1. 6.650 km uzunluğuyla dünyanın en uzun akarsuyudur. nil nehri, yüzyıllar boyunca insanlar için bir gizem unsuru olmuştur. eski mısırlılar ve yunanlar, nil nehri'nin aşina oldukları diğer akarsuların aksine neden güneyden kuzeye doğru aktığını ve aylarca hiç yağmur yağmamasına karşın, yazın neden taştığını çözememişlerdi. nil nehri'nin kaynağını bulabilmek ve akış düzeninin bilinmeyenlerini çözebilmek için tarih boyunca birçok kez sefer düzenlenmiştir. nehrin, victoria gölü'nün uganda sınırları içinde kalan kuzey kesiminden kaynaklandığı 1862 yılında ingiliz kâşif john hanning speke tarafından bulunmuştur.

    nil'in ana kolu, victoria gölü'nün uganda sınırları içinde kalan kuzey ucundan doğar. kioga ve albert göllerini geçip sudan topraklarına girer. sudd adı verilen bataklıktan geçtikten sonra, önce "beyaz nil" adıyla anıldığı konumuna ulaşır, ardından sudan'ın başkenti hartum'da "mavi nil" ile birleşir. hartum'dan biraz daha kuzeyde nil nehri'ne son büyük kolu olan atbara nehri katılır. burdan başlayıp güneyden kuzeye doğru akışını sürdürerek mısır'ı boydan boya geçer, sonra nil deltası'nda reşit ve dimyat adı verilen başlıca iki kola ayrılarak akdeniz kıyısında denize dökülür.

    nil taşkınlarının temel sebebi, etiyopya'daki şiddetli yaz yağmurlarıdır. şiddetli yağmurlarla burada biriken sular, mavi nil üzerinden aktığı nil nehri'nin taşmasına sebebiyet verir. atbara nehri'nden akdeniz kıyısına dek uzanan bölgede ise ürün yetiştirmeye yetecek oranda yağmur yağmaz. burada bütün bölgeyi sulayan nil nehri'dir. mısır halkı asırlardır yetiştirdiği tarım ürünlerinin bereketini nil'e borçludur. ekili toprakların yaklaşık dörtte birinde bölgenin en değerli ürünü olan pamuk yetiştirilir.
  2. ''nehir yatağı'' anlamına gelen, neilos kelimesinden gelen yunanca bir kelimedir.
    eski mısırda iteru denmiştir. anlamı ise ''büyük ırmak''tır
  3. antik mısır’da doğu kıyısı yaşamı, batı kıyısı da ölümü temsil eden nehir.

    doğu kıyısında tapınaklar ve yaşam alanları kurulurken, batı kıyısında da mezarlar, piramitler olurdu. hatta öyle ki, batı kıyıda tarım bile yapılmazdı.

    uzmanlar bunun nedeninin, güneşin doğudan doğup, batıdan batmasını gösteriyorlar. çünkü doğan güneş yaşamı, batması da ölümü simgeliyordu mısırlıların gözünde.

    bununla bağlantılı olarak da, mısır’ın ünlü sembollerinden ankh’a da nil’in anahtarı derlerdi. çünkü ankh’ın bir tarafı yaşamı, diğer tarafı da ölümü simgelerdi ve sonsuz bir döngüydü.