1. ingiliz dedektif. bir (bkz: sir arthur conan doyle) kurgusu. kanun adamı nasıl olur sorusunun cevabı. keşke gerçek olsa.

    kötü alışkanlıkları bizim polis karakterimiz (bkz: behzat ç.) 'yi andırıyor.
  2. hiç yaşamamış ve asla ölmeyecek olan kahraman.
  3. sherlock holmes okumak istiyorum nerden başlasam diye düşünenler varsa, açıklamaları notlarıyla beraber en kapsamlı basımı everest yayınları'ndan "Sherlock Holmes 1. cilt sherlock holmes'un maceraları - sherlock holmes'un anıları "
    sadece polisiye okurları değil tüm edebiyat severlerin ilgisini çekecek güzellikte bir basım.
  4. sir arthur conan doylenin, tıp fakültesinde ki profesöründen ilham alarak yazdığı efsane dedektif.
    sherlock holmes karakterini şuan oynayan benedict cumberbatch, görüntü olarak conan doylenin profösörü joseph bell'e benzemektedir.
    joseph bellin sherlock holmesa ilham olduğu öğrenilce bell doyleye şöyle bir mektup yazmıştır.
    '' bu karekter (sherlock holmes) hayatimi birakmaksizin takip ediyor. umarim insanlar beni oldugum kisi olarak hatirlarlar, arthur conan doyle'nin bende gördügü kisi olarak degil''

    ayrıca "iyi tipcilar ayni zamanda iyi dedektifler de olmalari gerek, zira hastaliklar canilerdir'' sözününde sahibidir.

    buna göre kitaptaki sherlock holmes '' joseph bell '' dir ve john watson ise '' sir arthur conan doyle'' dir.
  5. "dünyanın güneş etrafında döndüğünü bilmek işime yaramıyorsa, neden bu bilgiyi aklımda tutayım ki" diyebilecek kadar pragmatist olan ingiliz dedektif.
  6. bazı davaları afyon içerek çözen karakter.
  7. O günün akşam saatlerinde Backer-Street'teki dairemize gelen
    beklenmedik misafir korkunç bir telaş içindeydi:
    "Sir. .. ben mahvoldum ... kayboldu ... hiçbir çıkar yol görmü­
    yorum."
    Holmes "Oturun lütfen, ilk önce bir yudum su için" dedi dost­
    ça. "Pekala, anlatınız. Nedir bu kaybolan?".
    "Bir haritadır, Mister Holmes, askeri güvenlik önlemlerinin
    yeni haritası. Ortadan kayboldu, Sir ... benim sonum geldi."
    "Şunu içiniz."
    "Teşekkür ederim, Sir. ismim
    Rank ben Bahriye Bakanlığında çoğaltıcıyım. Bugün Lord
    Holdhurst benden yukarıda sö­zü geçen haritanın bir kopyası­nı hazırlamamı istedi. Herkes gitmişti ve tek başıma kalmış­tım. Lord, ayrıca saat 21'e ka­dar hizmet odasında olacağını
    söyledi. İkinci kata çıktım. Çoğaltma sırasında aklıma bir sofaru geldi ve kopyayı alıp yine
    aşağıya indim. Orijinalini kasaya koymak ve odayı kapatmak zorundaydım. ama yapmadım.

    "Niçin?"
    "Yalnızca iki-üç dakika için uzaklaşacağını düşündüm. Bakanlık
    binasında da ben, Lord ve kapıcıdan başka kimse yoktu."
    "Demek böyle sandınız? Peki , gerçekte başka kimler vardı?"

