• okudum
    • okuyorum
    • okumak istiyorum
  • youreads puanı (8.93)
puslu kıtalar atlası - ihsan oktay anar
bir "ilk kitap", türkçe edebiyatta yeni ve pırıltılı bir yazar... "yeniçeriler kapıyı zorlarken" düşler üstüne düşüncelere dalan uzun ihsan efendi, kapı kırıldığında klasik ama hep yeni kalabilen sonuca ulaşmak üzeredir: "dünya bir düştür. evet, dünya... ah! evet, dünya bir masaldır." geçmiş üzerine, dünya hali üzerine, düşler ve "puslu kıtalar" üzerine bir roman. hulki aktunç'un önsözüyle... (kitap bilgileri idefix'den alınmıştır.)


  1. Kitap kapağındaki resim Matrakçı Nasuh Efendi'nin çizimidir. Kanuni Sultan Süleyman'ın Irak seferi sırasında onunla beraber gezip gördüğü yerleri kuşbakışı çizdiği yerleri Mecmu-ı Menazil eserinde toplamıştır. Eser kapağı Erzurum çizimidir. Hatta kapaktaki osmanlıca yazılardan birinde il-i Erzurumi yazmaktadır. Baknz (Minarenin solunda kalan tabela)
  2. imdi yaklaşın, sanırım internet ortamlarındaki en aykırı yorumlardan birini yapacağım. Kusura bakmayın ama başıma bir iş gelmeyecekse ben beğenmedim. Tamam, gerçekten harika bir dünya, muhteşem bir konsept üstüne kurulu. Neredeyse “Orta Dünya” kuracak bir zemin hazırlanmış. Ancak anlatım öyle ağdalı, öyle süslü ki keyif kaçırıyor. Hoş eda, hoş seda, pür eda, pür cefa gırla. Girizgah çok uzun, asıl macera çok geç başlıyor, saçma sapan bir yere gidiyor, birden bire bitiyor.

    Doğru tahlil ettiysem konu 1681 yılı civarlarında geçiyor. Aradım, mamafih bulamadım. Elif Şafak’ın Mevlana’ya domates yedirmesine demediğini bırakmayanlar, İhsan Oktay Anar’ın adamın birinin kakasından domates çekirdeği çıkarmasına tek kelime etmemişler. (Ulan elif Şafak’ı bile savundurdunuz ya bana) Ayrıca Ebrehe demişken, Ebrehe'nin peşinde olduğu şey, özellikle de Uzun İhsan Efendi'nin düşünde canlandırdığı dünya... Bence çok daha derin işlenmesi gereken konulardı.

    http://ucalisan.blogspot.com.tr/2015/10/puslu-ktalar-atlas-ihsan-oktay-anar.html
    vega
  3. Aslında biraz uzun bir şeyler yazmak istiyordum bu kitapla ilgili ama şöyle neler denmiş diye bir bakarken eksisözlükte kitap üzerine müthiş bir değerlendirmeye rastladım ve keyifle okudum. O linki verdim yazının sonunda isteyen girip bolca da spoiler içeren o incelemeyi bir okusun.
    Çok iyi bir kitap. Bir kere karşınızda felsefeci bir yazar olduğunu unutmayın. Bu yüzden okurken pürdikkat okumanız gerekiyor. Evet, harika kurgulanmış sürükleyici bir hikaye var karşınızda ama yine de kendinizi hikayeye kaptırıp es geçmeyin bazı detayları, cümleleri. Bunu söylüyorum ama eminim ki sayısız detayı atlamışımdır okurken.
    Kitabın kurgusu harika, karakterleri enteresan, üslubu bambaşka ama çok keyifli, mekan ise zaten İstanbul olduğundan fazlasıyla ilgi çekici. Her yönüyle dört dörtlük bir kitap. Tüm bunların üzerine bir de bu kitabın, yazarın ilk romanı olması eklenince artık kitabı övecek cümleleri yazmayı mecalim kalmıyor haliyle. Üzerinde ne kadar çalıştı bilemem ama kesinlikle büyük bir emek sonucu yazıldığına eminim. Kurgusuyla, üslubuyla, felsefi yanıyla edebiyat tarihimizin en başka kitaplarından biri kesinlikle. Tek bir eksisi var bence; bu kitap başka dile çevrilemez, çevrilse de bu tadı asla vermez :)
    neden 5 değil de 4 yıldız verdiğime gelince; ben kitapta henüz anlamadığım pek çok yer olduğunu düşünüyorum. Onları anlamadan 5 vermek istemedim.

    https://eksisozluk.com/entry/970193
  4. okurken eski kelimeler nedeniyle güçlük yaşayanlara faydası olabilecek, kitap içerisinde geçen eski kelimelerin listelenip anlamlarının çıkarıldığı şöyle bir güzellik yapılmış .