1. benim bir kere öldü. insan gerçekten kör oluyor. büyürken elinden tutan biri olmuyor her şeyi kendi kendine öğreniyorsun. karşına engeller çıkıyor takılıyorsun, çukurlar çıkıyor düşüyorsun. engelleri tek başına aşıyorsun, çukurdan tek başına çıkıyorsun. herkes 1 uğraşırken sen 2-3 uğraşıyorsun. tam tamam ben oldum alıştım derken bir baba-oğul görüyorsun karşılıklı top oynayan tekrar başa dönüyorsun. canın yanıyor sürekli geçmiyor bir türlü.
  2. Cemal süreya'nın boğaz düğümleyen şiiri.

    Sizin hiç babanız öldü mü?
    Benim bir kere öldü kör oldum
    Yıkadılar aldılar götürdüler
    Babamdan ummazdım bunu kör oldum
    Siz hiç hamama gittiniz mi?
    Ben gittim lambanın biri söndü
    Gözümün biri söndü kör oldum
    Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
    Şöylelemesine maviydi kör oldum
    Taşlara gelince hamam taşlarına
    Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
    Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
    Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
    Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
    Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?


    sesli .
  3. cemal süreya bu şiiri yazdığında babası ölmüş değildi. diyeceksiniz ki bir şairin böyle bir şiir yazması için babasının ölümüne ihtiyacı mı var? doğrudur böyle bir şiir için ölüme ihtiyaç duymayabilirdi. ancak durum daha farklı.

    cemal süreya henüz çok küçük yaşlarındayken alevi oldukları için ailesi yaşadığı yeri terk etmek zorunda kalır. ancak yolculuk esnasında küçük kardeşi hastalanır ve ölür. tren durduğunda babası ve amcası kardeşini alıp götürürler, geri döndüklerinde ise kardeşi yanlarında yoktur. tabi cemal süreya henüz ölümü anlayabilecek yaşta değildir. bu yüzden kardeşinin gitmesinden babasını sorumlu tutar. "babamdan ummazdım bunu" sözleri tam olarak bunu ifade eder.