1. ethika nikomakheia'da aristoteles altın orta/orta yol kavramına ''mesos'' adını verir ve buna ulaşmayı sağlayan akıl yürütmenin niteliğinin adı “orthos logos”tur, sağduyulu düşünce ya da salim akıl ama en temel karşılığıyla doğru akıl yürütme olarak düşünülebilir. aristoteles ahlakındaki en önem özellik, modern etik kuramlarından farklı olarak duyguların da orthos logos ile ilişkilendirilmesidir. salt mantık, aşırılıkların akılla törpülenmesi yeterli değildir. bu nedenle erdem, hem doğru aklı hem de doğru arzuyu gerektirir. etik, doğru ve yanlış ayrımından çok, iyi insan olmanın gerektirdiklerini yerine getirmekle var olacaktır.

    aristoteles, altın orta'nın kişisel erdemlere özgü olduğunu söyler. ahlakı bir çizgi gibi düşünürsek, her erdem iki ucu da kötülük olan bu çizginin ortasında yer alır. bu mesos (orta) ahlaki davranışın olmazsa olmazıdır. mesos'a ulaşıldıktan sonra, erdemin sürdürülebilmesi ise aşırı ve eksik olmadan kaçınmakla sağlanabilir.

    karaktere dayalı olanın dışında aristoteles'in bir altın orta vurgusu daha vardır: herkes için aynı olan orta. bu 'ortak' orta, aritmetiksel bir orantı olarak düşünülebilir. fakat bağıl koşullar dahil edildiğinde orantı da kendince değişim gösterir.

    orta yolun bulunması nasıl gerçekleşecek sorusuna aristoteles'in de net bir cevabı yoktur. genel ahlaktan çok özel ve tikel olana bakılması gerektiğini öne sürer. karakteristik mesos, bizi ortak mesos'a yöneltecektir. misal, bir çocuğun bir oturuşta 5 kilo yemek yemesi fazla, 1 kilo az ise çocuğa 2,5 kilo yemek veremezsiniz. çocuğun bireysel özellikleri ne kadar yemek yemesi gerektiğinin belirleyicisidir. yine de işin içinden çıkamayan aristoteles, çözüm olarak ''en az kötü olanın seçilmesi''ni önerir.
  2. kaynaklarda altın orta diye de geçen kavram. aristodan daha öncesinde buda'nın öğretisinde yer alır. nirvanaya ulaşma yolu orta yoldan geçer. ne tamamen dünya nimetlerine sırt çevirmek ne de tamamen dünyaya entegre olmak anlamındadır.

    !---- spoiler ----!

    ey rahipler! burada iki aşırılık var, teslim olmak zorunda olmadığı dünyayı reddetmek. hangileri mi? biri duyuları sevindiren, aşağı, kaba, kötü, asaletsiz ve gayesiz zevklere teslimiyet; diğeri kendini ıstıraplı, asaletsiz ve gayesiz nefsi işkenceye teslim etmek. evet, ey rahipler, tathagata burada her iki aşırılıktan da uzak durdu, gözü açan, aklı aydınlatan orta yolu tanımaya gitti. bu yol sükûnete, tanımaya, aydınlanmaya, nirvana’ya götüren yoldur.

    o, bu yolu sekiz doğruluk olan, doğru görüş, doğru istek, doğru konuşma, doğru fiil, doğru hayat, doğru irade, doğru düşünce, doğru tefekkür olarak tanımlar.

    !---- spoiler ----!

    doğu felsefesinde bu görüş islama uygunluk içermesinen dolayı önemli yer tutar. uzak doğudan lazo zi'nin öğretisinde de ideal denge ile aynı şey anlatılır.batıda demokritos ölçülü olmak olarak anlatır. (“tabiatın çizdiği sınırları aşmamak, gücü yetmediği şeyin peşine düşmemek”)

    yine platon erdemli insanın üç özelliğini şöyle sıralar; bilgelik, yiğitlik ve ölçülülük.

    aslında iyice araştırılsa sanıyorum gelmiş geçmiş bütün düşünürler buna benzer şeyleri söylemiş, mutluluğun sırrını bir şekilde buraya dayandırmış. kimisi orta yol demiş, kimisi ölçülü olmak, kimisi dengeli olmak.

    sokratesle philebos arasındaki diyalogta da (bkz: philebos - platon) orta yolun yani erdemin en büyük rakibi haz duygusu kıyaslanır. nihayet erdemli, ölçülü olmanın haz peşinde koşmaktan daha akla yatkın olduğu sonucuna varılır.
    abi