1. arapça karşılığı "anka: uzun boylu", simurg hiç kimse tarafından görülmemiş bir kuştur. fars edebiyatında değişik görünümleriyle yer alan, oldukça dikkat çekici mitolojik ögelerden biridir.

    geniş, yaygın kanatlarıyla bilinir. üzerinde yuva kurduğu ağaç bütün bitkilerin tohumlarını bünyesinde bulunduran, çeşitli hastalıklara ilaç olan bir ağaçtır. avesta'daki bilgilere göre söz konusu ağaç ferahkert denizi'ndedir. (nerede bulunduğu konusunda tam bir netlik yok. hazar denizi, hint okyanusu veya aral gölü olduğu ileri sürülmektedir.) halk arasında zümrüdüanka olarak anılır. simurg, şehname'de efsanevi bir yaratık olarak kabul edilir ve elburz dağı'nda yaşar.

    avesta'dan kaynaklanan inanışlara göre simurg'un tüylerinden ya da kemiklerinden bir parçayı beraberinde bulunduranlar hiç kimseden zarar görmezler. sıkıntıyla yüz yüze geldikleri an, tüyünü ateşte yaktıklarında, o gelir ve onları sıkıntıdan kurtarır.

    simurg'un dalına konduğu ağaç ilaç etkisi gösterir. gıdasının ateş olduğu, seher yelinin onun nefesi olduğu, yaşadığı yerin de kaf dağı olduğuna inanılır.
  2. farsçada otuz kuş demektir.

    bazı kitaplarda şöyle bir alıntı mevcuttur.

    "kuşlar ülkesinin bütün kuşları kafdağı'nın ardındaki padişahları simurg'u bulmak için yola çıkarlar. fakat yolculuk uzun ve zorludur. isteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülürler. kafdağı'na varanların önünde ise hepsi birbirinden çetin yedi vadi uzanmaktadır. istek, aşk, marifet, istiğna, tevhid, hayret ve yokluk vadileri. yedi vadiyi aşabilen otuz kuşu ise simurg yerine bir süpriz beklemektedir."