1. izmir'in sembolü olmuş pakistanlı fildir.

    1948 yılında doğdu. 1954 yılında pakistan'ın izmir'e bir hediyesi olarak izmir'e getirildi. fuar'daki hayvanat bahçesindeki daracık kafesinde yalnız başına yaşamaya başladı. kendisi mutsuzdu, yalnızlık ona hiç iyi gelmiyordu. ayrıca sık sık da hastalanıyordu. o daracık kafese kim dayanırdı ki zaten? defalarca ameliyat geçirdi, hepsi de ciddi ve acılı ameliyatlardı. bunlara rağmen çocukları çok severdi. fuar zamanı tüm aileler fuara gelirken yapılan ilk şey bahadır'ı görmekti. kaynanasını yıllardır görmeyen insanlar en azından senede birkaç defa bahadır'ı görüyorlardı. böyle bir sevgiydi. ama ben onun çektiği acıları görürdüm gözlerinde. o bize belli etmese de. o acısına rağmen çocuklar ne zaman kafesin etrafına doluşsa, bahadır kalkıp şööyle bir tur atardı. sırf biz çocuklar mutlu olalım diye.

    1998'de yanına bir arkadaş getirildi: hindistanlı begümcan. yalnızlığı bitmişti, ama acıları bitmemişti. herkes bahadır'ı düşünüyordu artık. türkiye'de daha rahat bir ortamda yaşayacağı yer yoktu, bu halde başka bir ülkeye nakli de yapılamazdı, doğaya hiç salınamazdı. o sırada devam eden bir doğal yaşam parkı vardı sasalı'da. onu bir an önce bitirip, bahadır'ı oraya nakledeceklerdi. ancak 2007'de bahadır öldü, evet öldü. kafesinden kurtulup daha geniş bir alanda, ayakları toprağa değerek yaşayamadan bahadır öldü. 1954'ten ayaklarının bastığı tek şey olan o gri betona bu kez tüm bedeni yığıldı.

    sen bizi çok sevdin, biz de seni çok sevdik. ama senin acını dindirmek bir yana, buna biz sebep olduk. affedeceksin bizi değil mi? bak biz o çocuklarız. biz büyüdük kocaman olduk hepimiz ama seni hiç unutmadık. sen de bizi unutma.

    edit: resim http://www.izmir.bel.tr/YuklenenDosyalar/Haberler/Buyuk/20070717_2816_74863.jpg