-
- izledim
- izlemek istiyorum
-
youreads puanı (8.17)
1950'lerde yaşanan savaş sonrası tekdüzeli bir yaşam tarzının içinde yeni taşındıkları banliyöde huzurlu bir yaşam için mücadele eden iki çocuklu frank ve april wheeler çiftinin zamanla anlaşmazlık ve aldatmalarla devam eden evliliklerinin hikâyesi.
-
oyunculuk açısından izlediğim çok nadir filmlerden bir tanesi. film boyunca bir tiyatronun ortasında gibi hissettim. çok garipti. oyunculakların bu kadar iyi olup, imdb'de mesela bu kadar düşük alması beni şaşırttı. hoş imdb'ye bakarsak bela tarr'ı izlemememiz lazım bile.. sonuç olarak bende büyük tesir oluşturdu. amerikan rüyasını ayaklar altına alan, dağıtıp atan bir film. (bkz: leonarda dicaprio) ve (bkz: kate winslet) için vakit ayırıp izlemelisiniz. -
american dream'in cizdigi cerceveye hapsolmus iki insanin basarisizlikla sonuclanan bir ozgurluge kacis denemesi... filme cok bayildigimi soyleyemeyegim ama ozellikle ikinci yarisi vurucu idi...
wheeler ciftine, winslet ve di caprio oynayinca herhalde, elinde olmadan epey derinlik bi atfediyorsun, ama yates'in romanindaki "ideal" amerikan cifti muhtemelen cok daha yavan idi... okumadan salliyorum bunu tabi, oyle olmasi cok daha mantikli sadece...
ayrica, mad men'in finalini, daha dogrusu son iki bolumunu, izleyip ardindan bu filmi seyrederseniz sanki ayni hikayeyi farkli bir acidan izlemis gibi oluyorsunuz... filmde hakikaten her an bi koseden don draper cikacakmis gibi duruyor...