1. bir gün kılıçdaroğlu ölür. öbür tarafa vardığında duvarlarda milyarlarca saatin olduğu bir oda görür. görevliye, bu saatlerin ne işe yaradığını sorar. görevli, "onlar kişiye özel yalan saati, her yalan söylendiğinde bir tık atar" diye yanıtlar. kılıçdaroğlu merakına yenik düşer, bir tık atmış bir saat görür ve kime ait olduğunu sorar. görevli, "o rahibe teresa'nın saatidir." der. bir-iki tanıdığını sorduktan sonra merak eder ve "tayyibin saati nerede?" diye sorar. görevli o bektaşilere özgü muzip sırıtmayla, "o isa'nın odasında, vantilatör olarak kullanılıyor." der.

    (bkz: her kalıba sığan fıkralar)
  2. 3 söylediğinin 5'i yalandır
  3. bizim partimizin adı adalet ve kalkınma partisi. biz fakirin, yetimin hakkını yemeyiz.
  4. t
  5. nereden tutulsa elde kalıyor, var mı doğru?
  6. söylediği yalanlar buradan kabataş'a yol olur hem de duble.
  7. tek bir yalanı yoktur. ben size "pembe uçan bir timsah" sahibi olduğumu söylesem bu yalan sayılamaz. ironi olabilir. şaka olabilir. hezeyan olabilir. ama yalan olamaz. siz inanmışsanız, bu sizin sorununuzdur.