• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (8.00)
pandoranın kutusu - yeşim ustaoğlu
"başrollerini tsilla chelton, derya alabora ve onur ünsal'ın paylaştığı film, istanbul’un farklı semtlerinde yaşayan, her biri diğerinden farklı sorunun ve hayat standardının içinde sıkışıp kalmış, birbirinden habersiz, orta yaş ve sınıfa mensup üç kardeşin hikayesini anlatıyor. çekimleri yedi hafta süren film; sisli, puslu bir atmosferde görüntülenen istanbul’un birbirinden farklı kentsel dokuları barındıran köşelerini karadeniz’in küre dağlarının dinginliğiyle yan yana getiriyor."


  1. pandora'nın kutusu, yeşim ustaoğlu'nun senaryosunu yazdığı ve yönettiği 2008 yapımı bir film.
    başrollerini tsilla chelton, derya alabora ve onur ünsal'ın paylaştığı filmin çekimleri yedi hafta sürmüş. sisli, puslu bir atmosferde görüntülenen istanbul’un birbirinden farklı kentsel dokuları barındıran köşelerini karadeniz’in küre dağlarının dinginliğiyle yan yana getiriyor.

    san sebastian film festivali’nde en iyi film ve en iyi kadın oyuncu (tsilla chelton) ödülleri, antalya film festivali’nde en iyi yardımcı kadın oyuncu (övül avkıran) ödülü ve amiens film festivali’nde en iyi kadın oyuncu (tsilla chelton) ödüllerini kazandı.
  2. "pandoranın kutusu bir yabancılaşma, yalnızlaşma hikâyesi... herkesin kendini bir şekilde içinde bulabileceği, gelişmiş ya da gelişmekte olan, kapitalizm ve modernlikten nasibini almış bütün toplumlardaki bireylerin sıkışılmışlığı anlatılıyor. insanlık hallerinin kimi ironik kimi hüzünlü bir dille anlatıldığı, orta sınıf ahlakı üstüne kurulu dokunaklı bir hikâye…

    yitirilen idealler ve sinsice yerini alan konformizm; gerçeklikten kopmalar, ön yargılar, böylece her an çatırdamaya hazır iki yüzlü aile anlayışı, ve bunun yarattığı bunalımlar, kaçışlar, nihilizm, sınıfsal farklılıklar, iğreti ilişkiler, iletişimsizlik, suçluluk, korkular, yapayalnızlık, kısaca insana dair her şey pandoranın kutusu’nda saklı." diyor yönetmen filmi için.

    yaşlılık ve hastalık sinema için, gişe getirisi açısından elbette, zor mevzular. hele işin içine ikiyüzlü aile ilişkileri, iletişimsizlik, zaaflar ve korkular da dahil olunca sindirilmesi epey zor hale geliyor. ustaoğlu, duygu sömürüsüne düşmeden gayet başarılı bir şekilde kotarmış filmi.
  3. çok sevdiğim yönetmen yeşim ustaoğlu'nun en sevdiğim filmi. pek sevdiğim oyuncular derya alabora ve onul ünsal ile, sinemanın en sevdiğim klişesi 'her biri başka bir köşeye dağılmış ailenin bir gün bir ortak payda ile bir araya gelmesi-gelmek zorunda kalması hali, türk filmlerinde görmeyi en çok sevdiğim karadeniz manzaraları eşliğinde..

    insanlık halleri, aile bağları, kaybeden olmak, orta sınıfın sıkışmışlığı, derdi tasası.. sürpriz yok, çok fazla diyalog yok ama her şey öyle güzel ki. o kısacık diyaloglar, hele o final.. en güzeli de gerçeğin sanat yapmak için gerçek ötesi bir gerçekliğe (ne dedim ben şimdi!?) taşınmaya çalışılmamış olması sanırım.

    filmle ilgili söyleyebileceğim olumsuz bir şey ise, filmi sinemada izlediğimde fransız oyuncu tsilla chelton'un bazı diyaloglarını anlayamamış olmamdı ki bu konuda yalnız olmadığımı biliyorum. gene de trt sağolsun ara ara gösteriyor filmi, ben de ne zaman rast gelsem izliyorum da o sorunu da öylece çözdüm işte.

    trailer