1. ruhun beslendiği sayılı kaynaklardan biridir. ayrıca mükemmel bir kaçış ve arınma yoludur. neylerden? insanlardan, sinirlerden, nefretten, şundan bundan. bazen yol arkadaşınızdır. melodisi hiç bitmesin istersiniz. o konuşur siz dinlersiniz. bazen ona eşlik ettiğiniz de olur. süper bir duygudur o.
  2. zamanı durdurabileceğiniz belki de tek şey.

    nasıl mı,
    size sır vereyim..

    şunu çoğu kez denemişizdir; şarkının en güzel yerine geldiğinde, kendinizi ve ruhumuzu verip ona eşlik ederiz ya hani ve hiç bitmesin isteriz...

    işte iştee o an; dünya ve zaman kavramı ortadan kalkmış oluyor. müziğin tınıları arasında notalarla el-ele tutuşup koşuveriyoruz.

    ve belki de o tınılar arasında karşılaşıyor olabiliriz, ne dersiniz...
  3. hayatın kendisidir. onunla ifade edilemeyen duygu, düşünce yoktur. insanın her saniyesine eşlik edebilir. mutsuzluğun dibinde de sevincin zirvesinde de dinlenebilecek şarkılar vardır. insanı oralara sürükleyenleri de vardır elbette. müzik dinlemeyen, sevmeyen insanları anlamıyorum. "ne tarz dinliyorsun?" dendiğinde "kulağıma güzel geleni" diye bir cevap verilmesi bence kolay kaçmaktan başka bir şey değildir. ya da müzik onun için önemsizdir. o an onu dinler ve biter. türüne, alt yapısına, sözlerine önem vermez. hadi onları geçtim. ilgi alanı değildir anlarım. basit pop şarkıları müzikten sayıp dinleyenleri gerçekten anlamıyorum. "nasıl dinliyorsunuz öyle dan dan müzikleri" derler ama kendi dinledikleri şarkıların alt yapısında dakikalarca aynı şey döner. o yüzden öyle insanlarla müzikal bir konuyu tartışmayı bile gereksiz görürüm.

    başta da dediğim gibi benim için hayatın kendisidir müzik. gitarımdan ayrı kaldığım ilk gün onu özlemeye başlıyorum. kulaklığımda bir sorun olsa, iyi müzik dinleyemesem canım sıkılıyor. dinlediğim bir şarkıyı başka türlerde hayal ediyorum kendi kendime o halini söylüyorum bazen. sınırsız bir şey sonuçta istediğin her şeyi yapabilirsin.

    ama benim için farklı olan bir şeyse dinlediğim şarkılarda enstrümanların sanki bir şeyler söylediğini hissediyorum. bunu ilk hissettiğim yer 5. sınıfta gittiğim bir klasik müzik konseriydi. ara ara giren yaylılar sanki nefeslilere itiraz ediyor, onlar araya girdikçe nefesliler daha sinirli bir şeyler anlatmaya başlıyordu. o günden itibaren her enstrümanın bir duygusu olduğunu anladım. dinlediğim metal bir şarkı bile olsa yazılan tona göre çalınan riffler bana bir şey anlatıyor gibi geliyor. bend yaparak giren distortion bir gitar acıyla haykırıyor, slidelar ağıt yakıyor sanki. hele de tuşesi iyi olan bir müzisyen sayfalarca yazıyla anlatılamayacak şeyleri ufak bir soloyla anlatabilir. insan bunu fark edince bir enstrümanı iyi çalmakla ortalama çalmak arasındaki farkı daha iyi anlayabiliyor. eğer biri bir şey çalarken o cümleleri yarım yamalak kuruyorsa iyi çalmıyordur. ama bastığı üç dört nota bile birden içimi acıtıp gün boyu kulağımdan çıkmıyorsa o adam iyidir. virtüöz denen insanları oturun dinleyin ne demek istediğimi anlayacaksınız. basılan bir notanın bile ne kadar güçlü olabileceğini fark ettikten sonra müziğe daha farklı bakmaya başlayacaksınız.
    jimi
  4. koku insan hafızasıyla en bağlantılı duyu olarak geçer. bu yüzden yıllar sonra eski sevgilinizin parfümüne rastlamak hatıraları canlandırır ya da küçükken yediğiniz bir yiyeceğin kokusunu duymak sizi o günlere götürebilir. ama benim tahminim (konuyla ilgili bilimsel bir yazı okumadım ama) müziğin de bu tarz bir etkisi olduğu yönünde. kokunun böyle bir etkisinin olmasının sebebi beyindeki hafıza bölümüyle içiçe kısımlarının olması. işitme kısmının var mı böyle bir bağlantı noktası bilmiyorum.

