• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (6.92)
now you see me - louis leterrier
2013 yılı, amerikan yapımı, 115 dakikalık film, atlas isimli karizmatik ve etkileyici bir illüzyonistin liderliğini yaptığı, dünyanın en iyi sihirbazlarından oluşan 'four horsemen' ekibinin başından geçenleri konu alıyor. ekip üstün sihir marifetlerini sadece sahne gösterileri için değil, soygun yaptıkları bankaların sistemlerine erişmek ve izleyicilerini soymak için kullanıyorlar. bu adamlar izleyicileri önce başka bir kıtadaki bir bankayı soyarak, daha sonra beyaz yakalı bir suçlunun bankadaki milyon dolarlarını izleyicilerin banka hesaplarına aktararak şaşırtıyorlar. bunun üzerine onları durdurmaya kararlı olan özel fbi ajanı dylan bu çetenin peşine düşer. 'the transporter', 'the incredible hulk' ve 'clash of the titans' gibi epik filmleriyle tanıdığımız louis leterrier tarafından yönetilen filmin oyuncu kadrosu jesse eisenberg, mark ruffalo, michael caine ve morgan freeman gibi önemli isimlerden oluşuyor.
(beyazperde.com sitesinden alıntıdır)


  1. " the prestige" ve " the illusionist" filmlerini izlemiş olanlar için bu filme bir tür "sihirbazlık" filmi demek yanlış olur kanımca. sebeblerime bakalım:

    !---- spoiler ----!

    * "the prestige" filminden öğrendiğimiz üzere; bir sihir hilesinin başarısı üç perdeye bölünerse, birinci perdenin adı yemin: sihirbaz seyirciye sıradan bir nesne gösterir. İkinci perdenin adı dönüşüm: sihirbaz bu sıradan nesneyi olağanüstü bir hileye dönüştürür. Ve en önemli üçüncü perdenin adı prestij: sihirbazın daha önce görülmemiş, şok edici, dahiyane bir sonla gösterisini bitirmesi. bu filmde prestij aşaması biraz abartılmış kanımca. filmdeki gösteriler güzel hazırlanmış ve güzel uygulanıyorlar. fakat prestij bölümleri hep anlatılıyor. yani oyunun hilesi anlatılıyor. halbuki izleyici kandırılmak ister. biraz da mistik olsun, kapalı kalsın, biz düşünelim ister. ^:ya da sadece ben böyle istiyorum^ her oyunun afişe edilmesi karakterle de bağlanmış durumda. morgan freeman film boyunca sihirbazların peşinde oyunlarını ortaya koymaya çalışıyor. bu biraz sıkıcı geldi bana.

    ** Melanie Laurent ile Mark Ruffalo iki farklı ülkenin güvenlik güçleri. filmde sihirbazların oyunlarıyla madara ettikleri ikiliyi canlandırıyorlar. çete canlı yayında bir bankayı ve sonraki gösterilerinde işverenlerini soyuyorlar. son adımda da büyük bir kasayı boşaltıyorlar. aslında hırsız bu zibidiler. ne bekliyoruz? sihirbaz çetesi oyun kurdukça polis de adım adım peşlerinde olsun, hata yapmalarını beklesin, koşturmaca, şakalar felan. bunlar oluyor filmde ve bence filmi seyredilir kılan da bunlar. fakat anlam veremediğim şey şudur ki; iki polis arasında ^:aslında biri fbi biri de interpolden^ duygusallık baş gösteriyor. öpüşmeler felan. filmin sonunda da romantik bir buluşma. bunu filmede bir yere koyamadım. kanımca gereksiz bir romantizm eklentisi olmuş.

    *** bazı sahneler çok çabuk geçiyor. tam kafanızda oluşturamadan başka etkileyici sahneye geçiliyor. halbuki biraz ara verilebilirmişti. bu anlamda film kısa bile sayılır. ^:gerçi iki saate yakın^ hep bir koşturmaca var filmde.

    **** mesaj, mesaj, mesaj. nerdeyse tüm gösteriler mesaj içerikli. kapitalizm karşıtı gösteri, patron karşıtı gösteri, new orleans mesajı vb. çok mesaj yüklenmiş ince ince.

    ***** yine morgan freeman var. bu adam ölünce kim oynayacak merak ediyorum. freeman neredeyse tüm filmlerde var gibi hissediyorum. ya da sadece onun filmlerini seyrediyorum. aslında morgan freeman "fan"ı mıyım ben yoksa? ^:lan?^

    eleştirilerime rağmen filmi beğendiğimi de söylemeliyim. şimdi de bunun sebeblerine bakalım:

    * evet, koşturmaca çok filmde; fakat gözünüzü ekrandan alamıyorsunuz. bir sonraki sahne bir öncekinden iyi olmuş nerdeyse. sahne seçimleri iyi. takip sahneleri de başarılı böyle bir filme göre. hele "hücre evi" baskınındaki dövüş sahnesi güzel tasarlanmış.

    ** vurucu ve etkileyici son var filmde. ama bunu istemiyorsunuz bile. çünkü çoktan çözmüş olabilirsiniz düğümü. ve hatta kimin ne olduğunu öğrenmek istemiyorsunuz bile. gösteriler mesaj yüklü de olsalar iyiler. hatta çok iyiler. hikayenin eski bir sihirbaz üstüne kurulu olması da etkileyici ve sürükleyici. güzel.

    *** oyuncular sırıtmamışlar. " the social network"de zuckerberg'i canlandıran çocuk başrolde ve sırıtmamış. "mahşerin dört atlısı" teması da etkileyici. morgan freeman'a laf attım; ama rolün adamı o. başkası oynar mıydı aynı rolü? oynar tabii. o kadar "major" bir rol değil. ama freeman da oynamış hani. bir michael caine takipçisi olarak michael caine'i çok beğendim. objektif olamıyorum bu konuda. adam hep iyi. ekipteki kız biraz silik kalmış; ama Melanie Laurent çok güzel bir kadın. Mark Ruffalo da başrolün hakkını veriyor. tam bir amerikan karakterini canlandırmış; laftan anlamaz, üstünkörü, popüler, "looser".

    **** ilk sahneden itibaren oyunlarla bezeli bir film. her bir sihir numarası benim gibi illüzyon işlerine meraklılar için biçilmiş kaftan. yine de tekrarlamadan edemiyeceğim; numaraların nasıl yapıldığını göstermek maharet olmamalı. bırakın ağzımız açık kalsın!

    bu kadar eleştiriye rağmen izlenesi bir film olduğunu vurgulamalıyım. çok akıcı ve eğlendirici bir film. çok şey beklemeden, eş-dost, patlamış mısır eşliğinde.

    !---- spoiler ----!

    Küçük not: Bu arada filmin imdb puanı 7,3/100 görünüyor. Fena değil hani!