1. öncelikle (bkz: hamileler okumasın) ^:swh^

    günümüz ve önümüzdeki 30 yıl itibarı ile kesinlikle türkiye'de kullanılmaması gereken bir enerjidir.

    Neden?

    1-teknolojik donanım;

    Uzun uzun yazmayacağım bunu, ülke olarak bu konuda kesinlikle başarılı olamayacağımız, enerji bakanımızın yazmış olduğu kedi ve trafolar isimli mini öyküsünde ve piston aşağı düştü minvalinde, “sistem çöktü” , “bilemiyorum valla neden oldu?” tarzı 31 mart 2015 elektrik kesintisi açıklamalarından aşikardır ve TÜBİTAK ULAKBİM Müdür Yardımcılığı görevini yapmakta olan eski hayvanat bahçesi müdürü Mustafa Sancar isimli şahıs hepimizin malumudur.

    2-Afet-Kaza-sabotaj riski;

    Deprem japonya’nın olduğu kadar bu ülkenin de gerçeği ve japonya’da olan kazanın, Japonya’da olmasından mütevellit ne kadar ucuz atlatıldığı, buna rağmen o çalışkan ileri teknoloji insanları olan Japonların Yusuf Yusufları hala kulaklarımızda. Türkiye’de bu durum şöyle özetlenir “ aman Allah korusun”
    Ülke olarak dış ilişkilerde ne derece başarılı olduğumuz da ortada. İş bu noktada kan alırlar arkadaşım. (bkz: bir terör ülkesi olarak Türkiye)
    Red Alert 2 oynayan efsane nesile dahil olan bu kardeşiniz, lise yıllarında az reaktör patlatıp oyun kazanmadı. Her şey bir tarafa dünya üzerinde şu anda %100 güvenli bir nükleer santral bulunmamaktadır. Bu noktada Çernobil’i saygıyla anıyorum.

    3-Radyoaktif atık havuzları;

    Malumunuz üzere Uranyum içerisinde ısı verecek enerji tükendikten sonra, uranyum çubukları soğuyuncaya, radyasyon normal seviyeye gelinceye kadar suyun altında muhafaza edilirler. Muhafaza süresi dolduktan sonra yapılan analizler sonunda radyasyon seviyesi yüksek olanlar ayrılır. Radyasyonu normal düzeye inen katı cisimler toprağa gömülürken, sıvı olanlar denizlere veya göllere karıştırılır. Artık kontoryum trollemesinde olan videoda gördüğünüz balıkların gerçeklerini mi görürsünüz, walking dead dizisindeki zombilerin, akdenizde tatil yapan Ruslar olduğuna mı inanırsınız siz bilirsiniz.

    Allah aşkına haksızsam haklısın deyiniz.^:swh^
  2. sanırım bu konuyu tartışmadan önce hangi çerçevede ele almamız gerektiği üzerinde ön bir tartışma gerekli, var olan sistem içinde bir çözüm yolu mu arayacağız yoksa mevcut üretim ilişkileri sarmalının bir adım dışına çıkarak mı geleceğimize bakacağız? kısa vadede ilk yolu tercih etmek kolay görünse de uzun vadede hiçbir şeyi kurtaracağı yok, in the long run we are all dead mi diyorsunuz?^::) ^ ( ayrıca bkz: nkp )
    mesut
  3. Elektrik Mühendisleri Odası'nın yeni hazırlamış olduğu Nükleer Enerji Raporu-2 yayınlandı. Bir konu hakkında uzmanlarından bilgi almak her zaman için en doğru ve güvenilir yoldur. Konu ile ilgili bilgisi olmayan, fakat fikri olanları bu yayını okumaya davet ediyorum.
  4. nükleer lobisinin canla başla savunduğu enerji tipi. eğer kullanmazsanız şöyle olur deyip, parmak sallayıp, uzun uzun ad hominemle kafa bulandırıp, bir de üzerine üşürsünüz donarsınız deyip şantaj yapılarak savunulan enerji türü.