    geçen gün şirketin servisiyle eve dönerken hayko cepkin - fırtınam dinliyordum. daha doğrusu hayko dinliyordum sıradan o geldi. ve birden kendimi ortaokuldaki yıllardımda gibi hissettim. sanki elimde telefon değil eski küçük mp3ümü tutuyor hızlı hızlı okula gidiyordum. birkaç saniye bu hissi yaşadıktan sonra nerede olduğumu tekrar hatırladım. aradan koca 11 sene geçmiş ve mühendis adayı olarak staja başlamıştım. yıllar geçmiş birçok şey değişmiş olsa da hala aynı şarkıyı dinliyor olmak çok tuhaf hissettirdi.

    müzik farklı bir şey. hem de çok farklı. ne zaman isterseniz yanınızda olan bir dost gibi. size eski anılarınızdan bahseden, sevdiklerinizi hatırlatan, mutlu eden, rahatlan çok iyi bir dost hem de. daima mutlu olun, müzikle kalın.
    jimi
  5. insanı terbiye ettiğine inandığım sanattır.

    "benzer frekanslar birbirini çeker rezonansdan dolayı" derler... sanırım doğru. çevremde hep işinin ehli müzisyenler oldu. hepsi de çok iyi insanlar.

    içlerinde bir tanesi var apayrı ama. 70 yaşında ninelerimiz çeşit çeşit hastalıklarla uğraşırken kendisi hala enstrümanıyla turnelere çıkıyor ve çok diri. hatta bazen benden bile diri buluyorum kendisini. ne zaman evine çay içmeye gitsem koşa koşa gidiyorum neredeyse. ses tonu, kelimeleri kullanış tarzı öyle harika ki...

    (bkz: #23763)
  6. müzik sessizlik kabını dolduran şaraptır.
    -robert fripp
  7. diğer sanat dallarına bünyesinde daha çok matematik barındıran sanat dalı.

    elbette resimde de, heykelde de matematiğe (özellikle geometriye) çok ihtiyaç duyulur. ama müziktekine göre biraz daha azdır bu ihtiyaç. daha çok görüntüyle ilgilenildiği için.

    ayrıca dilini bilmeden dinlemek, dili bilinmeyen bir ülkede turist olarak gezmeye benzer. bir bakıp çıkarsınız.
  8. baslamadan once bu notu okuyun lutfen.

    !---- spoiler ----!

    lisans 2'de fizyoloji dersi icin yazdigim bir odevi okuyorsunuz asagida. kaynak atamalarim rezalet, turkce cevirim birebir olsun diye kasinti ve goz kanatan, cok kotu bi yazi. ama iste fikir vermesi acisindan gozunuzun katlanabildigi kadarini okuyun. hatta ilginizi cekerse verdigim kaynaklari da okuyun.

    !---- spoiler ----!

    müzik, insan hayatında çok önemli bir rol oynar. her gün müzikle karşı karşıya kalan insanın limbik sistemi, yani beynin duygu kontrol merkezi, ağrı-acı merkezi ve görsel-işitsel merkezler müzikten etkilenir. buna bağlı olarak insanın ruh hali, psikolojisi ve davranışları da müzikten etkilenebilir. müziğin satın almayı, tüketicinin firmaya karşı ön düşüncelerini, satıcı-tüketici ilişkilerini, alışveriş süresini, alışveriş miktarını etkileyebildiği yapılan deneylerde görülmüştür. örneğin arkaplan müziği, tüketicinin alışveriş hızını, miktarını ve mağazada kalma süresini etkiler.

    öncelikle müziğin tüketici üzerine etkisi 3 şekilde olmaktadır: duygusal, bilişsel ve davranışsal. bilişsel etki tüketicinin beklentileri ve geçirdiği süreyle ilgilidir. beklentiler tüketicinin etrafındaki bazı özellikleri birleştirerek kafasında bir ön düşünce oluşturmasıdır. örneğin yavaş müzik ve az aydınlatılmış bir ortam işletmeye prestijli bir görünüm verirken, hızlı müzik ve parlak aydınlatmalar kullanan işletmelere küçük izlenimi uyandırırlar.

