1. duygu ve algıları daralttığını düşündüğüm sanal mecra
  2. toplumun büyük çoğunluğunun dahil olduğu; evinden işine,okuluna gidip gelen ve kendi bireysel(çevreye devasa etkileri olmayan) amaçları için gündelik rutininin arasında çabalayan insanları ele alalım.
    gündemde geniş yer kaplayan ve yaşamımıza büyük bir etki yapan veya kıyısından köşesinden de olsa hayatlarımıza dokunan bir gelişme/olay düşünelim. bu olay hakkında çevremizde yaptığımız konuşmaların benzerini veya daha kapsamlı halini bu sosyal medya dediğimiz mecralardan paylaştığımız gönderilerle(metin olarak) ortaya koyuyoruz. bunun yanında videolar,fotoğraflar paylaşıp,yorumlayarak ve beğeniler yaparak kendimizi ifade etme yolunu seçiyoruz. bunları yaparken olaya yada insanlara somut anlamda(harekete geçirici,örgütleyici,gidişata yön verici veya olaya karşı tehdit oluşturabilecek) hiçbir etkimiz yok ancak yine de kendimizi önemli hissediyoruz,rahatlıyoruz,belki kısmen de olsa kendimizle övünüyoruz ve içimizdeki duygu,düşünceleri bu yollarla bir şekilde dışa vurmuş oluyoruz. tüm bunları gündem dışında olan ancak hayatlarımıza ciddi etkileri olan olaylar içinde aynı şekilde örneklendirmek mümkün.
    bu kendimizi sahte bir şekilde tatmin etmeye yarıyor ve içimizdeki gücü,potansiyeli köreltiyor. bunu yaparak bahsi geçen olayın unutulmasını hızlandırıyoruz ve/veya öneminin ve anlamının azalmasını sağlıyoruz istemeden.
    sosyal medyanın kitleler üzerinde, tv ve sinemada da benzer şekillerde görebileceğimiz böyle bir etkisi olduğu ortada. bu etkiyi yaratırken insanların bu hizmetlere, bilhassa tv ve sosyal medyaya bu denli kolay ve ücretsiz erişebilmesi, beni her zaman tüm bunların planlı programlı işlenen,önümüze sunulan ve takip edilen bir yapı olduğuna inanmaya itiyor.