    nükleer enerji 20. yy'ın bütün araştırmaları sonucu ortaya çıkıp geliştirilmiş bir enerji türüdür. eskidir. r-i-s-k-l-i-d-i-r. bakın bir daha yazayım. risklidir. hem de öyle kuş değdi öldü, sırtımız kaşınıyor cinsinden değil. emmeli ölmeli falan. eskiye rağbet olsa bit pazarına rahmet yağarmış. fukushima ile nükleer devri fiilen bitmiştir.

    güneş enerjisi hakkında önceki yazılanların tümü yanlıştır. güneş enerjisi 21. yy'ın araştırma konusudur. almanya ve amerika bu enerjiyi halka indirmek için, 2000lerin başından beri oluk oluk para akıtmaktadır. yok güneş az, yok sabit değil vb. falan dersen eski mısırdaki tutankamon yanında güneş tanrısı (bkz: solinvictus) ile gelir mumya sargılarını çıkarıp seni döver.

    sadece Shell'in geçen sene hazırladığı rapor bile nükleeri unutup yeni teknoloji olan güneş enerjisine odaklanmamız gerektiğini gösteriyor. http://www.businessinsider.com/shell-says-solar-leads-world-by-2100-2013-10
    evet bu grafiğe dikkale bakalım sayın hakim bey ve nükleercilerin şantajına gelmeyelim.
  5. maliyeti çok yüksek olan enerji türüdür. bir nükleer reaktör sıfırdan çalıştırmaya 4-5 milyar dolar gibi bir bütçe ister. (2010 rakamı) bu rakamı hadi diyince ortaya dökemezsiniz o yüzden bunu yapan nükleer enerji şirketleri (lobiler) kredilerini de kendileri verirler. ortalama TR gibi bir ülke bu parayı alıp kenara koyamaz, bu kredilere muhtaçtır. bu krediyi veren şirkete de nükleer alanın bütün imtiyazlarını bırakmak zorunda kalabilir. akkuyu hakkında bir tartışma vardı , o alanın rusyaya bırakılması gibi. anlaşıldı mı bilgim yok.

    tekrar edelim; nükleer enerji pahalıdır.

    peki bu santrallerin ömrü ne kadar? 50 yıl belki yeni teknoloji ile 70 yıl.

    öte yandan güneş enerjisi eskimez. maliyeti düşüktür. şu rakamlara bakabiliriz. http://ecowatch.com/2015/09/09/worlds-largest-solar-farm/

    çin pakistan için müthiş kapasiteli bir güneş enerjisi tarlası inşa ediyor. (şu klasik a-Si güneş panelleri en ucuz çinde. 1W/1dolar altına maliyeti çekmiş durumdalar) 200 hektarlık çorak bir alana 130 milyon dolar paraya, 1000 MWlık bir yatırım.

    ucuz mu? ucuz. devletleri bırakın orta kapasiteli bir şirket bu miktarı cebinden verebilir. kurulumu sadece ayları/günleri alıyor. tehlikesi var mı? uçan göçen kuşlara zararı var. çorak arazideki, çöldeki, canlı çeşitliliğini de göz önüne aldığımızda zarar minimum. nükleer enerjinin çalıştırılırken nispeten zararsız olduğu doğrudur ama riskleri hayati boyuttadır. zarar ve riskin farkını burdaki her okumuş arkadaşın bileceğin şüphem yok. ben zararlı demiyorum, riskli diyorum. linkteki güneş enerjisi tarlasının kapasitesi 1000 MW, yukarıdaki nükleerin marifetlerinden biri olarak sayılan güce erişilebiliyor. öyle 20 MWlar falan tarihte kaldı. (geçen sene avustrulyalı bir şirket bir batında 600 MWlık bir güneş tarlası kuracaktı türkiyeye: http://www.sabah.com.tr/ekonomi/2015/04/11/dyesoldan-mersine-gunes-tesisi ) pakistandaki tesis mesela 320bin kişilik evin elektriğini sağlayacak. 4 kişilik bir aile desen büyük bir şehrin elektrik kaynağı. öyle kasaba falan değil.