    geçirilen süre ise müziğin çeşitli özelliklerine göre değişkenlik gösterir. örneğin bazı araştırmacılara göre müziğin yüksek sesli olması tüketicinin uzun süre vakit geçirmesini sağlıyorken bazı araştırmacılara göre müziğin tüketici tarafından beğenilmesi sürenin uzamasına bazılarına göreyse kısalmasına sebep olmaktadır.

    duygusal faktörler ise tüketicinin işletmeye karşı duygusal düşüncelerini ve önyargılarını iyi yönde etkiler bunun yanında hızlı tempo müzik yavaş tempoya göre, pop müzik de klasik müziğe göre daha heyecan verici olarak algılanmaktadır.

    davranışsal olarak, eğer işletmenin arkaplan müziği ortama ve verdiği hizmete uyuyorsa, tüketici işletmeye “yaklaşma” davranışı sergileyecektir.

    figur 1 mehrabian-russell s-o-r model

    bir süpermarkette yapılan bir deneyde yavaş müzikte hızlı müziğe göre daha fazla alışveriş yapıldığı, bir restoranda ise yavaş müzik eşliğinde tüketilen alkol miktarının arttığı fakat yiyecek miktarında değişme olmadığı gözlenmiştir.
    sonuç olarak müzik ruh halini ve tüketici algılamalarını etkileyerek, genel olarak davranışları spesifik olaraksa tüketici davranışlarını etkilediği gözlenmiştir. [1]

    müzik, sosyal alanda ayrıca reklamlarda da kullanılır. [2] sosyal konuların yanında, müzik aynı zamanda insan psikolojisi üzerinde de etkilidir. örneğin, acı düzenleme sistemi zeka ve duygu gibi acı algısını değiştirebilecek birçok faktörden etkilenir. birçok çalışma dışarıdan pozitif bir duyguya yol açan bir uyartının veya ağrı oluşturarak dikkat dağıtan bir uyartının acıyı düşürebileceğini belirtmiştir.

    müzik, bilişsel ve duygusal özelliklerle dikkati çekebilen ve analjezik etki indükleyebilen bir eksternal uyartıya örnektir. çok sayıda çalışma farklı nedenlerle meydana gelen medikal bozukluklarda müziğin önemli bir rol oynadığını belirtmiştir: tedavi için gereken analjezik ilaç dozajı kadar gibi acıyı düşürdüğü bulunmuştur ve bireyin iyi hissetmesine yararlıdır. bununla birlikte müziğin analjezik etkisinin özellikleri hakkında sınırlı şeyler bilinmektedir. tanıdık müzikler tanınmayana göre daha fazla etki gösterir.

    24 kadın ve erkek, danimarkalı, iyi duyan, sağ elini kullanan, müzik eğitimi almamış 19-39 yaş arası katılımcı deneye katıldı. deneyden 24 saat öncesinden itibaren analjezik almadılar. baron cohen sistemine göre bölümlendirildiler. her gruba 8 kadın ve 8 erkek düştü. katılımcıların alnına 3x3 bir thermod yerleştirildi termal acı için. deneyden önce her kişi için ağrı eşik değerleri ölçülüp ona göre ayarlandı her thermod. 42, 43, 45, 47 derecelik sıcaklıkta ortalama 10 saniye acı uygulandı. ateş, su, yağmur ve rüzgar sesleri doğa sesi olarak dinletildi.

    hem doğa sesleri hem mozart müziği gürültüye göre acıyı önemli ölçüde düşürdü. bu da bize müziğin analjezik etkisi olduğunu ve hatta sesli uyarının bile analjezik olduğunu gösterir. müzik de çevre sesleri de katılımcıların tanımadıkları ve deneyden önce teste tabi tutularak çok sevdikleri, çok değer verdikleri ve az uyarıcı olarak belirttikleri seslerdi. hem mozart hem de çevre sesleri aynı düzeyde acı düşürdü. ayrıca müzik de çevre sesi de aynı derecede uyarıcıydı. diğer bir yandan çevre sesleri içinde yağmur sesi en fazla rahatlatıcı ses olarak etki gösterdi. ayrıca en az değerli ve en az sevilen sesti. müzik 1 ise en değerlisiydi. yağmur sesi, su ve müzik 1’den önemli ölçüde farklıydı. sonuç olarak müziğin analjezik etkisi muhtemelen müzik özelliklerine bağlı değil ama deneyin gösterdiği gibi değerlik, beğenme ve uyarıcılık aynı olduğunda aynı etkiyi gösterirler. analizler gösterir ki değerlik ve acı yoğunluğu arasında negatif, uyarıcılık ve acı yoğunluğu arasında pozitif bir ilişki var. [3]

