sandor marai

Kimdir?

avusturya-macaristan imparatorluğu'nun kıyısız bir kasabasında doğmuştur alman asıllı şair. babası geza marai'nin hukukçu olmasından kaynaklı ideolojik kavramlarla erken yaşta tanışmıştır. 1914 yılında savaşa giren ülkesinin kaybettiği topraklar arasında doğup büyüdüğü kasabasıda vardı. cumhuriyetçilerin ardından komünistlerin onların ardından da faşistlerin gelmesiyle iyice dağılmıştır toprakları ve insanlarıyla. ve bu yüzden 19 yaşında vatanı terk ederek almanya'ya yerleşmeye karar vermiştir.

11 yıl sonra evlenerek geri döndüğü topraklarına bir armağan getirmiştir. bir burjuvanın itirafı (confessions of a bourgeois) adlı ilk kitabını yayınlayarak macaristan'ın en önemli edebiyatçıları arasına almıştır ismini.
fakat 2. dünya savaşı ile tekrar huzursuzluğa bürünen topraklarından bu sefer kaçmayı değil nasyonel sosyalizmi anlatmayı tercih eder. öldükten sonra yayılan günlüklerinden çıkan dizeler oldukça şaşırtıcıdır. liberalizmin yararlarından, savaş notlarına, savaşın verdiği kanla beslenen politikalara dair her şey oldukça şaşırtıcıdır.
değişen düzenle yeniden yapılanan komünist rejimin marai'nin yıllar önce dizelerinde söylediği öngörüyü haklı çıkarmıştır. marai bu sefer komünist sistemin değer yargılarını eleştirir açık açık. bu da ona macaristan akademisi'den kovularak geri dönmüştür.
macaristan'ın sovyetler birliği'nin işgali altında kaldığı yıllar içerisinde sürgün yaşamış, karısı ve oğlu ile beraber değişik ülkelerde yabancı yaşamak orunda kalmışlardır.

marai bir çok dil bilmesine rağmen yaşadığı ve yazdığı süre boyunca macar dilini kullanması onu avrupa ve amerika'da edebi yönünün tanınmamasına sebep olmuştur. ülkesinden defalarca kovulmasıyla amerika'ya gitmiş ve new york'u gördükten sonra 1957 yılında amerika vatandaşlığına geçmiştir.fakat bu yüreğindeki macaristan özlemini, sevgini asla unutturamamıştır.
oğlunun san diego'ya yerleşmesi ile kararını değiştirmiş ve karısıyla orada, oğlunun yanında yaşamaya karar vermiştir. yıllarca süren yoksul, yalnız ve vatanına özlem dolu zamanlardan sonra dayanamamış 1989 yılında, 89 yaşında beynine dayadığı silahtan çıkan tek kurşunla hayatına son vermiştir.
macaristan'da bulunan sovyet birliklerinin, ülkesinden tamamen çıkana kadar vatan hasreti çekeceğine yemin etmiş ve bu yüzden ülkesinden çok uzakta içindeki sevgiyle hayata veda etmiştir.

kendisi öldükten birkaç yıl sonra macaristan ondan aldığı tüm hakları vatandaşlığıda dahil olmak üzere geri vermiştir. tekrar, ama bu kez toprak altında çürümüş bedeni macaristan akademisi'ne girmiştir. daha sonra ise macaristan'ın en önemli ödüllerinden biri olan kossuth ödülü ile onurlandırılmıştır.
bundan sonra halkının isteği doğrultusunda gelen heykeli ile avrupa kendisini keşfetmiştir. eserleri fransızca, ingilizce, almanca, italyanca ve ispanyolca başta olmak üzere birçok
dile çevrilmiştir.

yürek yangını, embers ve the rebels'tan sonra günlükleri yayınlanmıştır.

Bu başlıkta favorilenen yorum bulunamadı.