1. Eskiden düzeni olarak takip ederdim bu dergiyi. Güzel hikayeler olurdu. Dosya konuları falan iyi işlenirdi. Sonra dosya konularında ki özeni hikayelerde göstermemeye başladılar. Semih gümüş'ün genel yayın yönetmenliğini yaptığı bu dergide ki hikâyeler için benim bir iki arkadaş kral çıplak demişti. Ben de susmuştum o dönem. Şimdi nedir ahvali bilemiyorum lakin semih gümüş'ün elif şafak için yaptığı pr çalışmaları (tabi ki olmazsa olmaz doğan hızlan ile), bir mimarin ustam ve ben kitabı için yaptığı somut eleştiriye "ben daha iyi bilirim, roman yazar nasıl istemişse öyledir, eleştiremezsiniz" tarzı gerçeklikten kopabilme dalıyla eleştirmenliğine iskelet kurması falan üzücü. Geç kalmış bir dönüşüm hikayesidir semih gümüş.

    Neyse.