1. yaklaşan ve içlerinde en sevmediğim olanı belkide. "anneler günü".

    anne öyle tek bir günde hatırlanacak kadar, üstelik ticari kaygılara hizmet edecek kadar bayağı değil. lakin o kadar çok kampanya ve satış oluyor ki şu günlerde.. bana göre işte tam da mayıs ayı alış veriş ayı, anne kavramından bağımsız olarak ama.

    bir diğeri; bazı sebeplerden eğer annesiz bir çocuğun büyümesine şahit olduysanız bu günden ayrıca nefret edersiniz. herkes çocuklarını almış "amanın minnoşlarım,i iyiki doğurdum sizi, yesin anneniz sizi...." gibi ne idüğü belirsiz sevgi gösterilerine giriyorsa daha bir tiksinti duyarsınız. çünkü çocuklar her şeyin farkındalar.çocuklar, dayanılmaz derecede etkileniyor bu durumdan, eksikliklerini fark ederek.

    başka rahatsız edici yanıysa; yıllarca çocuk sahibi olmaya çalışan bir kadının bu günlerde duyacağı ızdırap.. kantarın topuzu o kadar kaçıyor ki hiç bir "hassas anne" bunun farkında değil.
  2. benim bu. aslında seveni de çok zannetmiyorum, ama yine de karşıdakini üzmemek adına hiçbirimiz de çıkamıyoruz bu kutlama furyasının dışına. bir zorlama hali, o güne gelmeden önce alınacak hediyeler, her dükkanın kapısında kalpler çiçekler böcekler, ne kadar sevdiğini test etmeye yeminli kampanyalar ... o gün geldiğinde ay ne gerek vardı, varlığın yeter cevapları, herkesin diğerlerinden bir tık daha mutlu görünme telaşı, faceden instagramdan paylaşılan mutluluk pozları, kim kaç like almış, kim anasına sevdiğine ne vermiş dedikoduları. "allah mutluluğunuzu bozmasın" yorumları, "amin cümlemizin cevapları".
    mesut
  3. çoğu özel gün vahşi kapatalizmin para tuzağına dönüşmüştür.sevdiğinize vereceğiniz değerin ölçüsü, bilinç altınıza alacağınız hediyenin maddi anlamda değerli olması gerektiğiyle kodlanır.herşey sahip olmakla ve satın almakla ilişkilendirilir, sevmemesi bundandır.
  4. işte o benim. resmi tatil olmayan hiçbir günü sevmem.
  5. "özel gün"lerin, zor zamanlar ya da önemli denebilecek günler bir yana, gündelik yaşamda dahi paylaşımda bulunmadığımız, hoş beş edemeyeceğimiz insanlarla biraraya gelme ve -miş gibi yapma zorunluluğu yarattığını düşünüyordur.
  6. dogum gunleri haric. diger özel günlerin hicbirini sevmiyorum. en cok bayramlari sevemiyorum. cocukken de sevmezdim. bi de sevgililer gununu sevemiyorum.

    ama dogum gunu bir farkli geliyor gozume niyeyse. kimsenin dogum gunu es gecilmemeli.
  7. özel gün olarak doğum günlerini kabul ediyorum. doğum günü es geçilmemeli ama onun haricinde tamamen uydurulmuş özel günler saçmalığın daniskası.
    mesela neden anneler günü var? neden sevgililer günü var? annelerimizi ve sevgililerimizi sadece o özel günlerde mi hatırlamalıyız? o günlerde mi hediye almak zorundayız?
    içimizden geldiğinde yapmanın verdiği mutluluk daha güzelken, neden herkes tarafından bilinen bir günde toplum tarafından oluşturulan beklentiyi karşılamak zorunda kalalım?
    kesinlikle karşıyım bu tarz şeylere. illa bir hediye alınacaksa, sürpriz yapılacaksa sıradan bir günde yapıp çok daha fazla reaksiyon almayı tercih ederim karşı taraftan.

    edit: imla
  8. benim bu.
    sadece anneler gününde değil her gün anneler aranmalı öpülmeli hatırlanmalı
    sadece babalar gününde değil her gün babalar aranmalı öpülmeli hatırlanmalı
    sadece bayramda hatırlanmamalı akrabalar, dostlar
    sadece kandillerde aranmamalı büyükler.
    14 şubat var diye o günü farklı yaşamak yerine her gün farklı yaşanmalı..

    ayrıca annesi babası olmayan insanlar var iken hayatta böyle günlerde insan daha çok annesinin babasının yokluğunu hissediyor bence.ben utanıyorum annesi babası vefat etmiş arkadaşlarım varken, öyle ortalıkta resim atmak sözler yazmak. insanların içini acıtıyor ki benim annem babam olmasına rağmen zoruma gidiyor.bence yapmayın..
  9. kişisel olan özel günleri seviyorum ben... (doğum günü, evlilik yıl dönümü gibi)
    ne demiş george clooney:

    "anneler günü, babalar günü, çamaşır günü gibi gündelik sevdalara karnım hep tok olmuştur."