1. sabah yastığına baktığında boynu bükük minik zararlılar görebilirsin.

    ter, çiş, sümük, vs. gibi göz yaşı da savunma mekanizmamızın bir neferidir. göz ve çevresinde bulunan mikrop, toz gibi yabancıları/zararları dışarı atmak ve gözü nemli tutmak için sürekli salgılanır. kesinliği tam olarak ispatlanmasa da üzüldüğümüzde salgılanan bazı hormonlardan kurtulmak için ağladığımız söyleniyor.

    beyin çok oyuncu bir karakter. bilinçaltı düzeyinde sana üzülebileceğim bir gerçeklik yaratıp ağlamanı sağlamış. beraberinde akan göz yaşların minik zararlıları senden uzaklaştırmış.

    düz adam^::)^ mürebbiye'nin bahsettiği durum da bununla paralellik göstermektedir.

    senin de bahsettiğin gibi; bilinçaltında oynanan bu oyun fiziksel olarak amacına ulaşsa da, zihinsel olarak bazı yükler getiriyor. bu yük daha fazla ağırlaşmadan gerçekliğe kaçıp uyanıyorsun. yüksek bir yerden atlayıp tam yere çakılacakken yatağa süzülerek uyanmak gibi.

    slovaj zizek, david lynch ya da gülünç yücenin sanatı adlı kitabında lost highway'i analiz ederken şöyle bir tespitte bulunuyor:

    !---- alıntı ----!
    "düş gören, düşte karşılaşılan dehşetin gerçeği içinde uyanılan gerçeklikten daha korkunç olduğu zaman uyanır, yani düş gören düşte karşılaşılan gerçekten kaçmak üzere gerçekliğe sığınır."
    !---- alıntı ----!