1. kurduğun idealle örtüşmeyen değer görememe hissiyatı, ilgi noksanlığı, ortak noktaların tüketilmesi, tüm bunların getirdiği o olumsuz kıvılcımın çakmasıyla domino taşı etkisi yapar. bu da tüm kalelerin teker teker düşmesine neden olur.
  2. frida kahlo'nun kaleminden kadim sevgilisi diego'ya yazılmış olan mektup başlığından da anlaşılacağı üzere bu durumu tane tane anlatmaktadır.

    seni sevmekten ne zaman vazgeçtim biliyor musun?

    kötü günümde yanımda olmadığın zaman vazgeçtim.
    canın sıkıldığında benimle paylaşmadığını,
    kırılacak veya tedirgin olacak olsam bile
    düşüncelerini açıkça söylemediğini anladığım zaman vazgeçtim.
    bana yalan söylediğini anladığım zaman vazgeçtim.
    gözlerime baktığında kalbinle bakmadığını,
    ve bana hala söylemediğin şeyler olduğunu hissettiğimde vazgeçtim.
    her sabah benimle uyanmak istemediğini anladığımda,
    ağrılarımı dindirecek sıcak sevgiyi bana vermediğinde vazgeçtim.
    sadece kendi mutluluğunu ve geleceğini düşünerek beni hiçe saydığın
    için vazgeçtim.
    tablolarımda artık kendimi mutlu çizemediğim
    ve tek neden sen olduğun için vazgeçtim.
    bencil olduğun için vazgeçtim!!
    bunlardan sadece bir tanesi senden vazgeçmem için yeterli değildi,
    çünkü sevgim çok büyüktü.
    ama hepsini düşündüğümde senin benden çoktan vazgeçtiğini anladım.
    bu yüzden ben de senden vazgeçtim…
  3. insan kalbiyle sever ama zihniyle ayrılır. bu bana hep çok garip gelmiştir. kalbe hükmeden bir zihin. sanırım kimse istemez.
    gerçekten seven bırakır mı? bırakabilir mi? hiç vazgeçer mi? insanlar ayrı bile değiller. onları ayrı kılan şey anlaşılabilirlik. onları birleştiren şey sevgi.
    insanların bu eşiğe gelmesini hayretle izliyorum. kişisel olarak değer verdiğim hiçbir insandan kendim ayrılmadım. beni bırakana da dönüp bakmadım. tavsiye ederim.
  4. sizi engelleyip başka bi yerden size 'sevgilim gördü,engelledi,kusura bakma artık herkes kendi yoluna' yazılan andır
  5. youser'ların dehşet-ül vahşet tespitlerde bulunduğu başlıktır.

    bir insanın değişeceğine inanmak hatadır.

    maalesef ki; aşk, sevgi, doyuran ilgi gibi hususlar hayata karşı olan realist bakışınızı flu'laştırır.
    ufak hatalar olarak gördüğünüz birçok şey birkaç yıl sonra çekilmez bir hal alır.
    tahammül etmek zorlaştıkça da bir ayrılık yeşerir.
    sonrası, sadece gittiği yere kadardır.
    yalan
  6. kızı ikna et, anasını ikna et, babasını ikna et, bir şeyler için surekli uğraş içinde ol, hayatını ona endeksle, hayallerini onsuz kurma vs. sonra butun uğraşların boşa gitsin bir sekilde. insan yoruluyor en sonunda. ne kadar seversen sev, o sevgi çoğu zaman bir işe yaramıyor. bunun farkına varınca vazgeçme olayı doğabilir. size tavsiyem bir insanı seviyorsaniz objektif bir sekilde, uzun uzadıya, sevginizi bir kenara koyarak, kimsenin fikrine danışmadan düşünün, bu kişiye değer mi diye. "ama seviyorum" la başlayan tüm cümleler boşa uğraştır. kim ne derse desin, sevgi hiçbir şeyi kurtarmiyor. bu konuda olgun ve karakterinize zarar gelmeyecek şekilde düşünmemiz lazım. sonra of pof ele geçmez.
  7. vücudun artık o kişi için hormon salgılamayı bırakması.
  8. hayallerinizi terk ettiği andır.
  9. şahsın işyerine çiçek yolladiginiz gun terk edilmenizdir. ardindan, siz hala ask acisi yasarken bi an gaza gelip, şahsın facebook sifresini çözüp internetten tanisilan birisi ile flört edildigini görmenizdir.
  10. sizi sevmediğini,önemsemediğini anladığınız anda başlar.