1. lise hayatım boyunca dışına çıkamadığım ilimden üniversiteyi kazanıp çıkınca 2-3 senelik dostum diye konuştuğum internet arkadaşlarımın cidden dostum olduklarını deneyimlediğim doğrudur. ilk buluşmadan adam evine alır mı sizi? alıyor işte. bu daha en basiti tabii.

    bir nebze internet tanışmaları oldukça yararlıdır diye düşünüyorum. çünkü insanımız artık yüz yüze bir şeyler paylaşmaya oldukça kapalı bir hale gelmiştir. sosyal ağlar bu konularda yardımcı olmaktadır. şurada açılan başlıkların altına yazılanları birinin yüzüne söylerken zorluk çekecek oldukça insan vardır diye düşünüyorum.
  2. dostluğun bu kadar basite indirgenmesi insanlara olan inancımı daha da azaltmakta. sadece internet aracılığıyla görüşmeyi değil dostluğun göz gözü görmekle bir alakasının olup olmadığını kavrayamamış insanlar mümkünse rakı masası goygoyu yapmasınlar. arabesk ama bir o kadar da ruhsuz bir komiklik çıkıyor ortaya.
    online okey sohbeti yapılan insanla olan dostluktan bahsediyorsanız yorum yapabileceğim bir şey değil ve mümkünse siz de üstünüze alınmayın.
    ama benim bahsettiğim şey paylaşım. ve bunun için o insanla kahve içmeye veyahut her gün görmeye,arada sırada bir araya gelmeye gerek yok. elbet bunlar güzel şeyler. ama mesele bu değil. bir insanın dost olması için gerekli nitelik bu değil. olmamalı.bence bu kimsenin de yargılayabilecek hadde sahip olduğu bir mevzu değil. sen kendini anlayan birini bulmuşsan ve bu insan malesef ki senden uzaksa internet dışında bir aracın yok. ve neden uzakta olmasını dert ediyorsun da anlaşılmanın verdiği hazzı yaşamıyorsun. ne kadar gerçek ve bir o kadar uzak olan insanların yokluğundan pek de rahatsız olmayan insanlarca zaten anlaşılmasını beklemiyorum. ama "kalpten kalbe bir yol vardır,görülmez." derken neşet ertaş eminim havadan, karadan ,sudan , internetten yapılma bir yoldan bahsetmiyordur.
  3. çoğu akrabamdan daha yakın olduğum internet arkadaşlarım var.

    başka sözüm yok hakim bey.
  4. dostlukta aslolan paylaşım miktarıdır bence, internet aracılığıyla veya yüzyüze olması değil tanımlama ölçütü. derdimi veya mutluluğumu paylaşabiliyor muyum kendimi rahat hissederek, güveniyor muyum, karşımdaki kişi de öyle ve içten geliyor mu tavrı ona bakarım. yoksa iki muhabbet edilen insan için dostum denmesi evlilik programlarının yaptığına benzer şekilde bir kavramın içini boşaltmak gibi geliyor bana.
  5. sadece internetten konusarak dost olmayabilirsiniz ama cokta iyi arkadas olursunuz. sonra cok iyi arkadaslar olarak yuzyuze gorusmeye baslar ve dost olursunuz.

    olamaz mi?
    olabiliir.
  6. herkes dostluğa farklı anlamlar yüklüyor. oldukça göreceli bir kavram. bana göre mümkün değil. dostluk kesinlikle aşktan daha değerli. aile'den sonra bir ya da birden fazla insana yapılmış en büyük yatırım. bunu sanal olarak düşünmek bana dostluk tanımını basitleştirmek gibi geliyor.

    insanların artık yüzyüze birşeyler paylaşmamasının bir nedeni de sosyal ağlar. sosyal ağlar gerçek hayatta yaşayacağın sosyalliğin önünde bir taş. tembeliz, cesur değiliz, belki özgüvensiziz bunlardan ötürü sosyalleşemiyoruz, ardından kendimizi sanal gerçekliğe bırakıp asosyal olarak sanal dostluklar arıyoruz. ardından insanlar çok kötü, hepsinin maskesi var diyip asosyalliğimizi meşrulaştırmaya yönelik savunma mekanizmaları geliştiriyoruz. bu cümleleri genel olarak sosyalleşmeye imkanı olduğu ve istediği halde sosyalleşmeyen insanlara yönelik.

    bir de gözlemlerim var. kuzenimin bir kuzeni var. balıkesir'in ufak bir ilçesinde yaşıyor. genç yaşta kanser atlattı. o dönem içine kapandı ve kendini kitap okumaya araştırmaya verdi. okudukça soyutlandı, soyutlandıkça okudu. kafa dengi bir arkadaşı olmadığı için sosyal ağlarla bu açığı kapattı. bi sürü arkadaşı, bi kaç tane dostu oldu.

    demem o ki bu soruya verilecek cevabı kişinin bulunduğu sosyal çevre, karakter, kişilik özellikleri belirliyor.
  7. diğer dostlarınla aynı kefeye koysan diğerlerine ihanet gibi, koymasan dostluk bağı olmuyor.
    olmuyor yani.
    bence olmuyor.
    tamam bahsetmiyoruz dost diye. bağırmayın.
    parov
  8. bu elimde gormuş olduğunuz dostumdur. ne zaman gereksiz dimdik. kırk yılda bir kullanacağım başını öne eğer.