    eksik ve de eski bilgilerle güneşi ya da öteki yenilenebilir kaynakları ezmeyin. şu anki teknoloji ile bunlar yapılabilirse yeni nesil güneş panellerinin yapabilecekleri hayal bile değil. nükleeri de sevimlileştirmeyin. siz hiç nükleer reaktörün dibinde balık tutup, onu yiyemeyeceğinizi en baştan bilmenin nasıl bir duygu olduğunu bilir misiniz? ( gerçi ben tuttuğum balıkları yemem geri bırakırım maksat spor, isteyenler falan oluyordu)
  6. taraftarları için, on madde ile;

    1- nükleer santral yakıtının yüzde yüzünü tek ülkeden temin etmek üzere anlaşma yapıyorsanız,

    2- yalnızca yakıtı değil, kritik insan kaynağının tamamını aynı ülkeden alıyorsanız,

    3- nükleer enerji üretimi sebebiyle memleketin koylarına beton dökmek, deniz suyunu ısıtmak ve -caps- binlerce yıl- boyunca radyoaktif olmayı sürdürecek atıklar üreteceğinden haberdarsanız,

    4- ülkenizin kayıp-kaçak oranının avrupa zirvesinde olduğunu ve bu hatların ısrarla yenilenmediğini, bu sebeple bir tam gün boyunca bütün ülkenin durma noktasına geldiğini unutmadıysanız,

    5- ülkenizde nükleer santral kapasitesinde güneş ve rüzgar santralinin epdk kapısında ruhsat beklediğini, ama siyasi tercihler sebebiyle bu ruhsatların bekletilerek bir enerji kıtlığı imajı yaratıldığını, ama bu imajın sahte olduğunu biliyorsanız,

    6- 1 ay içinde düşman ilan ettiğiniz bir ülkenin insafına güveneceğiniz projelere imza atmak üzereyseniz,

    7- nükleer santral müdürlüüğüne ilahiyat profesörü atayacak kadar şark kurnazı, işbilmez ve serseri bir kafa yapınız varsa,

    8- düşen fiyatları vatandaşlarınıza yansıtmayıp, sadece zamları yansıtıyor, uluslararası piyasalarda doğalgaz fiyatları düşerken (petrol ile bağlantılı) sizin ülkenizde artıyorsa,

    9- bir teknoloji devi, ar-ge üssü, dünyaya üretim yapmayı yeniden öğreten japonya bile nükleer kazalarla sarsılıyorsa,

    10- ülkeniz nükleer santral olmadan nükleer kazaya karışan nadir ülkelerden ise (http://www.taek.gov.tr/attachments/kazalar/ikitelli_tr.pdf)

    11- bilimsellik adı altında şarlatanlık değil, hakikaten bilimsel bilgi arıyorsanız ve -caps- ülkenizin çıkarlarını düşünüyorsanız -caps-

    karşı olmanız, çocuklarınız, torunlarınız için ne pahasına olursa olsun engellemeniz gereken enerji türüdür.
  7. canla başla ve dahi bol üç noktalı, yanlış hesapla savunulan enerji türü.

    ne dedim? ad hominemlerle kafa bulandırılır. adam oturmuş hesap çıkarmış, hepsi düz mantık ve de yanlış. Fiyat veriyoruz, borsada, ekonomi dergilerindeki fiyatları veriyoruz. kimsenin gizlisi saklısı yok adam çıkmış Xmilyar 2500 senelik bütçe falan gibi şizofrenik rakamlar buluyor. Çin ile Pakistan anlaşma yapıyor maliyeti 130 milyon dolar orta büyüklükte bir şehir için. linki bir daha vereyim: http://ecowatch.com/2015/09/09/worlds-largest-solar-farm/

    sonra gitmiş piyasanın en çok kullanılan Silikon ve türevleri yerine Galyumarsenit güneş pilini seçmiş ne hikmetse. Kadmiyum tellüride bile değil. Amaç kafa bulandırmak.

