1. yalnızım çünkü yalnızlığımın yaşamak gibi bir anlamı var...
    white
  2. çünkü insan hep mutluluğu aramaya ve sevgiyi bulmaya çalışır lakin hayat utangaç bir kadın gibidir, sen sadece bakmamaya başladığın zaman soyunur. bunu başardığı zaman insan, yalnızlıktan kurtulup mutlu olmayı başarabilir.
  3. "kendine inancını kaybettiğin gün,o gün yalnız kaldığın gündür." dememiş bir yazar.
  4. jean jacques rousseau, ''yalnız adamın hayalleri'' adlı kitabında yalnızlık hakkında şunları demektedir;

    !---- spoiler ----!

    ''nefsimin yararına olan, kişisel denilebilecek hiçbir şey ruhuma gerçekten sahip olamaz. sadee kendimi unuttuğum anlarda en tatlı düşlere dalarım; varlıklar sistemi içinde erimekte, bütün doğa ile özdeşleşmekte anlatılamaz coşkulara kapılıp kendimden geçerim. insanlar kardeşim olduğu sürece dünyevi mutluluklar tasarlardım; bu tasarılar bir ''bütün'' e bağlık olduklarına göre, herkes mutlu oldukça mutlu olabilirdim; ancak kardeşlerimin kendi mutluluklarını benim sefaletimde aradıklarını gördüğümden beri bana özel bir mutluluk fikri kalbime işlemiştir. işte o zaman onlardan nefret etmemek için, onlardan kaçmak gerekti ve hepimizin ortak annesine sığınarak, kollarının arasında çocuklarının darbelerinden korunmaya çalıştım; yapayalnız bir insan veya onların deyişiyle insanlardan kaçan, insan düşmanı biri oldum, çünkü en korkunç yalnızlık, bana, ihanet ve kinle beslenen kötü bir toplumsal yaşamdan daha tercih edilir göründü.''

    !---- spoiler ----!

    kanımca son cümle, niçin yalnızım sorusuna verilebilecek en anlamlı yanıtlardan biri. j.j. rousseau, yalnızlığı kendisi seçmiştir ve kendi deyimiyle ''canlı bir yapıya sahip olduğundan'' çevresindeki her şeye ilgi duymaktadır. hoşlandığı şeylerle uğraşması, ruhundaki intikam ve kin duygularının kök salmasına engel olur ve der ki: '' hayatımda herhangi bir eğlenceden hala zevk alabilmem için, öfke uyandıran tüm tutkulardan arınmış bir huya sahip olmam gerekir. bu bana işkence edenlerden intikam alma yöntemimdir ve onlara rağmen mutlu olmam, onlara verebileceğim en korkunç cezadır.''

    isteyerek yada istemeyerek, paçaları sıvamadan yalnızlık deresine giren arkadaşlarım, eminim ki zor bir yaşam sürdürüyorsunuz, acı çekiyorsunuz. her ne kadar birbirimizi tanımasak da bilmesek de, hissettiğimiz bu duygular bizi benzer kılıyor, aramızdaki mesafeleri yok ediyor ve geriye sadece ama sadece hayatımızın öznesi kendimiz olduğu gerçekliği ortaya çıkıyor.

    tutmayın kendinizi, duygularınızı kontrol etmeyin. bırakın acı çeksin ruhunuz, zihniniz, kişiliğiniz, bedeniniz... sizi siz yapan ne varsa. korkmayın yalnızlıktan, kabul edin artık. ilerleyebilmeniz için, imkansız dediğiniz düşleri gerçekleştirebilmek için, sadece kabul edin. yalnızsınız... yalnızız.

    *spoiler uyarısı için @john 'bobby' carlo'a teşekkür ederim.
  5. bir ikilem yüzünden. hem ne yapıp edip herkesten kaçıp yalnızlığa koşuyorum hem de dayanamayıp telaş içinde yalnızlıktan kaçmaya çalışıyorum. kaçmaya çalıştıkça da daha bi yapışıyo insanin ustune. hem yalnizlığa böylesine ihtiyaç duyup hem de yalnızlıktan böylesine kaçmaya çalışmanın sonucu; değişken bir kişilik doğası ve kronik yalnızlık. sanırım benim en büyük sorunum bu.
  6. insanları veya insanlarla olan ilişkilerini yeterince ciddiye almadığın veya önemsemediğin için olabilir.haklısın çoğu insan dikkatini onlara vermeye değecek kadar aklı başında değil ancak gel gör ki yapabileceğin bir şey yok
  7. her zaman dürüst olduğum için, kirli düzene haykırdığım için yalnızım..
  8. dünya çok kalabalık bir yer ve herkesin bir şeyler için acelesi var, kimsenin kimseye ayıracak o kadar da zamanı yok. yalnız insanlar özgüven eksikliği yaşar ve kendini ön plana çıkarmayı sevmezler, bunu yapamazlar genellikle. bu yüzden de pek yaklaşım gösterilmeye değer bulunmaz. iletişim kurma becerileri yeterli olmadığından ve doğru yaptıklarını düşündükleri şey geri teptiğinden, kendilerini daha çok frenlerler. bir de ruh ikizini, kendine seviye atlatacak kişiyi bekleme sanrısıyla belki de kendileri için gelen treni defalarca kaçırmaya devam ederler. bizim gibileri için bu durum hiç değişmiyor. bilinçli mutlu bir yalnızlık bile bir süre sonra insanın kendisinden sıkılması, paylaşma arzusunu karşılayacak birinin yokluğundan bunaltıcı bir hal alıyor. velhasıl kelam, siz böyle olmayın.
  9. yalnızım çünkü ilk çocukluk yıllarımda annem ve babam çalıştığı ve bana bakacak kimse olmadığı için evde tv karşısında yalnız kaldım. bu benim karakterimi şekillendirdi.
  10. gururumdan. sosyallik uğruna, solucan formunda insanlarla, omurgasız ilişkiler kurmayı sevmiyorum.