1. descartes’in “düşünen şey” dediği, “ben” dediği cevher. cevher dışında ise res extensa vardır. cogito ergo sum’u felsefede önemli yapan şey budur. spinoza’da da karşılaşacağımız gibi varlık cevherin sıfatının tavrı algısı, bilginin varlığa muhtaç olmasını yıkıyor. daha doğrusu şu şekilde; bilmeyi res cogitansa, sezmeyi ise res extansaya atfediyor. örnek vermek gerekirse domates denince bir domates fikri doğuyor, ide olarak var. bilgisine varıyoruz fakat elimize domates aldığımızda onun var olduğunu ve hangi ideye ait olduğunu seziyoruz. dolayısıyla düşünen şeyin kendisi sezgisel değil bilgiseldir.
    abi