1. senin için
    birikmiş
    pek çok darbe var
    tenimizde,
    ve artık sığmaz olduk
    ayakta bile ölüme.

    benim ülkemde,
    özgürlük sadece
    ruhun narin rüzgârı değil,
    aynı zamanda bedenin de cesareti.
    sonsuz düzlüğünün
    her milimetresinde yazılı
    senin adın:
    özgürlük.
    işkence görmüş ellerde
    matemin dehşetine
    açılmış o gözlerde.

    alında,
    onurlu duruşa her kanat çırptığında.
    göğüste,
    sarsılmaz bir erkeğin
    içimizde büyüdüğü o yerde.
    çokça acı çeken
    sırtta ve ayaklarda.
    kendisiyle gurur duyan hayalarda.
    orada senin adın,
    senin yumuşak ve körpe adın,
    umut cesaretle şarkı olup söyleniyor.

    acı çektik
    pekçok yerde
    celladın darbelerinden
    ve çok az tene yazıldı
    onun adı pek çok kez,
    artık ölemeyiz,
    çünkü özgürlüğün
    ölümü olmaz.

    devam edebilirler
    bize darbe vurmaya,
    yapsınlar eğer yapabilirlerse.
    sen her zaman galip geleceksin,
    özgürlük.
    son fişeği,
    attığımızda bile,
    yurttaşlarımın ağzından
    dökülen
    dökülen ilk söz olacaksın sen,
    özgürlük.
    çünkü
    toprağın genişliği üstünde
    özgür bir halktan başka
    daha güzel hiçbir şey yok
    ve cesur ayak,
    sona eren bir sistemin
    üzerinde.


    o halde,
    özgürlük uyanık durur ve hayal kurar
    bizler geceye girdiğimizde,
    ya da gündüze erdiğimizde,
    âşık olup onun o güzel
    yumuşacık adına:
    özgürlük.