1. bütün ailenin bir arada olduğu babanın açtığı kovboy filminin eksik olmadığı kahvaltıdır.
  2. birazdan hazirlamaya baslayacagim hayattaki ufak tefek guzelliklerden biri. sicak simit olmazsa olmazidir. bir cift guzel gozun hatrina degil mi zaten yasamak, kahvaltidaki mutlulugun da o iki gozle bi ilgisi var.
    abi
  3. yeni demlenmiş çay, tarla domatesi, salatalık, sıcak ekmek ve beyaz peynir içereni makbuldür lakin daha da makbul olanı vardır ki o da kuru ekmekle bile yapılsa aile ile huzur içinde yapılanıdır.
  4. diyet yazdığım her hastaya kilo verdiği 3. haftadan sonra söylediğim söz: pazar kahvaltısında diyet olmaz!
    pazar kahvaltısı mutluluktur. aile veya arkadaşlar bir araya gelir. sabah kahvaltısı ve öğle yemeği neredeyse birleşir bir de ara öğünü yoldaş ederler yanlarına. enerji değerine baktığında pazar kahvaltısı bu 3 öğünü karşılar. keyifi ise kimbilir kaça katlar.
    o yuzden bırakın zorlamayın kendinizi
    ama önemli not düşmek gerekir ki çok da abartmamak lazım.
    önem sıralamasıyla: çok yağlı ve kızartma yemeklerden çok uzak- çok şekerli besinlerden biraz uzak ve beyaz ekmekten uzak durmak gerekir. menemen - omlet veya aramızda kalsın sucuk görürseniz kaçırmayın
    hadi az bir şey bal-kaymak ikilisi de müessesemizin ikramı olsun. afiyet olsun canlar.
  5. yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
    ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. (c. süreya)

    hele pazar kahvaltısının.
  6. sucuklu yumurta, portakal suyu, demini almış tavşan kanı bir çay, belki dumanı tüten bir bazlama, çıtır bol susamlı simit.

    gazetelerin gazete oldukları yıllar, bir spor sayfası, bir pazar ekleri. pazar kahvaltısı huzurdur, terapidir. yaşatmalı, unutmamalı.
  7. ne var su pazarda, pazar kahvaltisinda pek anlamis degilim. ayni sen, ayni mide, ayni kafa ama gunun adi pazar. haydi uzatalim da uzatalim kahvaltiyi, kizarsin ekmekeler falanlar filanlar. bana biraz mutlu olma durumunu her daim garantiye almaya calisan, o dar cemberden cikamayanlarin cilalayip durdugu bir eylem gibi geliyor. zamanin basi sonu yok. kendimizce yapay birimlere bolduk sonra ona gore takilip duruyoruz sistematik sekilde. kizarmis ekmekler, semaverde cay sunlar bunlar. ne yani huzura mi eriliyor tum bunlarla uzun uzun kahvalti yapildiginda? ne oluyor sonunda? normal yedigin her ogun gibi doyuyor karnin, sonrasi ayni sen, ayni gidisat.genelde zaten yemek olayinin abartilmasina karsiyim, bir de su gunun kahvaltisi, su saatin yemegi tarzi seyler tamamen anlamsiz bence. demem o ki, fazla sey etmemek gerekir yeme icme mevzularini. torino ati diye bi film var. yemek mevzusu o filmdeki kadariyla kalirsa bence yeterli, abartmamak her daim iyidir.
  8. bizim aile için vazgeçilmez. havalar ısınınca bahçede semaverin eşlik ettiği özellikle. bir kaç gün öncesinden neler yapacağımızı konuşuyoruz da bazen, diyorum ki ne kadar boğazına düşkün bir aileyiz öyle. babam günler öncesinden alıyor kahvaltılıkları. normalden çok fazla bir çeşit çıkıyor ortaya. akşamdan kalan ekmeklerle pizza mı yapılmaz, patates ve biber kızartması mı soslu, yoksa börekler mi.. neler neler.. çok geç de kalmadan kahvaltı hazır olur ve gündemdeki konularla birlikte herkes iştirak eder. kimi zaman bahçenin güzelliği ve genişliğine misafirler de eşlik eder ve pazar kahvaltısı bir gün için başlı başına bir doyuruculukla sadece mideleri değil, gönülleri de şenlendirir.
  9. aile buluşması, haftanın beklenen öğünü, geç kalkanın mutlaka burnuna gelen sucuk kokus...

    şaka lan şaka normal kahvaltıdır işte.^:bana göre^^:ben bu gün bunu dedim^
  10. saat 4 gibi simit almaya gitmek saç baş dağınık insanlara günaydın derken insanların deli heralde bakışına maruz kalmak.
    wtf