    bir başka deneyde ise müziğin duygusal etkileri ve beyindeki merkezleri araştırıldı. yapılan deneye 16 sağ elini kullanan, 19-24 yaş arasında, 8 kadın-8 erkek, müzik enstrümanı çalmayı bilmeyen veya az bilen, ingilizler vatandaşı, iyi duyan, iyi gören, önceden psikolojik tedavi ya da hastalık geçirmemiş gönüllü katıldı ve 2 fmrı cihazıyla yapıldı bu deney. katılımcılar saksafon çalan bir adamı dinlerken onlar tarandı ve üzüntü sevinç ve şaşırma kategorilerine ayrıldılar.

    elde edilen sonuçlara göre davranışlar bize gösteriyor ki müzik klipleri istediğimiz duyguları ortaya çıkartabilir(mutluluk, üzgünlük ve şaşırma). audiovisual, visual ve audial sunumlar yapıldığındaki beyin aktiviteleri ortaya çıkarmıştır ki birden fazla beyin bölgesi aktive ediliyor. (multisensor, auditory ve visual alanlar gibi)(superior temporal gyrus, cuneus, precentral gyrus). bunula birlikte sadece sağ culmen ve sağ hipotalamus audiovisual kliplerde aktivite gösterdiği ve sadece bilateral insula, sol talamus, sol putamen görüntüyle ses eşleşmeyince aktive olduğu sonuçları ortaya çıktı. bir diğer deyişle insula ve sol talamus, tutarlı işitsel, görsel ve görsel-işitsel eşleşmelerden ve eşleşen-eşleşmeyen görüntülerden sorumludur ve eşleşen görüntülerle karşılaştırıldığında eşleşmeyen görüntüler için aktivasyon artmıştır. tersine olarak, sağ talamus ise görsel-işitsel görüntülerden sorumludur ve eşleşen görüntülerle eşleşmeyen görüntüler için aktivasyonu aynıdır. bu sonuçlar gösteriyor ki insula ve sol talamus müzik performansı sırasında işitsel ve görsel bilgi arasındaki iletişimin saptanmasında aktif role sahiptir; oysa ki sağ talamus farklı bir role sahiptir. [4]

    bir diğer deneyde 27 katılımcılık ilk gönüllü grubundan ilk dinleme testinden 15 tanesi geçebildi bu aşamayı ve ikinci faz olan fmrı testine girildi. bir kişi tarayıcıdaki aşırı hareketinden dolayı elendi ve 14 sağ elini kullanan kişi kaldı. 9 erkek 24-40 yaş arasında, diğer katılımcılar bayandı. hiçbirinde herhangi anomali, nörolojik hastalık, demirli implant yoktu ve klostrofobik değillerdi. son yıllarda müzik eğitimi almış olan veya profesyonel müzisyen yoktu ve kendilerini müzik aşığı olarak değerlendirmiyorlardı.

    bir işitme testi ve fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fmrı) ile, beyindeki müzik ilişkisinin değerini kontrol ederek yakınlığın rolünü aynı çalışmada yakınlık ve müzikal tercihlerin ikisi için de açıklığa kavuşturmak istenildi. ilk olarak pop/rock repertuardan alıntılar yapıp bu alıntıları sevmelerine göre katılımcıları ayrılan bir dinleme testi uygulandı. hiçbiri son zamanlarda müzik eğitimi almamıştı veya her gün müzik dinleyen insanlar değildi. 110 pop/rock şarkısından 15 saniyelik kesitler dinletildi. iki şarkı arasında 5 saniyelik sessizlik yapıldı ve bu süre içinde şarkıyla ilgili 2 soruyu cevaplamaları istendi. ilk soru “bu şarkı size tandıık geldi mi?” eğer kesin eminlerse tanıdık, emin değillerse veya daha önceden duydum ama adını çıkartamadım yeaa durumundalarsa tanıdık değili işaretlediler ve tanıdık işaretleyenler ikinci soruyu bekledi. ayrıca katılımcılar şarkıların hepsini sevip sevmediklerine göre de değerlendirdilier.

    bu şarkılar tekrar tanıdık gelmesin diye iki hafta bekledik. tekrar sorduk bu tanıdık geldi mi diye ve bütün hepsi negatif yanıt verdi. hiçbiri şarkıları hatırlamamış. uyartı olarak kullandığımız şarkılar 48 tane pop/rock şarkıdan oluşuyordu ve ingilizceydi. her uyartının başında mors alfabesinden anlamsız bipler koyduk. uyartı her denek için rahatsız edici düzeyde olmayan ve ses engelleyici kulaklılarla verildi.

