1. halikarnas balıkçısı'nın anadolu efsanelerinde anlattığı o "ruhu" hissettiren güzel bir mit.
    mitin tamamını başka yerden okuyabilirsiniz biri de yazarsa buraya pek sevinirim. mitin ataerkilliği üzerine yazım:

    “kral ve kraliçenin üç güzel kızı vardı. bu üç güzel kızın en güzeli , en alımlısı psike en küçüğüydü. gerçekteron o kadar güzel, o kadar alımlıydı ki görenler onu afrodit sanıyor ona tapınıyorlardı”
    psike ve eros’un bu miti bir çekişmeyle başlıyor. halkın saf ve bakire psike’yi afroditten önde tutması , sümerlerden ege’ye afrodit olarak gelen iannanın ya da iştar’ın değerinin düşmesinin başka bir örneğidir. bereketin, güzelliğin, aşkın ve savaşın tanrıçası en gözde tanrıca iştar’ın afrodit olup ölümlülerden aşağı gösterilmesi ataerkil toplum yapısının güçlendiğinin göstergesidir.

    afroditin eros’u görevlendirip psike’yi çok çirkin birine aşık etmesini istedikten sonra eros’un annesinin sözünü tutmayıp psike’ye aşk olması afrodit’in artık otoritesinin kalmadığının bir göstergesidir.

    psike’nin eros’tan kardeşlerini görmek için izin isteyip gidince kardeşleri psike’nin aklına girer ve psike kocasının yüzünü görmeye karar verir. psike’nin meraktan çatlayıp kardeşlerinin gazına gelmesinden sonra kocasının sözünden çıkması dolayısıyla “karı gibi” arkadan iş çevirmesi; saf bakire ve uysal psike’nin “bozulduktan” sonra “ruhunun” kirlendiğinin simgesidir.

    umutsuz aşkını bir türlü arayıp bulamayan psike en sonunda afrodit’e yalvarır. afrodit kızdan hıncını çıkarmak için ona zor görevler verdiğinde doğadaki hayvanlar,periler,bitkiler psike’ye yardım ederler. bu da yine doğanın bile afrodite saygısının kalmadığını gösterir.
    bütün bu çıkarımlardan görüleceği üzere güzel bir aşk öyküsünün altında kadın kahramanı ve kadın tanrıçayı bir aşağılama söz konusudur. bu da ege,yunan ve roma toplumlarında ataerkil yapının oldukça güçlendiğinin göstergesidir.