1. paylaşılan yazının sonundaki temenni için 'çok geç!' demek istiyorum.
    günümüzde artık bir düşüncenin yanlış olduğunu ancak o düşünce kabul gerip varlık çabasından kurtuldaktan sonra sebep olduğu acıları referans alarak söyleyebiliyoruz.
  2. bu işin cılkının çıkması avrupa ve amerika'da alt-right denilen akımın müthiş bir hızla mevzi kazanmasına neden olmuştur.
  3. turkcesi politik dogruculuk olan terim. turk siyasetinden yanlis kullanimina ornek vermek gerekirse "afedersiniz ama bunlar bana ermeni de dedi" soylemi tam oturur.

    ilk girdide arkadas uzunca anlatmis ama 2017 yilinda yazilan bir girdi degil. cumle icinde zaten 2015 atfi var. baska bir platforma onceden yazilmis bir yazi yada ayni yazar el emegi goz nuru yazilarini bu platforma tasiyor. umarim bu yazinin uzerine konu hakki da oturup dusunmustur cunku yazisi icerik olarak karisik ve bir kac terimi sanki ayni anlama geliyor gibi kullanmis.

    sosyal adelet, politik dogruculuk ve pozitif ayrimcilik bunlarin hepsi ayni kapiya cikan kavramlar degil. is yerlerinde, kamu kuruluslarinda yada baska mevkilerde cinsiyet, irk, etnik oran orantisizligini gidermek adina pozitif ayrimcilik yapilabilir ki bunun gerekliligini ferguson olaylarinda amerika gordu. sehirde yasayan afro amerikanlar kamu kuruluslarinda yeteri kadar temsil edilmiyordu. nufusun %60lara varan bir kesimi siyahi iken polis teskilatinda temsiliyetleri %10larda, egitim sektorunde ise daha dusuktu. bu sadece bir sehir icin gecerli veriler. sosyal adalet ve positive ayrimcilik bu acidan bakilinca daha farkli yorumlanabilir. politik dogruculuk tanimini tartisirken bu kavramlara basvurulmasini anlarim da hipsterlik, trolluk vs baglaminda nereye gidilir bilemem. bu konular literaturde disproportionality basliginda tartisilir. politik olarak dogru bir dil kullanma yada kullandigin dil ile ayni dogrultuda dusunce yapisina sahip olma konusunu masaya yatiracak isek oturup konusalim ama bahsedilen konular alakasiz kalmis.