1. tek plan da denilen plan sekans kesintisiz tek planda film çekmek anlamına gelir.

    kameranın hiç kararmadan (ve hiç başka açıya geçilmeden) sahnelerin akması demektir.
    filmler kamera/stop komutları arasında kaydedilmiş planlardan oluşur. çekilmiş planların fazla kısımları ayıklanır buna da kurgu denir. kurgu, sinemanın temelidir. “ayıklanmış” planlar bir araya gelir ve sahneleri oluştururlar. kendi başına bütünsel bir fikir ifade eden sahneler toplamına da sekans denir.

    bazı yönetmenler, planları kesmek ve ayıklamak yerine uzun, kesintisiz sekanslar çekmeyi tercih eder. bazısı durgun sekanslar yaratırken, bazısı kamerayı hareket ettirerek yakın/genel ölçekler arasında dolaşır, ya da oyuncuyu ve nesneleri kameraya yaklaştırır, mekandan mekana geçer. tek plandan oluşan sekansların sihirli bir yanı vardır. filmin yarattığı gerçeklik yoğunlaşır, kesmelerin yarattığı olay ve gerçekten kopma hissi kaybolur, kesintisiz bir plan içinde film tıpkı gündelik hayatımıza benzer.

    sinemada bir sahneyi tek planda çekmek hikayenin gerektirdiği için de kullanılabilir, sahnenin yaratacağı gerçekçilik hissine güç katmak için de. teknik anlamda gövde gösterisi yapmak için de kullanılabilir, sinema tarihine ilginç denemeler kazandırmak için de. her açıdan uzun tek plan kullanımları hem kamerayı kullanan görüntü yönetmeni hem de yönetmen için zorlu bir süreçtir. amaçlanan plan sekanslar başarıya ulaştığında ise seyirciyi büyüler.

    plan sekans beceri, sabır ve cesaret isteyen bir iştir. bu yöntemin esas zorluğu tekniğindedir. normal bir çekimde her sahne için ayrı hazırlık yapılır; sanat yönetimi, ışık, ses, kamera (lensler, açılar), oyunculuklar, genel reji… ama plan sekansta, birden fazla sahnenin hiç duraksamadan ve hiç hata yapılmadan çekilmesi gerekir. diğer ifadeyle bir sahneyi oluşturan tüm öğelerin muntazam şekilde hazır olması ve tek seferde tüm çekimin tıkır tıkır işlemesi gerekir.kameranın düğmesine basılır, zaman akar, göstereceğiniz ne varsa kesintisiz bir kayıt içinde canlanır. düğmeye tekrar basıp kamerayı durdurduğunuzda elinizde, kaydedilmiş uzun ve sıkıcı bir yaşantı parçası olabilir. ya da akıllardan çıkmayacak bir plan sekans…

    genelde rus yönetmenlerin beğendiği bir yöntemdir.

    plan sekansı ilk kullanan ve geliştirenlerin başında kenji mizoguchi gelir.

    şimdi de tüm zamanların en iyi plan sekans barındıran filmlerinden bazı örnekler:

    rope – alfred hitchkock (1948): filmin tamamı o zamanlar teknik olarak tek çekim en fazla 10 dakika yapılabildiğinden 8 ayrı plan sekans birleştirilerek 80 dakikalık film çıkmış ortaya.

    touch of evil - orson welles (1958): açılış sekansı,

    professione: reporter - michelangelo antonioni (1975): final sekansı

    nostalghia – andrey tarkovski (1983): unutulmaz mum sahnesi (gerçekten büyüleyicidir.)

    the player – robert altman (1992): açılış sekansı

    russian ark - aleksandr sokurov (2002): filmin tamamı (99 dak) plan sekans olarak çekilmiş

    hunger - steve mcqueen (2008): 20 dakika civarındaki konuşma sahnesi.

    el secreto de sus ojos – juan jose campanella (2009) filmindeki muhteşem stadyum plan sekansı şahane bir örnektir.

    yine birdman - alejandro gonzalez (2014) tamamı tek planda çekilmeyip, uzun plan sekansların birbirine profesyonelce bağlanarak 120 dakikalık tek çekim hissiyatı yaratılmış.

    victoria - sebastian schipper (2015) 140 dakika boyunca tek çekim en son örneklerinden biri.
  2. nokta - derviş zaim

    nokta, geleneksel sanatlardan “hat sanatı”ndan biçimsel ve içerik olarak yararlanarak bir film estetiği kurmayı amaçlamış. hat sanatında kullanılan bir teknikten hareketle (yazının, elin hiç kaldırılmadan tek bir kerede yazıldığı bir teknik) tek bir plandan ibaret olan nokta, her şeyden önce oldukça zor ve cesur bir adım olarak değerlendirilmeli.

    “kameranın yeri ahlakî bir tercihtir” diyen godard ve plan-sekans politik bir seçimdir diyen bazin gibi zaim de film estetiğini bir ahlak sorunu olarak ele alıyor. dolayısıyla filmin konusu ile hat arasındaki ilişki; hat tekniği ile filmin mekan ve zamanı arasındaki ilişki; filmin kesintisiz tek bir planda çekilmesi gereğini doğuruyor zaim’e göre.