• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (9.00)
pazartesi cumartesiden başlar - arkadi ve boris strugatski
arkadi ve boris strugatski, entelektüel açıdan kışkırtıcı, inanılmaz eğlenceli, cesur ve eleştirel kitaplarıyla “sovyetler döneminin en büyük bilimkurgu yazarları” sıfatını hak eden yegâne ikili. pazartesi cumartesiden başlar ise büyünün ve bilimin muazzam karışımıyla, strugatski kardeşler’in külliyatı içerisinde bile benzeri bulunmayan bir eser.

her şey bilgisayar mühendisi saşa privalov’un iki otostopçuyu arabasına almasıyla başlar. bu iki otostopçu imkânsızın sıradanlaştığı, sonsuzluğun sadece bir pazartesi gününden ibaret olduğu, mitolojik karakterlerin koridorlarında cirit attığı yokhiç enstitüsü’nde çalışmaktadır. privalov da büyü araştırmalarının ciddi bir iş olduğu bu tuhaf dünyanın ister istemez içine çekilir.

strugatskiler’in bilim üzerine kurguladıkları büyü akademisi, j. k. rowling’in hogwarts’ına, patrick rothfuss’un üniversitesi’ne yıllara öncesinden gelen bir esin. strugatskiler’in isterlerse kafka olabileceklerini ama büyük bir mutlulukla kendi yollarını çizdiğini gösteren bu kitap, yazılmış en benzersiz satirlerden de biri.

bilim, büyü ve sosyalizmin bir araya geldiği bir dünyada, kaos ne kadar uzakta olabilir ki?

pazartesi cumartesiden başlar, büyünün çarpım tablosu. (tanıtım bülteni)


  1. kitap pek çok yönden bir hayal kırıklığı oldu. Nerden başlasam bilemiyorum. Sanırım en büyük sorun kitabın İthaki Bilim Kurgu Klasikleri Dizisi içinde yer alması. Kitap kesinlikle ama kesinlikle fantastik kurgu, hatta belki de Neil Gaiman'ın kullandığı "masalsı gerçeklik" türünde bir kitap. Ama asla bilim kurgu değil. Konunun (aslında ortada tam anlamıyla bir konu da yok) bilimsel -sözüm ona- araştırmalar yapan bir enstitüde geçiyor olmasının onu bilimkurgu yaptığını düşünmüyorum.

    Kim ne iş yapıyor, ne yapıyor, neden yapıyor, sonu ne olacak belli değil. Anlatım son derece dağınık ve anlaşılmaz. Saşa neden enstitüde çalışmayı seçti, nasıl ikna edildi, sonra ne olacak hiç belli değil. Kısaca kitabın bir konusu, olay örgüsü, herhangi bir macera kurgusu yok. Yaklaşık 300 sayfa boyunca, Saşa'nın gözünden çevresinde olan absürt olayları ve enstitüde gerçekleşen arbakatroleks, otoklatavik, persottronik ve teknorokoleceneasaww kuramları, yine pek çoğu uydurma olan terimler büyük çoğunluğu uydurma olan bilimsel terimlerle anlatışını okuyoruz. http://www.umutcalisan.com/2016/12/pazartesi-cumartesiden-baslar-arkadi-ve.html
    vega
  2. bilim kurgu muydu bu okuduğum fantastik bir roman mı? kurgu kısmının mitolojik öğelerle fazlaca bezenmiş olması nedeniyle isim koymanın, bu nedenle de belli bir kategoriye direkt olarak almanın biraz zor olduğu bir roman bu.

    her şeyden önce eğlenceli bu kitap. ve beklenmedik...nereye götüreceğini kestirmek de güç. alışılmışın dışında bir okuma olduğu da su götürmez. sudan çıkmış balığa dönmemek için (ben bazı yerlerde döndüm) klasik batı tandanslı bilim kurgulardan arınmak, en azından bildiklerimizi unutup beklentileri bunun üzerinden inşa etmemek ve yepyeni bir okuma olacağını bilerek girişmek gerekiyor. evet, bazı kitaplara beş duyuyla birden 'girişmek' gerekiyor...çaktırmadan, sakin sakin girişmek...alıştıktan sonra iyilik güzellik...şahsen bilim kurguya ilişkin algı fakirliğimi rus bilim kurgusuna dair son bir kaç okuma ile aşmaya başladığımı anladım. ithaki iyi bir iş yapıyor.
    mesut