odaklanmak



  1. dikkat ve enerjiyi ilgilenilen şey her neyse ona yoğunlaştırmak, oraya yönlendirmek.
  2. çevredeki uyarıcıların üzerinde etkili olduğu durumdur.

    kütüphanede ders çalışmak ile taksim meydanında çalışmak bir olamaz.
  4. bahardan kalma kış günleri bir yana bugün gerçekten baharı hissettim. bugün bir bahar günüydü ve söyleyecek hiçbir şeyimin olmayışı içimi acıttı. gün boyunca içimde birikip de en sonunda gün ışığına kavuşan tek gerçek bu oldu.

    yoğunlaştığın herhangi bir düşünce olmazsa düşünemediğin onca düşünceyi düşünmek zorunda kalırsın. düşünülemeyen düşünceler gri bir sis bulutu gibi yükselir zihninde. hiçbirini ne olduğunu seçemezsin. bu sana acı verir. acı veren bir düşünceden daha fazla hem de. sorular anlamını kaybettiğinde yaşantılar anlamını buluyor sanırsam. bunu şimdilik sadece tahmin edebilirim.
  5. adrenalin odaklanmayı kolaylaştırır. bu sebeple odaklanamayan öğrenciler sınava ancak son gün -adrenalin seviyesinin arttığı gün- çalışabilirler.
  6. bazı ince detaylarla daha iyi hale getirebileceğiniz eylem.

    1- yemeğinizi masada tutun: tabiki öyle karnıyarık tutmayın. fındık, fıstık, kuru üzüm iyidir. glikoz beyni besler.

    2- telefonu kapatın ve masadan kaldırın: gözünüz kalmasın ve çalıp rahatsız etmesin.

    3- rahat bir oturak alın

    4- zaman tutun: ne kadar zamanda ne yaptığınız hakkında fikir sahibi olun (bkz: pomodoro tekniği)

    5- kullanmadığınız her şeyi kapatın: bir dolabın kapağı da olabilir bu.

    6- masanızı temizleyin: tamamen.

    7- kendinizi ödüllendirin: (bkz: kendini ödüllendirme yöntemleri)

    8- çalışmanın sonunda başarmak istediğiniz şeyleri bir yere yazın: gelip gidip bakın, ne kadarını yaptınız, ne kadar kaldı geriye.
  7. uzun bir süre veya belli bir zaman dilimi kadar bir konuyla ilgilenmek, ona yoğunlaşmaktır.

    bende de bu arkadaşa karşı bir bağlanma sorunu yok değil. azı karar çoğu zararmış gibi geliyor, belki de bundan böyleyim...