1. kol kola gezmeye reyimi bastığım dilemma.
  2. biraz da boy farkına bağlı. boylar birbirine yakınsa kol kola girmeyi, haricen el ele tutuşmayı tercih ederim.
  3. bazen bir kumsalda,bir kır yolunda koluma asılarak kah öne eğilip bana bir şeyler söyleyip gülümserken,bazen karlı,buzlu bir yolda koluma girip düşmemek için güç alırken,bazen de sıcak havada elleri terlese bile arada parmaklarını aralayarak ama elimi bırakmadan tenini hissettirerek yürümesi.
  4. kafa tokuşmak.
    eale
  5. sırt sırta verip marjinal bir çift olmak.
  6. el ele, kol kola öpüşmek.
  7. şayet artık "belonging" mevzusu tamamsa, bir adınızda varsa, uzun soluklu kolkola yürüyüşe bir tıkta benden.
    ilgaz
  8. her ikiside değildir efendim. başbaşa kalmak hepsini öper.
  9. kadın olsam ikisini de istemezdim. ikisi de erkek hâkimiyetinin işaretlerini taşır bence. genelde koluna girilen de erkek; elinin dışı öne bakan, tutup götürüyormuş gibi olan da erkek olur. kimse bunu böyle düşünüp yapmaz tabi, içten ve samimîdirler. ama bi kere düşününce hep akla geliyor naparsin. belki de saçmalıyorum, bilmiyorum. bana kadının erkeğin beline, erkeğin de kadının omzuna elini attığı yürüyüş en güzeli gibi geliyor. onu da kafakola çevirenler yok değil. amaan, fazla kasmayın, adımlarınız uysun yeter.
    kurra
  10. kol kola girmek icap eder efenim.
    el kışın bile terler fakat kol her daim koldur.
    el ele tutuşmak araya mesafe koyar, kol kola olmak samimidir.
    eller birleşince olay cıvır, tutulan eller sallanır, her şeye gülünür; kollar beraberken iş ciddidir, belki masum bir gülücük atılır yare.
    ellerindeyken sevgili yazdır, kollarında kış.
    velhasıl el ele tutuşmak lisedir. kol kola yürümek üniversite. eved.