• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.83)
only lovers left alive - jim jarmusch
2013 yapımı, başrollerini tilda swinton ve tom hiddleston'ın oynadığı dram, romantik, korku içerikli bir filmdir. eve (tilda swinton) ve adam (tom hiddleston) birbirine yüzyıllardır deli gibi aşık iki vampirdir. adam karanlık ve depresif müzikler yapıyordur. eve'in kızkardeşinin gelmesiyle işleri karışır ve güvenlikleri tehlikeye girer. kaliteli kan bulmak gittikçe zorlaşıyordur ve bunu sağlayan tedarikçileri ki o da bir vampir, bir gün ölür. kan bulmak için tek çareleri kalıyordur artık.


  1. izleyiciyi filmin içine sokmak, ritmine alıştırmak ve karakterleri tanıtmak için ne yapmak gerekir sorusuna cevap veren bir girişe sahip film.

    sahneye, funnel of love uyarlaması eşlik etmekte.
  2. terk edilmiş ve aslında kapanmasıyla bir kentin de çöküntü hale gelmesine sebep olan detroit packard otomobil fabrikasının yarattığı atmosfer kesinlikle muhteşemdi. büyüleyici ve kasvetli. tam zombilere (insanlara) göre öyle değil mi? adam'ın zombilerden nefretini dile getirdiği sahne unutulmaz. sözleri de

    !---- spoiler ----!

    "bıktım onlardan ve kendi hayal güçlerinden duydukları korkudan da bıktım"

    !---- spoiler ----!

    ya duvardaki fotoğraflar? çoğunu bir bakışta çıkaramadım ama aralarından kafka, poe, tom waits, sade ve marlowe'u seçebildim. yüzyılların seçkisi gibi. marlowe'un adam için söylediği

    !---- spoiler ----!

    "intihara meyilli romantik dürzü. hamlet'i yazmadan tanımış olsaydım farklı bir hamlet yazardım"

    !---- spoiler ----!

    sözleri, jim jarmusch'un edebiyat tarihine ne kadar meraklı olduğunu ve shakespeare ile marlowe arasındaki çekişmeyi bir kez daha hatırlatmak isteyişi çok merak verici ve keyifliydi benim için. aslında hamlet'i Christopher Marlowe'un yazdığı söyleniyor. ilginç bir tartışma başlıbaşına. tesla, einstein ve darwin'den söz ettikleri sahne, aslında benim için insanlıktan umudun kesildiğinin beyanıydı.

    kitaplar, müzik aletleri ve müziğin kendisi de muhteşemdi. jarmusch'un da üyesi olduğu sqürl grubu ile jozef van wissem yapmışlar şarkıları. "taste of blood" çok lezzetliydi kesinlikle taste of blood

    bir de hoş detaylar geliyor aklıma mesela sinek mantarı, sonra 1905 yılından 100 küsür yıllık gibson model gitar kırıldığında adam'ın üzüntüsü ve eve'in

    !---- spoiler ----!

    "aşkım senin robdöşambr'ın bile 100 yıllık"

    !---- spoiler ----!

    deyişi, 1586 yılından kalma marlowe "kit" in yeleği, cocobolo ağacından mermi, aslında her vampirin sofistike ve entelektüel olmayışı (kızkardeş ava örneği), klişe ve bir o kadar güzel ritüeller, kadehler, bileklik ve kolyeler, kan yoluyla bulaşan hastalıklar,

    !---- spoiler ----!

    "dünyanın dönmesine yetecek kadar kaos"

    !---- spoiler ----!,

    adam'ın dr faust, caligari, strangelove lakapları, kuantum teorisi, "hala petrol savaşları mı devam ediyor yoksa su savaşları başladı mı?" diye sürüp giden bir sürü diyalog. benim için özel olarak kıymetli cümleyle bitirmek istiyorum. eve'in adam'a söylediği bir cümle bu:

    !---- spoiler ----!

    "bu kadar uzun süre yaşayıp da nasıl hiçbir şey anlamazsın? bu saplantılı ruh haliyle hayatını heba ediyorsun."

    !---- spoiler ----!

    son olarak tilda swinton ve tom hiddleston bir yana john hurt ve tanca (fas) sokakları muhteşem değil miydi?
  3. 2013 yapımı olan filmde Tilda Swinton 53 yaşındaydı :) o yaşta böyle bi fizik, böyle bi güzellik ve böyle bi oyunculuk ender bulunanlardan bence.

    şu sahne ise filmde beni çok kıskandırmıştır, kadın harika, ses harika, dans harika