1. yeni nesil bir tür sapkınlık. süreç 1 adet kredi kartı edinmekle başlıyor. harcamalar neticesinde kredi kartı limiti dolduruluyor, sonrasında asgari tutarlar ödenerek bir müddet idare ediliyor. nakit avanslar, taksitler havada uçuşuyor. sonrasında 3 aylık asgari ödeme neticesinde nakit avansa kapatılıyor. sadece asgarisi ödenerek market harcamasına dönüyor. aylık belli tutarda faiz ödemeleri devam ediyor. bir müddet sonra ikinci bir kredi kartı temin ediliyor ve nakit avans çekilerek 1. kredi kartının asgari tutarı ödeniyor. yine harcamalar, nakit avanslar kıyafetler telefonlar havada uçuşuyor. yeni dönemde 2 kredi kartının asgarileri ödenerek yaşam devam ettiriliyor. aylık kazancın önemli bir bölümü kartlara faizleriyle birlikte aktarılıyor, limit aşımlarından geriye kalan tutarlar harcamalarda kullanılıyor. limit aşımı ve faizler nedeniyle daha da azalan kullanılabilir limit, sorun çıkarmaya başlarken 3. kredi akrtı devreye giriyor. nakit avanslar çekiliyor diğer kartların asgari borçları ödeniyor az biraz limitleri açılıyor. kalan limitle harcamalar yapılıyor, laptoplar, ayakkabılar havada uçuşuyor yine bayram yine seyran. 3. kredi kartının da limiti dolunca aylık maaş tamamen kartların asgarisi ödenmeye ayrılıyor. parasız yaşam başlangıcı burası. sonrasında asgariler ödenebilirse ödeniyor, faturalar kartlarla ödenmeye çalışılıyor, harcamalar marketten kısıtlı şekilde kartla gerçekleşiyor. fakat kira gideri kartla yapılamıyor. nihayet 3 kartın limitleri dolu ve limit aşımları tavanda, asgari tutarlar toplamı maaşın üstünde, kira ödenemiyor, faturalar kartlardan alınamıyor. tam bir sıkışma dönemi başlıyor.

    bu noktada refinansman devreye giriyor. "çılgın tüketici" bankaya gidiyor bireysel kredi başvurusunda bulunuyor. kredi kartlarının toplam tutarları hesaplanıyor, biraz üzerinde bir kredi çekiliyor 3 yıl vade yaptırılıyor. sisteme hoş geldiniz. kartlar kapatılıyor, limitler sıfırlanıyor, aylık maaşın yarısından çoğu kredi ödemesine ayrılıyor, diğer yarısı ise kira fatura ödüyor. yiyecek bir şey kalmadığı için limitleri açılmış kredi kartlarına yönelme başlıyor. gel zaman git zaman kartlar tekrar doluyor süreç başa sarıyor. daha yüksek oranda bireysel kredi ile süreç tekrar en başa dönüyor, bu sefer daha yüksek oranda faiz ödemesi, kirada zam artışı, yeni eklenen bireysel kredi ve kredi kartı ödemeleri iflasa sürüklüyor. babadan kalma miras varsa ipotek ediliyor daha fazla kredi çekiliyor daha fazla taksit tutarı daha fazla faiz ödemesi yapılıyor. süreç bir yıl geçmeden en başa geri geliyor ve miras malı hiç ediliyor. eğer tüketici tekrar aynı yola girerse neredeyse bütün ömrünü faiz ödeyerek yokluk ve borç içinde tüketiyor. eğer azimli davranıp sistemin bir şekilde dışına kaçabilirse hayatı kurtuluyor.

    işte buna refinansman manyaklığı diye isim koydum. vatana millete kapitalist sömürgen pezemenklere armağanım olsun.
    abi
  2. finansman iyidir, refinansman kötüdür. borçlanmak sizi düze çıkarabilir, eğer disiplinli davranırsanız, bir ev, araba ya da telefon ayakkabı artık ne arzu ediyorsanız ona sahip olmanızın önünü açabilir. düzenli şekilde bedeliyle birlikte öderseniz sonrasında huzur verebilir.

    fakat refinansman, yani borçla borç kapama dönemine geldinizse yandınız demektir. iflasın resmidir. o yüzden yer yer bütçeye göre borçlanmaya ılımlı bakılabilse de borçla borç ödemeye asla yanaşılmamalıdır. atasözü de var, "borçla borç ödenmez" diye.
    abi
  3. her ne şekilde olursa olsun banka ve para piyasasında kazanan banka olacaktır. para piyasasının devletler tarafından da yasalarla korunduğunu hesaba katarsak nasıl bir dolap içinde olduğumuzu bir nebze olsun anlayabiliriz. döngüden kurtulmanın bir yolu, nakit para ile çalışmak ve her ne şekilde olursa olsun borçlanmamak olabilir.

    (bkz: kapitalizm)
    (bkz: inside job - charles ferguson)