1. istanbulda sokak müziği yapan çok tanınmayan bir gruptur siyasiyabend. (bkz: crossing the bridge - fatih akın) belgeselinde yer aldıktan sonra daha fazlai insanın dikkatini çekmeye başlamışlar.henüz kendim rastlamasamda istanbul beşiktaş civarında oluyorlarmış genellikle.

    samimiyetleri,neşeleri kendilerine has şarkı sözleriyle daha çok insanın tanıması gereken bir gruptur fikrimce.

    grubun adı kelime anlamı olarak gölgenin gölgesi demekmiş.

    siyasiyabend hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenler için trt'de yayınlanmış şöyle bir belgeseli tavsiye edeyim:
    https://www.youtube.com/watch?v=k6ZfEo-5s2c
  2. sonunda hakkında bilgi edinebildiğim müzik grubudur.

    öyle ki kendime mesken edindiğim ve haftanın en az 3 günü gittiğim beşiktaş balık pazarında uzun boylu incece bir ağabeyimiz bu grubun cdlerini satmak için bağırır durur senelerdir. ağabey işinde başarıya ulaşmış olsa gerek ki ibrahim tatlıses'in bile başlığının olmadığı yerde siya siyabend'i görebiliyorsunuz.
  3. senelerdir tee adanalardan takip ettigim guzel insanlarin grubu.guzel insanlar temiz insanlar dostlari hayyam olan sokal cocuklari icin sarki yapan senin benim gibi birileri sadece.koray avci degiller bir bu ulkede unlu degiller.cunku sigara askim sev beni demezler "su cahillere bak dunyanin sahibi onlar" derler."su devlet dedikleri köhne virane kurmus gonullere tenha kerâne" derler.
    ben islamcı adamım.omurgalı kim varsa onun yanında dururum.ideolojisi ne olursa olsun onun için çarpışıyorsa bir insan kendi gücü ölçüsünde saldırmadan sağa sola.benle aynı taraftadır aslında.siya siyabendi de boyle goruyorum.ve oturup saatlerce konusmak sorular sormak istiyorum gruba bizon murat'a.uzattiklari esrari eyvallah kardesim diyerek reddedip adil dünya düzenini nasıl kuracağız diye sormak istiyorum mesela.bunu size yapamam koray avci cem adrian mabel matiz....
  4. çok başarılı bir müzik grubu olarak tanımlanabilecek ancak güzellikleri sadece bir müzik grubu olarak tanımlanamayacak bir ''oluşum'' dur en basit haliyle.

    birebir tanışmış olanlarınız varsa ne kadar iyi ve her şeye rağmen gülebilen insanlar olduklarını fark etmişsinizdir. kendi cd'lerini kendi satan bir müzik grubu solisti, bu ülkenin ihtiyaç duyduğu mütevazılığın bir temsilidir. günümüz popçuları gibi dinleyicileri ile aralarına set çekmezler, gidip konuşabilirsiniz dakikaları on binlerce tl etmiyordur ( ki etse bile yine bir insanla aralarına set koymaz para için bu insanlar ).

    bakmayın siz şu yeni indie gruplarına ya da eski 2-3 şarkıyı söyleyip bundan pirim yapa yapa şöhret basamaklarına kafa atan insanlara, ünlü olacağım diyerek bir taraflarını yırtan insanlara ''insanlığa giriş 101'' dersi vermesi gereken insanlardır bu adamlar. bu adamların müzikleri de kendileri de iyi.

    son olarak ufak bir fikir edinmeniz açısından onların “sokak ve ticaret” üzerine söyledikleri :

    "sokak müziği yoktur, müzik sokakta olmalıdır...
    sokak oyunu yoktur, oyun sokakta olmalıdır...
    sokak sergisi yoktur, sergi sokakta olmalıdır...
    sokak sanatı yoktur, sanat sokakta olmalıdır...

    ve esasen;
    sokak hayatı yoktur,hayat sokakta akmalıdır...

    ama maaleef günümüzde hayat sokaktan dışlanmakta ve sokaklar tamamen ticari faaliyetlere peşkeş çekilmekteler..."