• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.35)
oğullar ve rencide ruhlar - alper canıgüz
"beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürüme başlar.
ben alper kamu, birkaç ay önce beş yaşına bastım. doğum günüm yaklaşırken vaktimin büyük kısmını pencerenin önünde, dışardaki insanları izleyerek geçiriyordum. hızlanarak, yavaşlayarak, türlü sesler çıkararak ve bir yerlere bakarak yaşayıp gidiyorlardı. bir gün onlardan biri haline geleceğimi düşünmek beni hasta ediyordu. ne yazık ki bundan kaçış yoktu. zaman acımasızdı ve ben hızla yaşlanıyordum.
hayatımdaki tek iyi şey artık anaokuluna gitmek zorunda olmayışımdı. zarardan kâr. uzun süre annem ile babama anaokulunun bana göre bir yer olmadığını anlatmaya çalışmıştım aslında. bütün rasyonel dayanaklarıyla. hiçbir işe yaramamıştı maalesef. illa ki uykumda kan ter içinde tepinmek, servis minübüsü kapıya geldiğinde küçük çaplı bir sinir krizi geçirmek gibi yöntemlere başvurmam gerekecekti derdimi anlamaları için. kepazelik. insanı kendinden utandırıyorlardı."
alper canıgüz, tatlı rüyalar'dan bilinen sürükleyici diliyle, 5 yaşındaki bir çocuğun içine düştüğü bir hikayeyi anlatıyor. yaşının avantajıyla her yere girip çıkan, hem filozof, hem fırlama bir oğlan... hikayeyi ve "karakteri" çevreleyen semt hayatı ve mahalle atmosferi de, bizzat karakter kazanıyor, anlatıda...
polisiye, fantastik ve mizahi edebiyatın tadlarını ustaca kaynaştıran, olağanüstü özgün, çok iddialı bir kitap.


  1. "bizi mahveden her neyse annemin bu işe pek sevindiği belliydi. üzüntü olmadan yaşayamaz annem. felaketler onun yaşam kaynağıdır. sanırım her şey yolunda giderken kendini gereksiz hissediyor." ^:26. sayfa^

    "bizimkilerin keyfine diyecek yoktu. birini ezme fırsatını bulduklarında nasıl da parlıyordu gözleri. üstelik ellerine geçecek hiçbir şey yokken. sırf birini aşağılamak için yapıyorlardı bunu. zevkine. çocuklara bakıp da saflık, masumluk ve güzellik edebiyatı yapanların aklına şaşarım. ben bizimkilere bakınca, insanoğlunun en alçakça eğilimlerinin en çıplak halinden başka bir şey görmüyorum. kendimi onlardan çok farklı bir yere yerleştiriyor değilim. sadece ben, hasbelkader, içimdeki çirkinliği dışavurmanın daha rafine yöntemlerini geliştirmiş bulunuyorum." ^:51. sayfa^

    ve daha yazamadığım birçok güzel bölüme sahip kitap.
  2. alper canıgüz'in diğer kitaplarından^:gizliajans^^:tatlı rüyalar^ daha çok sevdiğim, sık sık erken kaybedenler'i hatırladığım kahkaha tufanı. cidden kahkahalarla ağlatan, hıçkırıklarla güldüren bir kitap. finaldeki mektup çok duygusaldı.

    girişi de ayrıca güzel; beş yaş insanın en olgun çağıdır, sonra çürüme başlar.
    mnb
  3. cinayet ve gizem içeren, akıcı ve de eğlenceli kitap. şöyle bir tespite de sahiptir:
    "yakup abi sen bu arabayı yıkıyorsun ama beş dakika sonra yağmur yağacak yine...
    "yağsın, bir daha yıkarız, " dedi bakkal ermişçe. o zaman anladım ki, böyle bir olasılık onu endişelendirmek şöyle dursun, mutlu ediyordu. o doğuştan araba yıkayıcısıydı. ne var ki hayat onu bakkallığa mahkum etmişti; pek çok müthiş kabzımalı milletvekilliğine mahkum ettiği gibi. sistem yetenekleri heba ediyordu."