    "Lordun çalışma odasında üç kişi daha vardı."
    "Bakanlık memurları mı?"
    "Hayır, Bakanın dostları."
    Onlarla daha önce karşılaşmış mıydınız?"
    "Yalnız ikisi ile. Ben, Lord'un yeğeni Sir John Morgan'ı ve Sir
    Percy Stone'u tanırım. Üçüncü centilmeni ilk defa görüyordum.
    Lord Holdhurst onunla satranç oynuyordu . Ben odaya
    girince, "Ah, Siz misiniz, Rank" dedi. "Harita ile nerede uğ­
    raşıyorsunuz?'. '1 7 numaralı odada' yanıtını verdim. 'Bir şeye
    ihtiyacım olup olmadığını sordu. Ben, isteğimi söyledim.
    O sırada Lord'un siyah taşlarla oynayan partnörü hamlesini
    yaptı. Lord ise biraz beklememi, hamleyi yanıtladıktan sonra
    bana açıklama yapacağını söyleyerek tahtadaki konuma daldı."

    "Sözünü kesmek zorundayım, Rank. O sırada nerede duruyordunuz?"

    "Lordun arkasında."
    "Bu ne kadar sürdü?"
    "On dakika kadar."
    "Odanın kapısı sizin kontrolünüz altında mıydı?"
    "Hayır, benim arkamda kalıyordu."
    "Pekala, devam edin".
    "Bundan sonra Lord bana her şeyi anlattı ve ben yine yukarı
    çıktım. Oraya vardığımda harita ortadan kaybolmuştu. Sanki
    yer ayrılmış içine girmiş. Ben yine acele ile aşağıya koştum,
    haritayı belki de Bakanın odasına götürüp orada unutmuş
    olabileceğim için. Lord Holdhurst ve partnörü tahtaya öylesine
    dalmışlardı ki hamle sırasının kimde olduğunu anlayamadım.
    O sırada Lord şöyle dedi: 'işte yine buradasınız, Rank.
    Hala anlayamadığınız birşey mi var?, Parti bitinceye kadar
    sabretmelisiniz. Sir Robert sonunda, Sizin sürekli rahatsızlık
    vermeniz yüzünden kaybettiğini iddia edebilir. Robert, Siz benim
    Sizi on hamlede mat edebileceğimi görüyor musunuz??'

    "Sir Robert bu soruya sanırım 'kaçınılmaz' yanıtını verdi: 'Ve Siz, Persy, bu on hamleleik matı görüyor musunuz?'.
    "Benim gördüğüm kadarıyla matı altı hamlede bile gerçekleş­tirebilirsiniz."
    "Altı hamlede değil , Percy, on hamlede. Bir daha düşünün!
    Ve Siz, John , herhalde benimle aynı fıkırdesınız?''
    "Hayır, sevgili amcam, hiç de aynı fikirde değilim. Sizi zaten
    hiç anlayamıyorum. Ben matı on ya da altı degıl, beş hamlede gerçekleştirebilirim."

    "Beş hamlede diyorsun? Tuhaf ... Beş hamlede, ancak Robert, Piyonunu bir Kale ile değiştirdiği taktirde. Fakat bunu niye yapsın ki?" . "O sırada ben yine Lordun odasını terkettim, çünkü haritamı göremiyor, ve kaybolduğundan bahsetmeye
    cesaret edemiyordum. Zira bu benim işime son verilmesi anlamına
    geliyordu. işte o anda, Mister Holmes, aklıma Siz geldiniz.
    Bakanlıkta daha önce kaybolan gizli bir evrağı nasıl bulduğunuzu
    hatırladım ... işte bunun için kendi kendime dedim
    ki, beni kurtarabilecek tek insan Bay Holmes'dur".

    Bu sözleri Holmes gülümseyerek şöyle yanıtladı: "Ve bu yüzden
    sık sık kullandığınız bisikletinize binip buraya geldiniz?"

    "Evet, gerçekten de öyle old u! Fakat Siz bunu nereden bildiniz?".

