• izledim
    • izlemek istiyorum
  • youreads puanı (7.78)
sen hiç ateş böceği gördün mü - yılmaz erdoğan
yılmaz erdoğan’ın yazıp yönettiği sen hiç ateşböceği gördün mü? oyunu bkm oyuncuları tarafından toplam 504 kez sahlenerek yaklaşık 568.000 kişi tarafından seyredildikten sonra, artık dvd-vcd’leriyle tiyatro severlerin evlerine geliyor. 1948 yılında dünyaya gelen üstün zekalı gülseren’in hayatını, çevresindeki karakterlerden yansıyan toplumsal-siyasal gelişmeler eşliğinde, ideallerin çıkarlarla çarpıştığı, hüzünle mutluluğun kol kola dolaştığı, her gülümseyişin bir damla gözyaşı ile kucaklaştığı 50 yıllık bir “ülke tarihi” hikayesi olarak anlatan oyunun dvd’si; yılmaz erdoğan ve demet akbağ ile ayrıntılı söyleşiler ve sahne arkasından ilginç görüntüler de içeren seçenekleriyle türkiye’de bugüne kadar çıkan en geniş kapsamlı tiyatro oyunu dvd’si olma özelliği de taşıyor.


  1. ah gülseren, hayatımda kendimi ilk gördüğüm karaktersin daha küçüklüğümden. belki o yüzden böyle devam etti herşey. velhasıl, anlayanlar yalnızlık çeker.
  2. tiyatro versiyonundan sonra film versiyonu sansürlenmiş.
    !---- spoiler ----!

    metnin en önemli enstantanelerinden biri, sağcı dayıyla solcu amcanın atışmalarıdır. her ikisi de ukala karakterlerdir, ama sağcı dayı kürşat bir tık daha "kötü"dür, çünkü gammazdır (polis solcu amca hazım'ı her almaya geldiğinde bizzat ele verir), yobazdır (allah'ın arapçadan başka dil bilmediğini söyler), üstelik beceriksizdir de. bunlara rağmen finalde görürüz ki, solcu amca türkiye'den kaçmak zorunda kalmış ve memlekete hiç dönememiş, sağcı dayıysa siyasete girmiş milletvekili olmuş.

    işte netflix filminde bu sağcı dayı siyasete falan girmiyor. bilakis yurtdışına kaçan ablasının kaynı gibi o da evden ayrılıyor, "dağ bayır yunus gibi gezip allah'ı arayacağım" diye. olumsuz bir karakterin politikada ikbal bulmasını yılmaz erdoğan siyasal islamcı bir hükümete izah edemeyeceğini mi düşündü, genel olarak sağın tepkisinden mi çekindi, ne oldu da bunu yaptı bilemedim.

    !---- spoiler ----!
  3. oyunu izleme fırsatım olmamıştı. netfixde görünce filmi izledim. demet akbağ'ın eksikliği haliyle hissediliyor ama fena da değil.
    öte yandan film netflix için çekilmiş. ve türkçeden başka üç dilde seslendirme ve altyazı ile servis edilmiş. yani uluslararası pazar hedeflenerek ortaya konmuş farklı bir ürün. yerel siyasete dair bazı ayrıntıların bu olaylardan habersiz izleyiciye fazla bir şey ifade etmeyeceği düşüncesiyle bir filtreden geçirildiğini düşünüyorum. nitekim netflix tarafından yayına konan bazı yerli filmlerde fazla bir dil seçeneği bulunmuyor. içerik yerelde sıkışıp kaldığında dışarıdan bakan fazla da bir şey anlamıyor çünkü. bu nedenle yapılanın yerel siyaset için uygulanan bir sansürden çok daha fazla izleyiciye ulaşmak amaçlı bir filtreleme olması kuvvetle muhtemel.