1. (bkz: freddy's nightmares - wes craven)
    yıl 88 belki 89. hayatımda sinemada izlediğim ilk film olması yanında aynı zamanda ilk 3 boyutlu filmdi. şu anda yapıldığı gibi girişte parasıyla afilli gözlük verilmiyordu. hatta para hiç verilmiyordu. verdikleri gözlüklerin çerçevesi kağıttan, cam kısmı ise defter kaplamak için kullanılan yüzlerdendi.
    lafın kısası o kadar adi bir şeydi ki belki o yüzden ekstra ücret istemeye yüzleri yoktu yada teknoloji ancak ona yetiyordu, malum ahir zamanlar.

    (hatta o gözlüğü yıllarca çekmecemde saklamış, yıllar yıllar sonra show tv 3 boyutlu tutti frutti vermeye başladığında yine denemiştim^:yine işe yaramamıştı, halbuki memeyi 3 boyutlu görmeyi çok istemiştim^)

    filmin tamamı tabi ki 3 boyutlu değildi. filmin 2. yarısının belli bir dakikasında ekran donmuş ve şöyle bir yazı çıkmıştı. "lütfen gözlüklerinizi takınız". o kadar heyecanlanmıştım ki anlatamam. hemen taktım. heyecandan kaç dakika öyle izlediğimi hatırlamıyorum, bir süre sonra kendime geldim "şunu çıkarayım bakayım ne farkı varmış" dedim. demez olsaydım!
    tüm hayallerim yıkıldı. freddy bildiğin freddy, film bildiğin film. hiçi bir fark yok. ya filme izleyici çekmek için öyle bir yola başvurmuşlardı yada yukarıda dediğim gibi teknoloji o kadarına ancak yetiyordu. sonuç olarak kendisi:
    -sinemada ilk izlediğim film
    - ilk 3 boyutlu filmim
    - yanımda büyük olmadan ilk tek başıma gittiğim yer
    - hayatımın belki de ilk kazığıdır (teşekkürler freddy küçücük sabiyi hayata hazırladığın için)
    xama
  2. (bkz: interwiew with the vampire-neil jordan) erken 90'larda, sinemalar taşrada yeni yeni toparlanıyordu. 1 kız, 2 erkekten oluşan küçük bir grup olarak dershane sonrası gidip izlemiştik.
    sinemanın eski tahta koltukları rahatsızdı ama eski büyük perdesi gayet doyurucu bir görsellik sağlamıştı. dolby ses sistemi falan hak getire tabi. gene de oldukça etkileyici idi.

    film neil jordan için crying game sonrası bir gerileme diyerek eleştiri almıştı cumhuriyet sinema sayfasında (sungu çapan'dı herhalde eleştirmen.) yanlış hatırlamıyorsam, ama biz filme açtık be arkadaş." başlarım neil jordan sinemasındaki gerilemeye ulan!" gibi bir şiarla gittik izledik, pek de memnun kaldık. yıllar sonraki yorumum, hala gayet de izlenebilir, zanaatkarlığı başarılı bir film olduğu yönünde.
  3. aslan kral. yaş 6. heybeliada yazlık sinemasında. efil efil rüzgarla. hatta ikinci gittiğim de aslan kral'dır. zorla götürtmüştüm ablama. çok güzeldi. anlamadığımdan değil yani. anlayıp çok beğendiğimden. üstüne soundtrack albümünün kasetini almıştım. müzikleri de şahaneydi.(bkz: elton john) (bkz: hans zimmer) . şimdi düşündümde ne filmmiş arkadaş.
  4. jurassic park . ilk ve en tat vereni . koltuklarimiz en arkada olmasına rağmen dinozorlara en önden daha yakın olunacağını iddaa edip gruptan kopma suretiyle en önde boynum tutularak izlediğim ama film çıkışında siz benim yaşadığım ambiansı yaşayamadınız diyerek yigitlige de bok sürdürmediğim film .
    (not: ambians ne demek nerden biliyorsam demekki o yaşta )
  5. (bkz: malcolm x) o yıllarda yaşadığım şehirde iki tane sinema vardı ikisi de porno film oynatıyordu birkaç hafta malcolm x gösterimde kaldı daha sonra porno oynatmaya devam ettiler başlık sinemada izlenen ikinci film olsaydı adını bilmediğim bir porno film olurdu.
  6. çoğunlukla üç katmanlı bir soru. sinemada izlediğim ilk film erken çocukluk dönemimde ama onu ne kadar izlediğim tartışmalı. film oynarken ben de oradaydım diyebilirim daha çok ve doğal olarak ne olduğu hakkında en ufak bir fikrim yok. kendimi hatırladığım döneme dair sinemada ilk bilinçli seyrettiğim film babamla beraber gittiğim yunan mitolojisine dair garip bir filmdi. onun da adını hatırlamıyorum. o pazar herhalde spor sergide düzgün maç yoktu, o yüzden son dakika seçimi olduğunu tahmin ediyorum. ilk yalnız gittiğim film ise moonwalker (1988), küçük bir çocuk olarak büyük keyif aldığım günlerden biriydi.
  7. pirus