1. kendine has büyüsü ve ruhu vardır birçoğunun, hissetmek için girer girmez ilk bi derin nefes alınır, rutubet ve kurumuş sayfaların kokusu tüm ciğeri doldurur. o havanın içinde çürümekte olan kitapların sessiz feryatlarını, çığlıklarını duyarsın ama sadece 1 ya da 2 tanesini kurtarabilirsin o hayattan, o bekleyişten. sonra başlarsın kitaplarla flörte. açıp bir iki cümle göz gezdirirsin, birinde karar kılarsın ve günün talihlisi için pazarlığa tutuşursun.
  2. pazarlık yapmadığım tek yerdir. fiyatını sorarım ve ucuzsa almam. tam tezgaha bırakacakken, yıldırım hızıyla çantaya atarım kitabı. millet gitar çalarken oley, jack kitap çalarken auvvw, öyle mi?
  3. sahaf deyince eskişehir'de az çok kitap ile ilgili kime sorsanız aklına ilk gelen kelime insancıl olacaktır..
    son zamanlarda gitme sıklığım çok azalsa da her gittiğimde burnumun bayram ettiği,bazen neye bakacağımı şaşırarak aralarına dalıp karıştırdığım,göz gezdirdiğim kitaplarıyla bir tanedir.
    başlığı görünce kitap kokusu burnumda tüttü.

    not:aslında kitaplarla çok ilgili biri değilim ama sanırım biraz nostaljik takıntı var..:)