    "Bunu sizin ayakkabılan nız açığa vuruyorlar, Rank. Fakat bunu
    bir yana bırakal ım. Bana şunu söyleyin. Bakanlıkta birinci
    kat ile ikinci arasında iki merdiven mi var?"
    "Evet iki. Koridorun kanatlarından."
    "Ben de öyle düşünmüştüm. Fakat bir şey daha: Beyazların
    kaç hamlede mat yapabi leceği hakkında bir münakaşa meydana
    geldi . Pekala, Siz buna neden olan durumu tahtaya koyabilir
    misiniz?"
    "Nasıl yapamam, Mister Holmes? Tahtada zaten sadece sekiz
    taş bulunuyordu."
    Holmes kendi satranç takımını çıkardı. Rank tahtaya durumu
    dizdi ve biraz sonra Holmes'in gözleri parlamaya başladı.
    Herhalde akı lna blr fikir, gelmiş olmalıydı.
    "İlginç şey" dedi, "gerçekten düşünmeye değer". Ve şimdi,
    sevgili Rank, sorumuz için önemli olabilecek her şeyi yeniden
    gözden geçirelim. Lord Holdburst'un çalışma odasından, sö­
    zü geçen gizli haritayı aldınız ve ikinci katın 17 numaralı odasına
    gittiniz. Kısa bir zaman sonra, Lorda soru sormak amacı
    ile yine aşağıya indiniz. Bu sırada haritayı çoğalma odasındaki
    masada bırakma ve dahası oda kapısını kapatmamak gibi
    inanılmaz bir hata yaptınız. Aşağıya indikten sonra Lordun
    odasında daha iki dostu ve yeğeni olduğunu hayretle gördü­
    nüz. Lord satranç oynuyodu. Onunla yaptığınız kısa konuşma
    sırasında bulunduğunuz oda numarasını söylediniz. Bundan
    sonra Lord Sizden, hamlesini yapıncaya kadar beklemenizi rica
    etti. Beklerken bu sırada odadan birinin çıktığını göremiyecek
    şekilde duruyordunuz. Siz böyle aşağı yukarı on dakika
    durdunuz ve bu da 17 numaralı odaya gitmek, haritayı almak
    ve Sizin hangi merdivenden çıktığınızı gözleyerek buna
    göre öbür merdiveni kul lanmak için yeterli idi. Bundan sonra
    çalışma odanıza gidip haritanın ortadan kaybolmuş olduğunu
    farkettınız ve hemen yine Bakanın odasına döndünüz. Oyle
    değil mi?"
    "Aynen öyle, Mister Holmes."
    "Siz ikinci defa LÖrd Holdhurst'un odasına girdiğiniz zaman
    tahtada münakaşaya neden olan konumu gördünüz: Lord
    Holdburst on hamlede mat edebileceğini söylüyordu, partnö­
    rü ise hiçbir şey demiyordu. Stone matın altı hamlede
    olanaklı olduğunu, Lordun yeğeni ise matı hatta beş hamleye
    indirebi leceğini temin ediyordu. Öyle değil miydi, Mister
    Rank?"
    "Evet, böyle idi."
    Rank ile konuşması sırasında Holmes aynı zamanda notlar
    alıyordu. Bundan sonra zile basıp hizmetçiyi çağırdı; hizmet­
    çi hemen geldi.
    "Emredersiniz, Sir."
    "Tom, bu mektubu alıp on dakika içinde yazı lı olan adrese gö­
    türür."
    "Tabi, Sir."
    "Biz bu sırada ne yapalım dersiniz, Mister Rank? Dr. Watson
    ile bir satranç partisi oynamak ister misiniz?"
    Zavallı Rank'ın yüzü gülüyordu.
    "Ben ... Size öğüt vermek haddim değil fakat Bakanlığa hemen
    şimdi gitmek daha iyi olmaz mı? Hala hepsini orada gö­
    rebiliriz ve Siz yeni ipuçları bulabilirsiniz.
    "Detaylar her zaman önemlidir, Rank. Fakat şimdilik acele etmemize
    gerek yok. Sizin Watson ile bir parti oynamanız bence
    çok yerinde olacaktır."

