-
nasılsan öyle gel, süslerinle oyalanma!
saçının örgüleri çözüldüyse
ayrımı düzgün değilse
korsenin kurdeleleri bağlanmamışsa, aldırma!
nasılsan öyle gel, süslerinle oyalanma!
çimenlerin üzerinden, koşar adımlarla, gel!
dudağının boyası çiğ taneleriyle silindiyse
ayaklarında şıngırdayan bilekliklerin gevşek duruyorsa
kolyenin incileri koparak yere düşüyorsa, aldırma!
çimenlerin üzerinden, koşar adımlarla, gel!
gökyüzünü kara bulutlar kaplıyor, görmüyor musun?
irmağın karşı kıyısından turnalar havalanıyor
ve anında, rüzgar gibi, arka arkaya
geniş fundalıklar üzerinden geçip gidiyorlar
ürkmüş koyun sürüleri ağıllarına koşuyor
gökyüzünü kara bulutlar kaplıyor,görmüyor musun?
aynanın önündeki feneri yakma boşuna
alev yine titreyecek ve rüzgar onu yine söndürecek.
gözlerin sürmesiz olsun, ne fark eder ki?
gözlerin gökyüzündeki bulutlardan daha siyah, bilmiyor musun?
aynanın önündeki feneri yakma boşuna
nasılsan öyle gel, süslerinle oyalanma!
eğer çiçekten tacın örülmediyse, kimin umrunda?
eğer bileziğini bağlayamadıysan, bırak kalsın.
gökyüzü bulutlarla dolu, vakit geç oldu
nasılsan öyle gel, süslerinle oyalanma!