• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.50)
Yazar albert camus
mutlu ölüm - albert camus
"mutlu ölüm", 1930'ların sonuna doğru yazılan, ama ancak 1971 yılında yayımlanan bir roman. albert camus (1913-1960) için daha sevimli görünen "yabancı", daha önce yazdığı "mutlu ölüm"ün yayımlanmasını erteletmiş olabilir. çünkü roman sanatı, 40'lı, 50'li yıllarda daha çok romanın yapısal özelliklerine ağırlık veriyordu. bir sanat yapıtının yaratıldığı dönemde kusur sayılabilecek kimi özellikleri, daha sonra erdeme dönüşebiliyor. albert camus'nün ölümünden on bir yıl sonra günışığına çıkan bu romanını günümüzde öne çıkaran en önemli özellik, onun "romansı" oluşudur. "mutlu ölüm", yaratıcısı albert camus'ye otuz yıl sonra başkaldırmış ve özgürlüğüne kavuşmuştur. bu roman, hem çağdaş bir yapıt, hem yazar-yapıt-okur ilişkisinin göz kamaştırıcı bir tanığıdır. (dr.com.tr'den alınmıştır)


  1. albert camus'nün okuduğum en depresif romanı. kitabı 18 gibi ilginç bir yaşta okumuş olmam onu tekrar okumam gerektiğini düşündürmüyor değil. yıllar yıllar evvelden aklımda kalanlara gelecek olursam:

    !---- spoiler ----!

    kitap iki bölümden oluşuyor. ilk bölümde kahramanımız sakat bir arkadaşını onun isteği üzerine para karşılığında öldürerek hem arkadaşını mutlu ediyor hem de kendisini mutlu edebilecek zamanı sağlayacak paraya çalışmadan sahip oluyor. ardından kitabın ikinci bölümünde eline geçen parayla orta avrupa'yı trenle geziyor. allah'ım insanın yalnızlığını sanırsam en etkili bir şekilde bu romanda okudum. o tren yolculukları ve sokaklarda boş beleş bir şekilde gezinmesi, tanımadığı, bilmediği kafelerde ve restoranlarda akşam yemeklerini yemesi kabus gibi gelmişti bana. ardından kahramanın yolculuğu bitince de gerisin geri cezayir'e taşınıyor ve ben de en sonunda kahramanın mutluluğa ulaşığını hayal etmekle kalıyorum.

    !---- spoiler ----!
  2. camus'nun hayatından derin izler taşıyan ve yine yabancımız mersault'nun kahraman olduğu kitabı. roman çok depresif. philip roth okumasam en depresif kitap seçebilirdim. neyse, mersault'nun umarsız tavırlarının daha melankolik bir sunumu var kitapta. alt üst eden yanı yok, hayata dair bir çözüm odağını da gerekli görmüyor. varoluş kısır döngüsünde çığlıksız yol alıyor.

    "inan bana, büyük acı yoktur, büyük pişmanlıklar, büyük anılar yoktur. her şey unutulur, büyük aşklar bile. yaşamda aynı anda hüznün ve coşkunluğun bulunuşu bundandır. olayları görmenin ancak belli bir yolu vardır ve zaman zaman ortaya çıkar. işte bunun içindir ki, yaşamında büyük bir aşka, mutsuz bir tutkuya sahip olmuş olmak yine de iyidir. bu en azından bizi çökerten nedensiz umutsuzluklar için bir korunmadır."

    "daha uzun ya da kısa süre mutlu yaşanmaz. mutlu olunur! bir nokta! ve ölüm de hiçbir şeyi engellemez, o da bir mutluluk kazasıdır bu durumda."
    sezgi