1. insanlığın yeni tanrısı.

    aslında klasik tanrı anlayışında bulunmayan pek çok özelliği de beraberinde getirmiştir. istediğini anında yaptırır, kapıları açar/kapatır, mutluluk verir, gerekirse can alır, kan döker.. parayı görebilir, dokunabilirsiniz. her ne kadar felsefi bir anlam içermese de somut varlığı, tüm bu sayılanları gerçekleştirmek için yeter de artar bile.

    parada; dua yahut yakarış gibi arzulanan hedefe giden yolda bulunan bürokratik engellere de rastlamazsınız. dolayısıyla bugün geldiğimiz noktaya hiç mi hiç şaşırmamak gerekir.
    beyaz
  2. “ size bu dünya da kazanmak yada korumak için sürekli çalışmak zorunda olduğunuz şeyin aslında sizin en büyük düşmanınız olduğunu söylersem, düşünceniz ne olurdu? “
    para, insanların varlığına da yokluğuna da tahammül edemediği yegane varlık olarak tarih sahnesinde yaklaşık 3.000 yıl kadardır yer almaktadır. lidyalıların bu üstün buluşu; ticaret, çalışma hayatı, ihtiyaçlarımız ile başlayarak günlük hayatımızın tamamına yavaş ama emin adımlarla ele geçirmiştir. üzerine şiirler, şarkılar, kitaplar yazılmış, uğruna savaşlar çıkartılmış daha da kötüsü aynı kanı paylaşan insanlar bile, kendi içlerinde para uğruna bölünmüştür. yaşamımızı kazanmak için harcadığımız para, sosyal hayatımızın tamamını ele geçirmiş bir icat olmuştur. yazımda size paranın kirli yüzünü uzatmaya çalışacağım…

    insanların bütün ihtiyaçlarının karşılığında sunabildiği bu buluş, kişinin her talebini karşılamak için yeterlidir. ihtiyaçların doğruluğu ise göreceli bir kavram olarak kalmıştır. sadece verdiği para ile doğru olduğuna inandığı bir gerçeği kişi ortaya koyarken, milyonlarca kişinin doğrusunu ezip geçebilir. konuya iç perspektiften bakmayı denersek; toplumda ki yerimizi, cebimiz de ki paranın doğrudan belirlediğini görebiliriz. sosyal sınıf farklarının ortadan kalkması ve kişiler arasında ki eşitlik gibi değerlerin demokrasi ile hayatımıza girdiğini varsaymış olursak eğer; kapitalizmin başlangıcıyla, bütün değişikliklerin geri döndüğünü söylemek mümkün. kişinin sahip olmak istedikleri adına talep edilen para, sahip olduklarına yetinememe psikolojisi doğurmuştur. bunun sebeplerinden en büyüğü paranın basit olarak lanse edilmesidir. kişi sahip olmak istediklerine, hızlı para kazanıp kısa yoldan ulaşmak adına, zaman içerisinde ahlakı ve inandıklarından fedakarlıklar yapmaya başlamıştır. bu kişiyi değerlerinden soyutlarken, ulaşmak istediği yola yakınlaştırmıştır.

    peki arzuladığımız düşüncelerin ne kadarının bize ait olduğunu düşünmektesiniz? herhangi medya kanalının hayatımız da ki yerini kısa bir saniye için de olsa düşünmenizi rica ediyorum. idol karakterler, takip edilen programlar, sosyal medya üzerinden paylaşılan anılar ve düşünceler… reklam çalışmaları ve yayımlanan programlarla, kişinin sahip olduklarının yetersiz olduğu düşüncesi aşılanıyor. şartlanılmış çalışma ortamı içinde kişi bilinç altına işlenen düşüncenin doğrultusunda inandığı alışverişi yapıyor. para ile satın alabileceğimiz her şey, biz onları satın almadan önce bizleri satın almayı başarıyor… fakat ücretini yine biz çalışarak ödüyoruz.
  3. miktari cogaldikca degeri azalan seylerden biri.
    abi
  4. yirmi birinci yüzyıl dini.
  5. konu, ingilizlerin ilk altın parası vebu paranın arapça yazılı olması

    Günümüzde durum hiç iç açıcı olmasa da Ortadoğu bir zamanlar Altın Çağ'ı yaşıyordu. Bu yüzden 9. ve 13. yüzyıllar arası (kimilerine göre 8. ve 16. yüzyıllar arası) İslam'ın Altın Çağı olarak adlandırılmıştır.

