1. doğrudur. ve sebebi de polemikte gizlidir: çünkü sanat, gerçek değildir; amma gerçek, sanat olabilir. işte bu gerçeğin kendisi sanat vasıtasıyla gerçeği (hakikati) yüceltmekle mükelleftir. ve pek tabii böyle de diyebiliriz: sanat, hakikati yansıtmaz, sadece yüceltir.

    polemik bir diğer yönden dönem ve insanlık tarihiyle de alakalıdır ki, sanatın var oluşunca tek derdi haline gelmiş hikaye aracılığıyla trajedi kavramı, bizler, yani insanlık sözde geliştikçe labirentin içine sıkışmıştır. bu durum, insanoğlunun sıradanlığını trajik hale getirmiştir. trajik/facia olan artık ne romeo ve juliet, ne de medea"dır. sıradan olan ve günümüzde bir trafik lambasının altında bile yaşanan küçük bir olay trajediyi temsil etmeye başladı. ki, sanat, yedi koluyla bunu yansıtmaya kalktığında basitlikle suçlanacaktır. ve sırf bu yüzden, hikayelere ilave edilen - gerçeğe uzak - ögeler, aynı zamanda da sanatı gerçeğin uzağında var edecektir.
  2. bu işi yapması için insanların bilimi oluşturması yüzünden olabilir. sanatın amacı -antik çağları saymazsak- hiçbir zaman gerçeği birebir yansıtmak olmadı, olmamalı da. sanatın amacı yaratıcılığı ortaya çıkarmak, gerçeği zihin/duygu süzgecinden geçirip karşı tarafa aktarmaya çalışmaktır. bunu da en estetik biçimde yapmak işin bonusu oluyor. bu yüzden bir şeye dair sonsuz sayıda sanatsal ürün üretebiliyoruz.

    "mantık sizi a noktasından b noktasına götürür, hayal gücü ise her yere." -albert einstein