1. eskilerin teşrin-i evvel dedikleri mevsim. içinde sarının tüm tonları vardır ve şair ile edebi kalemlerin ekserisi hüzün ile tanımlar bu mevsimi. içinde, eylül, ekim ve kasım aylarını mevcudiyet hâli ahvâl eyleyen bu mevsim: hüzün, şarap ve aşk mevsimidir.
  2. sonbaharın bir şaire verdiği ilham:

    "sonbaharın bizi daldırdığı rüyâ geçici.
    sararan dalların çizdiği dünya geçici.
    ellerin böyle sokulgan, nefesin böyle yakın,
    bana dünyaları vadetse de içten bakışın,
    o ışık kaynağı gözlerdeki mana geçici."

    mehmet çınarlı
  3. basitçe; şeftaliyle mandalinanın tezgahta yan yana durduğu bir garip geçiş evresidir.
  4. depresyon turnusolu. sadece kendime sakladığım hüznü kontrol etmemi güçleştiren, dışardan gözle görülür dönemlik değişmelere neden olduğu için sevmediğim mevsimdir. asla aklıma kedi,kitap ve kahve triousunu getirmez. terkos,ömerli ve ıstıranca triosunu getirir.
  5. istanbul'a bir başka yakışan mevsimdir. boğazda çomarların mangal kokusuna rağmen yürümeyi başarabilirseniz karşı tepelerin renk cümbüşüne dalar gidersiniz.

    sonbahar etkinlik demektir. sahaf festivalleri, tiyatro sezonunun açılışı, hele boğaz vapurunu denk getirip beykoz'a kadar giderken tanpınar'ın, yahya kemalin masal tadında anlattığı, güneşin son demlerinn yalılarin penceresindeki yansımasına aşık olursunuz.
  6. 3 dakikalık sıkı bir oraj yağmuruyla ankara'da kendisini göstermiş mevsim geçişidir. (bkz: ara mevsim)

    günlerin kısalmaya devam ettiğinden bahsetmiyorum.