    Müslümanlar'ın her alanda zirveyi ve üstünlüğü yaşadığı bu dönemde elbette ekonomik üstünlük de Ortadoğu'daydı. Marsilya, Montpellier, Narbonne ve Barselona gibi Avrupa'nın önemli limanlarında ekonomiyi tekrardan canlandıran olgu Müslümanlar'ın yaptığı ticaret olmuştur. Bunun yanında Dinar da yüzyıllar boyunca Avrupalılar'ın kullandığı başlıca para olarak kalmıştır. İşte İngilizler'in ilk altın parasını bastırması da bu döneme denk gelmektedir.
    Mersiyalı Offa (Offa of Mercia), kuzeni olan Kral Aethelbald'ın suikaste uğramasından sonra çıkan iç savaşta mücadele vererek iktidarı ele geçiren Mersiya Kralı'dır. 757 yılında Papa 1. Adrian tarafından Anglo Sakson Kralı ilan edilmiş ve sonrasında İngiltere tarihinin ilk altın parasını bastırmıştır. Basılan bu parada Abbasi Halifesi el-Mansur'un bastırdığı Dinarlar örnek alınmıştır.
    El-Mansur, 754 - 775 yılları arasında halifelik yapan 2. Abbasi Halifesidir. Tabloyu yapan İspanyol ressam Francisco de Zurbaran (1598 - 1664), halifeyi 17. Yüzyıl Avrupası'nın giyim tarzına göre resmetmiştir.
    Paranın ön yüzünde kralın adı (Offa Rex) yazmakta. Adının çevresinde ise Arapça "La İlahe İllallah Muhammedün Resulallah" (Allah'tan başka ilah yoktur, Muhammed O'nun elçisidir.) yazıyor. Arka yüzünde ise Saff Suresi'nin 9. Ayeti olan "Allah, Muhammed'i yeryüzünde size bu dini hakim kılsın diye gönderdi" cümlesi yer almaktadır.
    Paranın üstündeki Arapça harflerde yanlışlıklar olması paranın Arapça bilmeyen Anglosakson bir zanaatkar tarafından direkt olarak kopyalandığını göstermektedir.

    https://2.bp.blogspot.com/-x8ONqabb1pY/V0hchdYzC5I/AAAAAAAAD38/eOsCVTOLIZUrfEKGuOiTauAtkqnbcTJ-gCLcB/s1600/53645.png
    8. yüzyılda basılan bu Dinar, British Museum'da sergilenmektedir.
  6. olsa da yesek.
  7. owl
  8. katliamlarin ve kotuluklerin sebebi olarak gosterilir ama dogadaki diger turlerde de gorulen siddet, savas; hatta katliam gibi olaylarda nasil bir etkisi oldugu konusu muammadir. guvercin suruleri, kurbagalar, kopekbaliklari, yosunlar, envai cesit bakteriler de parayi icat ettilerse demek ki.

    su halde, olumsuzluklara sebep olarak gosterilmesi, paranin, gunah kecisi yapilip taslanmasindan baska bir sey ifade etmemektedir. aksine bu tarz romantik soylemler ^:romantizm^ esasi golgeleyip goygoyda at surmekten baska bir sey degildir. kaldi ki savaslar, katliamlar, kotulukler de o kadar da kotu degildir, ama simdi mevzu bu degil.

    bir yandan paradan sikayet edip parayi icat edene lanet okurken, diger yandan onu kazanmak, muhafaza etmek ve daha fazla kazanmak amaciyla her gun onlarca saat emek vermek herhalde insan turune has, esine az rastlanir ironilerdendir.
  9. bence katliamların ve kötülüklerin sebebi değildir. bunların sebebi insandır.

    ne zaman para kazanmak bir zaruret olmaktan çıkıp amaç haline dönüşür, işte o zaman kötülükler de başlar.

    (bkz: kahrolsun bazı kötülükler)
  10. hocalarımdan biri derdi ki; "haşa para allah değil ama kulu çok".

    madeni olanını lidyalılar'ın bulduğu, kağıt olanını ise ilk defa çinliler'in kullandığı öğretilir. asırlar geçtikçe müritleri artmış ve günümüzün en büyük tanrısı haline gelmiştir.