    her konu için kişisel uyartıların seçilmesine olanak sağlandı. sonra, fmrı’da artırılmış ekolojik değerle doğal koşullar altında müziğin kıymetini çalışmak için pasif bir dinleme paradigması kullanıldı. beyin aktivasyon verileri ortaya çıkarmıştır ki geniş limbik ve paralimbik bölgeler tanımadıkları müziklere göre tanıdıkları müziklere önemli ölçüde daha aktiftir. motor korteks ve broca alanını kapsayan cingulate korteks ve frontal lobdaki daha küçük bölgelerin sevilen müziğin sevilmeyenle karşılaştırıldığında sevilen lehine daha aktif yanıt ürettiği bulunmuştur. bundan dolayı, fmrı verileri dinleyicilerin müzikle yakın ilişki kurarken aşinalığın çok önemli rolü olduğunu göstermiştir. [5]

    kaynaklar
    [1] akkus karkın, gülşah; akkus, ülkü. müziğin tüketim davranışı üzerine etkileri. erciyes üniversitesi iktisadi ve idari bilimler fakültesi dergisi, 32, ss. 303-317, 2009.
    [2] batı, uğur. hedef kitle davranışını etkileyen bir unsur olarak reklamlarda müzik kullanımı konusundaki yazının incelenmesi. uluslararası insan bilimleri dergisi 7(2), 2010.
    [3] garza villarreal ea, brattico e, vase l, østergaard l, vuust p. superior analgesic effect of an active distraction versus pleasant unfamiliar sounds
    and music: the ınfluence of emotion and cognitive style. plos one 7(1): e29397. doi:10.1371/journal.pone.0029397, 2012.
    [4] petrini k, crabbe f, sheridan c, pollick fe (2011) the music of your emotions: neural substrates ınvolved in detection of emotional correspondence between auditory and visual music actions. plos one 6(4): e19165. doi:10.1371/journal.pone.0019165, 2011.
    [5] pereira cs, teixeira j, figueiredo p, xavier j, castro sl, et al. music and emotions in the brain: familiarity matters. plos one 6(11): e27241. doi:10.1371/journal.pone.0027241, 2011.

    ps. neuroscience bana gore degilmis demek ki.
  9. kaliteli bir müzik dinleme keyfi için aldığım tavsiyeler ve önerilerim şunlar;

    1)bt ya da wifi özelliğine sahip olsa bile mümkün mertebe kulaklığınızı kablolu kullanın. bu öneri arctis 1 ya da sony mdr1a'nız olsa bile geçerli. en az kaybı elde etmeye çalışıyoruz. eğer belli kaynaklara erişiminiz varsa, vinyl kayıtlarını yüksek kalitede dinlemek veya parçalardan iyi performans almak için hires sertifikasına bi bakın.

    2) artık mp3 formatından kurtulduk. mp3 yazdığını gördüğümüz yere beddualar ediyor, uçan tekme atıyoruz. flack veya wav formatında dinleyeceğiz parçaları ki veri olarak en az kayıpla en çok verimi elde edelim. bunun için elbette spotify, bandcamp ya da soundcloud gibi dijital hesaplara sahip olabileceğimiz gibi, fiziksel albüm de edinebiliriz. yalnız youtube'dan indirdiğimiz mp3 dosyasını flack'a çevirerek bunu elde edemezsiniz. internette flack diye bedava indirdiğiniz çoğu dosya aslında mp3 den çevrilmiştir. buna dikkat etmek lazım.

    3) mesela spotify hesabınız var. hemen ayarlardan "tüm şarkılar için aynı ses seviyesini kullan"ı kapatıyoruz, "sen uzman mısın, sen bilirkişi misin, sen kimsin lan" çekiyoruz. ayrıca "active noise control" özelliğini araştırmanızı tavsiye ederim.

    4) kulaklık seçimi için benden daha uzman kaynaklar bulabilirsiniz, lakin hangi müzikleri hangi kaynaktan dinleyeceğiniz sorusu bile, kulaklığınızın izole olup olmaması gerektiğini belirleyecek kadar büyük bir durumu masaya koyar. sağlık, günlük kullanım, sahip olduğu sertifikalar ve tasarım bunu seçmek için ilk ölçütlerinizden olsun.

    şimdilik bu kadar.