1. reçinesi yapıştırma için kullanıldığından; diline pelesenk olma, ''diline yapışmak'' anlamında kullanılır.
  2. bir ara sürekli pelesenkli cümleler kurmama neden olan farsça asıllı sözcük. o kadar ki kendisi dilime pelesenk olmuştu da nasıl vazgeçtim bilmiyorum. her cümleye pelesenk sıkıştırmak da korkunç bir ifade kıtlığı yaratıyor söyleyeyim.
    bu arada bu sözcüğün aslı, yemen'de yetişen balasan adlı bir ağaçmış. yunancaya geçmiş, oradan da diğer batı dillerine. eski yunancası balsamon. şu her bir yerimizde kullandığımız 'balsam'ın da kaynağı bu sözcük. 'hakkaten' ne alaka dersiniz ama öyleymiş işte. iyi ki bu ağaç var ki dünya kadınları memnun.
    son şey; ben bizim söyleyişimizi çok beğeniyorum: pelesenk pelesenk pelesenk.......biri beni durdurmalı.
    hero
  3. galat-ı meşhur lugat-ı fasihten evladır demiş eskiler. öyle nitekim. artık genel kullanım pelesenk şeklinde ama bu dile pelesenk olma tabirinin aslının farsça berseng sözcüğünden geldiği belirtiliyor etimoloji sözlüklerinde.
    1900 tarihli kamus-i türki persenk sözcüğünü şöyle tanımlamış: "perseng ""medar-ı kelam olmak üzere söz arasında münasebetli münasebetsiz tekrar olunan ‘efendim, efendime söyleyeyim, uzatmayalım’ gibi tabir""
    zaman içinde söylene söylene pelesenk haline gelmiş.
    okur yazarlığın düşük olduğu durumlarda sözcükler dilden dile aktarılırken çok sık gerçekleşiyor bu dönüşümler.
    bu girdinin pelesenk ağacıyla pek bir alakası yok tabii. öte yandan ağaç konusu da muallak. ahşap işçiliğinde, sert ağaç tabir edilen gözeneksiz, sıkı dokulu, tahta kurtlarının falan dişinin kesmediği birden fazla ağaca pelesenk deniyor.