1. kapitalizm, birikim rejimi krize girdiğinde bu krizden kısa sürede çıkabilmek gibi bir hünere sahiptir.

    dünya savaşının öncül nedenlerinden biri olan 1929 büyük buhran ile adam smith'in "görünmez eli" nin başarısız olduğu anlaşılmış çözüm olarak keynesyen ekonomi modeli ve politikalar ortaya çıkmıştır.

    kabaca "çukur açın, çukuru kapamak için istihdam yaratın" temasıyla uygulanmaya başlayan bu model ise refah devletleri adı verilen sosyal, siyasi ve ekonomik yani toplumsal alana yön veren ve bu alanda etkin rol oynayan sosyal devletleri yaratmıştır. siyasi ve sosyal haklarda artış olmuş, işsizlik neredeyse kalmamıştır.
    68 kuşağı da bu ortamın çocuğudur. ekmek ve iş kavgasından arınan, sorgulayabilen, eleştiren, aktif, yaşamda farklı zevkler arayan, insana değer veren bir kuşak. (tabi soğuk savaş propagandalarına da fazlaca malzeme edilmişlerdir)

    azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin formülü ise ithal ikameciliğe dayanan kalkınma iktisadı olmuştur.

    abd'nin vietnam savaşı esnasında ve sonrasında masraflarını karşılayabilmek için kalpazan misali karşılıksız basarak dolaşıma soktuğu dolarlar ve 1973 petrol krizi, para kurunun değişmesi gibi temel nedenler ile kapitalist sistem tekrar krize girmiş fatura ise sosyal devlete kesilmiştir.

    ayrıca, küresel sermaye için müdahaleci olmayan, ithal ikameci olmayan piyasa dostu, borçları için yabancı yatırıma muhtaç devletler sermaye birikiminin katlanması demekti.

    liberalizm, kurucu felsefesindeki kavramlarına yakın amaçlarla 1789 fransız ihtilalinde aristokratlara karşı kazandığı zaferi bu sefer neoliberalizmle kavramların niteliğini değiştirerek sosyal devlete karşı kazanmıştır.

    keynesyen modelden arınmayla ortaya çıkan görünüm liberalizmin temeline geri dönüş gibi görülse de asıl farklılaşan niteliği, felsefi temellerinden ziyade fazlasıyla piyasaya içkin olması ve ekonomik rasyonalite barındırmasıdır.

    neoliberal politikalar; devlet müdahaleciğine karşı çıkar ve piyasa dostu bir devlet öngörür. serbestleşme, kuralsızlaştırma, özelleştirme ve peşisıra yerelleşme (yerel düşün küresel davran!) kavramlarıyla şekillenen politikaların adam smith'ten uyarlanmış bu versiyonunun kuramsal babası ise milton friedman'dır.

    80'lerden itibaren yeni sağ akım ile birlikte neoliberal politikalar, abd'de reagan, ingiltere'de thatcher ile tüm dünyayı etki altına alacak şekilde uygulamaya sokulur. kapitalizmin küresel araçları olan imf, db ve oecd ile bu süreç hızlandırılır. imf ve dünya bankası, ülkelere, " biz size para verelim siz de devlet yapılanmanızı şöyle yapın", "kredi veririm ama niyet mektubuna bakalım bir" diyerek neoliberal süreci yaygınlaştırma işlevi görmüştür.

    90'larda ise neoliberalizm sallantılar yaşamış ve kendisini tekrar revize etmiştir. bu süreç devam etmektedir.

    türkiye, neoliberalizm ile 1980'de askeri darbe ile tanışmıştır. çünkü darbe, neoliberalizmin gerektirdiği kökten ve yapısal değişiklikleri hayata sokabilme imkanını sağlamak için en önemli araçtı. türkiye'de neoliberalizmin ilk uygulayıcısı ise turgut özal'dır. 24 ocak kararları ise bu dönüşümün manifestosudur.
    ozee