1. kök sebzedir ancak nişasta içeriği çok yüksek olduğu için biz diyette ekmek-tahıl grubunda kabul ederiz patatesi.

    glisemik indeksi yüksektir. buna bağlı olarak kan şekerini çok hızlı yükseltir. ve dolayısıyla çok hızlı düşürür bu yüzden diyabetli bireylere ve zayıflama diyeti uygulayanlara önerilmez. potasyum içeriği yüksektir bu sebeple böbrek hastalarının yemesi de sakıncalıdır (genelde potasyumdan kısıtlı diyet tüketmek zorundadırlar çünkü)

    haşlanmış patates ishalin beslenme tedavisinde ishal kesici olarak kullanılabilir (ev şartlarında) onun dışında hasta beslenmesinde verilmez genellikle.

    özellikle aşırı yağlı-kızartma ve cips- tüketimi ağırlık artışını hızlandırır. ki nişasta olduğu için genellikle karın bölgesinde yağlanma yapar. dikkat etmekte fayda var.
  2. ithalatına karar verilmiş.

    bir kg patates Türkiye'de 0,92 Euro iken mesela Hollanda'da 0,56 Euro imiş. Türkiye'de saatlik asgari ücret 1,5 Euro iken Hollanda'da 10 Euro. yani 1 kg patates için Hollanda'daki bir asgari ücretlinin 3 dakika çalışması gerekirken Türkiye'deki bir asgari ücretlinin yarım saatten fazla çalışması gerekiyor... şükredin, 15 sene önce fırınınız da yoktu çiğ yiyordunuz patatesi, teessüf ederim!
    mesut
  3. an itibarı ile market ve pazarlarda kilosu 75 kuruşa kadar düşmüştür.

    memleketimde üretim, bir yıl önceki fiyatlara göre tasarlandığı için ,
    böyle acaip sonuçlar da doğurabiliyor.

    tabii ki sen uyanıksın ya, bir yıl önce pahalı ne varsa onu ek tarlaya, düşünme bu sene elimde mi patlar , satabilir miyim acaba diye. plan yok, proje yok, tarım politikası hiç yok.

    haliyle , neyimiz doğru ki, patates üretimi ve tüketimi doğru olsun ?
  4. 1800 lü yıllarda irlanda da 1 milyon kişinin ölümüne neden olmuştur. hatta irlanda nın ingiltere sömürüsü olması bile patates yüzündendir. nasıl oldu peki bu?

    aslında doğrudan patates hiçbir şey yapmadı. ama dolaylı yoldan 5 yıl süren bir dönemde irlanda yı bitirdi. o dönemde hepi topu 7 milyon nüfusu olan irlanda nın 1 milyonu öldüğü gibi 1.5-2 milyonu da amerika ya göç etmiştir. üstte de belirttiğim gibi kıtlık yüzünden irlanda da kalan 4-5 milyonluk kesim ingiltere nin bağımlılığı altına girmek istedi. e tarihten de bildiğimiz gibi bu gerçekleşti.

    yorumda patatesin nasıl yok olduğunu söylememiştim onuda kısaca anlatayım. patatesi yenilemez hale getiren şey bir mantar türü. sizce bu mantar hangi ülkeden gelmiştir? tabiki amerika dan gelmiştir. ilk geldiği sene depo ve tarladaki patateslerin yarısı diğer sene ise tamamı zarar görmüştür ve yenilemez hale gelmiştir.

    peki irlanda da patates kez hale gelince neden kıtlık başladı? cevap basit verimsiz topraklarda başka bişey üretilmiyordu. bunun nedeni ise arazi lorlarıdır. arazi lordları verimli toprakları almıştır. halka ise verimsiz toprakları bırakmışlardır. o güne kadar patates ile geçinen halk bu durumdan şikayetçi değildir. kıtlık olunca da yapacak pek bir şey kalmamıştır.

    son olarak ta şunu belirteyim. ülkeyi terk edenlerin çoğunun amerika ya gittiğini söylemiştik. işçi sıkıntısı çeken amerika ya yaklaşık 2 milyon irlanda lının gelmesi sizce tesadüf mü bence değil. ^:hepsi amerikanın oyunu :) ^
  5. erdoğan her yurtdışına çıktığında farklı bir şey aldığından bunun da sebebi bir ülke ile aylar öncesinden patates, soğan ithalat anlaşması yapmasıdır.

    ev alışverişinin %90'ını ben yaptığımdan biliyorum ki bundan 2 hafta önce patatesin kilosu 2 lira iken son birkaç gün içinde 5 liraya kadar çıktı, soğanın kilosu bundan 2 hafta önce 1,25 iken şu an 6 lira. bu anlık inanılmaz artış olağan değil. halka fiyatların yükseldiği gösteriliyor ve gelen tepki sonrası çat yurtdışından ithal ediyoruz böyle olmaz açıklaması geliyor. hepsi planlı.

    hadi teknolojiyi, sanayiyi geçtim ama türkiye daha kendi topraklarında kendisine yetecek patatesi, soğanı yetiştiremiyorsa, samanı bile yurtdışından ithal ediyorsa kapatalım ülkeyi kapısına mühür vuralım. böyle rezillik olamaz.

    edit: ya bir de bu öyle bir durum ki hani hayatımın hiçbir anında bir sözlükte patates başlığına yazı yazacağımı hayal edemezdim. utanıyorum.