• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.00)
phantom thread - paul thomas anderson
amerikan dram filmi. 1950'lerde londra'nın moda dünyasında geçen film, moda tasarımcısı charles james'in sosyete ve kraliyet ailesi için tasarım yapmak üzere görevlendirilmesini konu etmektedir. (vikipedi)


  1. bir oyunculuk şöleni. dönemin ruhu, müzikler muazzam. itinayla, ilmek ilmek işlenmiş bir film, daniel day-lewis oyunculuktan uzak geçen senelerin hakkını fazlasıyla veriyor, vicky krieps de -beklenenin aksine- onun gölgesinde kalmıyor.

    karakterler sıra dışı, ilişkiler aykırı. aslında filmi zengin, ünlü, takıntılı ve olgun bir erkek ile alt sınıftan, sıradan genç bir kadının ilişkileri olarak özetlemek mümkün gözüküyor. fakat film bu özetin yarattığı sıradanlığı da barındırmıyor. ne kadının adama yönelişini paraya, üne düşkünlük, safi bir hayranlık olarak açıklayabiliyoruz ne de adamın kadına gününü gün edeceği bir gençlik büyüsü, ölümsüzlük iksiri olarak baktığını söyleyip çekilebiliyoruz. belki bunlardan biraz biraz eklenmiş bu ilişkiye elbet ama önce göbeğe şööyle güzelce oedipus kompleksini oturttuktan sonra olmuş ne olmuşsa bu defa, bolca detay ve gerçekçi katmanla beraber.

    hastalıklı bir aşk içindeki güç ve iktidar dengeleri üzerine oldukça başarılı bir film. bu denli kusursuz görünürken, bu kadar da övmüşken söylemeden geçemeyeceğim film benim sinema zevkimce 9'luk, 10'luk bir film hiç değil. bir şeyleri eksik, bir şeyleri fazla muntazam ve bir yerde zevk meselesi. temizinden bir 7 benim için, ama elbette tavsiye ediyorum. trailer
  2. an itibariyle goruyorum ki filmin aciklamasi yanlış, bu bir. filmin ana karakterinin adi raymond woodcock ve konusu da modellerinden biriyle yasadigi iliskinin dönüştüğünü karmaşık ask hikayesi.

    ikinci olarak filmi izlediğimde bu ne bicim bir seydi diyip yine de bazı sahnelerine donup donup bakmam, karakterlerin tavirlarinin aklımda kalması film uzerine biraz daha edilmeme sebep oldu. derken youtube'da bir açıklama videosuna denk geldim. her sey birden daha mantıklı geldi.

    !---- spoiler ----!

    bu açıklamaya gore raymond ve alma'nin iliskisi birbirlerinin kusurlarını görebilmekten ve bunlara tahammül edebilmekten kaynaklanıyor. raymond zanaati acısından cok basarili fakat hayatinin diler yönleri icin ablasının ilgisine ihtiyaci var. ablası onun hem genel muduru, hem yardimcisi hem de zor zamanlarda kurtaricisi. öyle ki özelinin hayatıni bile o yönetiyor; misal bir önceki sevgilisini evden göndermesini o söylüyor.

    alma kendini bu evde asabi bir tabakada gorurken veyahut sadece model olarak bir turlu istediği yakinligi kuramazken raymondin zayıf noktasını keşfediyor. raymond etrafına verdigi mükemmel görüntüye son derece onem veriyor, onu adeta bir maske gibi her sabah özenle giyiyor. bu tavrı onda derin bir mahremiyet ilgisi uyandırıyor, herkesin isine karismasini, kendisini istemediği hallerde görmesini istemiyor, birilerine muhtaç olmaktan da hoşlanmıyor. alma burada kendisi icin bir istisna yaratıyor ve kendi yerini garantiliyor. goruyoruz ki zehirlenme olayından sonra. balayında ne kadar rahatsız olsa da raymond da onun kusurlarına thammul etmeyi öğreniyor, halbuki ilk basta ekmegine yağ sürmesi olay olmustu.

    asil kıyamet raymond'un zehirlendiğini bildigi ve hatta buna razı geldigi anda kopuyor. ciftin arasındaki bağın ne kadar kuvvetli oldugunu ve birbirlerine sevgilerini ispat etmek icin neler yapabileceklerini burada goruyoruz. bu da filmin baglandigi son oluyor zaten.

    !---- spoiler ----!

    titizlikle işlenmiş ve prodüksiyon acısından da harika bir film. arka planda sürekli isleyen moda evi bile kendini izlettirmesi icin yeterli.