istesem türkiyedeki bütün üniversitelerin öğretmenliğine girerdim ben bu puanla" demek istersiniz, saygıdan susarsınız.
    bir de bu teyzelerin biraz daha genç versiyonları vardır ki bu bölümü okuduysanız sanskritçeden tutun da japoncaya kadar bütün dilleri bilmeniz gerekiyormuş gibi davranırlar. bu kişileri sabırla ignore ediniz. başka tipler de çıkıp sizin dil bilginizi sorgulamaya, bildikleri iki üç tane kelimeyle size caka satmaya çalışacaktır. bunları da önemsemeyiniz.
    konfüçyüs boşuna dememiş “choose a job you love and you will never have to work a day in your life.” diye.
  5. bir arkadaşımın okuduğu bölüm. benim gözlemlerime göre; okuyup bitirmek kolay değil. vize ve final dönemlerinde uykusuzluktan gözlerinin kan çanağı gibi olduğuna bizzat şahit oldum. tercih yapmadan önce iyi düşünülmeli, artıları ve eksileri masaya yatırılıp ona göre karar verilmeli diye düşünüyorum.

    şimdiye kadar mezun olup pişman olan kimseyi görmedim ama okurken pişman olan çok kişi gördüm.