    Kendisi 3 boyutlu düşünmekten aciz, türkiyeyi çarşaf gibi 2 boyutlu düşünüyor. Sanki bunlar üst üstü koyulamazmış gibi. Sanki güneş ışınları her yerde var olan değil sadece sabit bir açıyla dünyaya geliyormuş gibi. O gelen ışının önüne koydun koydun arkadaşım yoksa sana elektrik yok. Aristo falan duysa bunları utanırdı kendi düz mantıkçılığından.

    Son olarak solar collector sistemlerinden de haberi yok bu nükleercilerin.

    Tekrar ediyorum, eksik ve eski bilgilerle savunulmaya çalışılan enerji türü. biraz mantıklı rakamlarla ve bilgilerle tanışmak isterseniz buyrun: https://www.ise.fraunhofer.de/en/publications/veroeffentlichungen-pdf-dateien-en/studien-und-konzeptpapiere/recent-facts-about-photovoltaics-in-germany.pdf

    bu da yetmezse amerikan NREL kurumunun raporlarını da paylaşayım.
  8. numaralandırmaya gerek yok artık sanıyorum;

    siz diyorsunuz ki, nükleer enerji ayrı bir mesele, ülkemize kurulacak nükleer güç santrali ayrı bir mesele. hayır efendim, ülkeminizin gündeminde bulunan tek nükleer enerji başlığı budur, dolayısıyla ayrı düşünülmesi sözkonusu dahi değildir.

    termodinamiği anlayacak boyutta olduğunuzu dahi sanmıyorum; zira soğutma konusunda söylediklerinizin de tamamı (maalesef) yalan. diğer tüm konularda olduğu gibi, bu konuda da yalan söylüyorsunuz; işte kanıtı. elektrik mühendisleri odası yılda 10 milyar litre suyun soğutma maksadıyla denizden çekileceğini, ısıtıldıktan sonra geri verileceğini söylüyor.

    diğer yandan, radyoaktivitesi -caps- binlerce -caps- yıl sürecek atıklar konusunda hiçbir savınızın olmaması, hakikaten takdire şayan. hiçbir çözümünüz, hatta söyleyecek yalanınız dahi olmadığından olabilir mi?

    fiyat konusuna gelince; elektrik alım satımı devletin tekelinde değil mi? devlet elektriği yenilenebilir enerji kaynaklarından 13,6 euro-cent karşılığı; yani 0,43 tl karşılığı alıyor. yani yatırıma falan elini sürmeden, güneş santrali yapan adamdan aldığı fiyat bu. nükleer enerji santralinden ise 0,22 dolar-cent karşılığında, yani 0,63 kuruş karşılığında satın alacak. ve utanmadan sıkılmadan arlanmadan diyorsunuz ki, nükleer enerji güneşten rüzgardan daha ucuz. bu savınız da baştan aşağı yalan!

    o kadar biliyorsanız, milyon dolarlara mal olan, insanların öldüğü kazaları sayın. elinizde o kadar parmak varsa, çekin fotoğrafını yükleyin. bir elin parmağı kadar kaza olduğu da yalan!

    600 kişi sayısı ile ilgili kaynak bekliyoruz. sayıyı veren ben değilim.

    söylediklerinizden herhangi bir şeyi çekip çıkardığım da yalan. radyasyon ile ilgili verdiğiniz tek örnek bu, ben de ona yanıt verdim.

    ben konuda uzman değilim, uzman olduğum konu farklı. ama uzmanları okuyacak ve okuduğunu anlayacak kadar konudan anlıyorum.

    herkese öneririm.
  9. Olası bir kaza durumunda alacağınız risklerin boyutu için alacağınız riskin büyüklüğü için bakınız

    Sayısız mutasyon, daha önce hiç görülmemiş derecede farklı hayvan ve bitkiler. Daha bunlar yetkililerin inkarına rağmen sızanlar, gerçek etkileri görmek onyıllar alacak...

    Olm bakın biz komple ölelim çoķ önemli değil. Ama en azından çocuklarımız yaşasın...