    Rank'ın oyun kuvveti hakkında bir fikir edinemedim, çünkü
    bu partiyi çok fena oynadı. Zaten bunu lütfen yapıyordu, kolayca
    anlaşı lacağı aklı başka yerde idi. Parti bittiği zaman,
    Holmes saatine bakarak "Şimdi, Rank Sizin Bakanlığa gitme
    vaktiniz geldi."
    "Tek başına mı? Ya siz?"
    "Ben gelmiyeceğim."
    "Siz gerçekten bana yardım etmeyi reddediyorsunuz, Mister
    Holmes?"
    "Tam aksine: Ben yapabileceğimi yaptım. Gerisi Size kalıyor."
    "Sizi anlamamakla birlikte, istediğinizi yeri ne getireceğim."
    "Güzel. Öyle ise şimdi bisiklete binip Bakanlığa gidiniz. i lk
    olarak Bakanın çalışma odasına değil, 17 numaralı odaya uğ­
    rayınız. Bundan sonra ne yapacağınızı orada görü rsünüz."
    Rank gittikten sonra "Sevgili Holmes" dedim, "anlaşılan Siz
    bu işle yarın uğraşmak istiyorsunuz?"
    "Hangi iş ile, Watson?"
    "Gizli askeri haritanın çalınması ile."
    "Şaka mı ediyorsunuz, Watson? Rank kendi odasına girdiği
    an, sözü geçen haritayı masada bulacak! Başka gayrete gerek
    var mı? Suçlunun ismini açıklamamı mı istiyorsunuz? Bu ancak
    Rank'ın Bakanlıktan çıkarılmasına sebep olur."
    "Ne demek bu? Siz haritayı kimin aldığını biliyor musunuz?"
    "Elbette. Üstelik suçl unun haritayı eski yerine koyduğundan
    da eminim. Çünkü Tom Bakanlığa şöyle bir mektup götürdü:
    "John Morgan'a. Sir, sanırım ki Sherlok Holmes ismi Sizin
    için bir anlam ifade ediyord ur. Bu nedenle Sizden çaldığınız
    haritayı kesinlikle hemen yerine koymanızı istiyorum. 17 numaralı
    oda kapalı değildir; ne orada ne de yolda hiç kimseye
    rastlamayacaksınız. Bu yüz kızartıcı olayı hiç kimse öğrenmiyecek.
    Fakat bu emre uymazsanız, suçunuz takip edilecek ve
    kaybınız düşündüğünüzden çok daha fazla olacaktır. Sherlok
    Holmes."

    "Siz, demek haritanın Lord Holdburst'un yeğeni tarafından
    çalındığını sanıyorsunuz? Fakat hiç tanık yokken ve dairemizden
    hiç çıkmadığınız halde nasıl bu sonuca varabildiniz, Holmes?"

    "Sevgili Watson, alışılmış anlamda olmamakla beraber birkaç
    tanık yine de vardı: Satranç Figürleri. Lord'un partisinin konumunu
    zaten gördünüz. Ayrıca mata götüren hamle sayısı
    hakkında kimlerin neler söylediğini de bil irsiniz. Bütün bunları
    bir göz önüne alın, düşünün ve doğru sonuçları çıkarın.
    Fakat, lütfen akşam yemeğinden sonra çünkü şimdi açlıktan
    ölüyorum."
    Holmes'un incelemelerinin sonuçlarını bulabilirsiniz.
    "Sekiz Şahit" hikayesine ait çözüm:
    Hamle sırası Siyahındır, ya 1 . ... d5 y a d a 1 . ... c5 oynayabilir.
    Siyah kendi geçer Piyonlarından birini Vezir yaparsa, altı
    hamlede mat olur (Percy Stone'nun söylediği gibi). On hamlede
    mat 1 . ... d5 2.h4 d4 3.h5 d3 4.h6 d2 5.h7 d1A+ 6.Şf1
    Ae3+ 7.Fe3 Şh2 8.Şf2 Şh3 9.Şf3 ile 10.h8V# den sonra meydana
    gelir
    (Lord Holdhurst'un göz önüne aldığı Siyahın
    savunması).
    Fakat beş hamlede mattan, ancak partiyi takip etmeyen ve bu
    nedenle göz önüne alınan konumda hamle sırasının Beyazda
    olduğunu sanan bir kimse bahsedebilirdi. John Morgan bu
    şekilde kendi kendini ihbar etmiş oldu. Amcasının çalışma
    odasından bir süre için ayrılmıştı .