1. radiohead'in 1997 yılında çıkmış albümü. rateyourmusic'de oylanarak belirlenen albüm listesinin daimi bir numarası.
  2. ilk dinleyişimde "n'oluyoruz lan" diyerek mala bağladığım, gelmiş geçmiş en iyi albümlerden biri.
  3. buzlu
  4. kup
  5. bu albumde gerilerde kalmis bir parca vardir ki, dinlediginizde kendinizi kaybedebilir, en absurd seyleri dusunebilir, thom yorke'un derdi ne ulan diyebilirsiniz.
    (bkz: climbing up the walls)
  6. bir mekanda yada bir ortamda bu albümden bir parça çaldığı zaman, ağızlardan 'hoaydaaa', 'yapmaaa', 'abiiii', 'laaaan' gibi laflar çıkması muhtemeldir.
  7. başucu albümüm.
    çok nadir gelir böyleleri.
  8. tuhaf bir antikacıdan aldığım discman'imden hiç çıkarılmadan en uzun süre duran albüm olma rekoruna sahip, 1997 çıkışlı radiohead albümü. her albümlerinde olduğu gibi stanley donwood'un elinden çıkma, baş döndüren ve gri bir umutsuzluğa boğan bir artwork'e sahiptir. dinlemeye başladığınızda her bir şarkının, o gri denizin içine birer tane oksijen tüpü bırakmış olduğunu görürsünüz. fakat albümde ilerledikçe fark edileceği üzere, tüplerin içi boştur. dolayısıyla "tam teşekküllü bir müzikal boğulma nasıl olur?" sorusunun cevabıdır bu albüm başlı başına. yine de dinlemeyi durdurmak çok zordur.

    albüm başından sonuna dek teknoloji temasını işliyormuş gibi duruyor ama aslında teknolojinin ve materyalizmin insan hayatında sebep olduğu izolasyonu aktarıyor. thom yorke, bu albüm bünyesinde yazdığı her şarkıyı, sürekli ve yoğun bir kopukluk getiren bir çağda insanlar arasında yeniden iletişim ve bağlantı kurma denemesi olarak değerlendirir. çünkü bu çağın getirdiklerinin -ve akabinde insanlardan götürdüklerinin- etkileri, kontrol edilemez bir hızla her köşeyi istila etmektedir. bunun farkındalığına erişmiş olan birey bile tüketim çılgınlığını ve insani değerlerden uzaklaşma hızını dizginleyemiyordur. "the tourist" şarkısı işte tam da bununla ilgilidir. albüm tamamlandıktan sonra grup, şarkıları dizecekleri sıra konusunda iki haftalık bir kararsızlık sürecine girer. yeri kesin olarak belirlenen ilk şarkı ise "the tourist"tir -albümün son şarkısı-, içindeki "hey man, slow down" yakarışlarının, modern insana yöneltilen bir çeşit tavsiye ve ikaz karışımı oluşuyla, bu şarkının albümün sonunda daha etkili olacağı düşünülür. thom yorke sonrasında, bu yakarışları biraz da kendisine yaptığını, çünkü kendisini hakikaten yavaşlamaya ihtiyaç duyduğu bir noktada gördüğünü söyler. neredeyse hızın sıfırlanacağı kadar yavaşlanırsa, etraftaki her şeyin anormal derecede hızlı bir şekilde aktığı nihayet çok net bir şekilde görülebilir olacaktır; ki şarkının, hatta tüm albümün amacı da bunu görmek-göstermektir.

    albümle ilgili bir diğer ilginç detay da ismi. henüz kayıt aşamasındayken kendisi için "your home may be at risk if you do not keep up payments" düşünülmüş, ama sonrasında "ok computer"da karar kılınmış. onun da çıkış noktası a hitchhiker's guide to the galaxy olmuş. the bends albümünün turu sırasında grup, bu harikulade eserin sesli kitap versiyonunu dinliyor, ve o zaman albümün ismi "ok computer" olarak değişiyor. (uzay gemisinin bilgisayarı, zaphod'a, yaklaşmakta olan füzeden kaçamayacaklarını, yönlendirme sistemlerinde bir sorun olduğunu söylediğinde zaphod'un verdiği cevap şuydu: "ok, computer. i want full manual control now.")