1. ülkemizde tek bir metro durağı olmayan 1966'da tiflis'e metro yapmıştır.

    bakın moskova demiyorum, leningrad demiyorum, rostov demiyorum, büyük şehirlerden bahsetmiyorum. tiflis lan tiflis. sovyetlerin sonunda ufacık dandik bir şehir. yıksan sovyetler genelinde %1 etkisi olmaz. ama orada bile metro var işte. adamlar o paslı hantal yapısıyla 1960'larda bu işi bitirirken, bizim cengaverler süpersonik yapılarıyla hala metro inşaatlarında japonlara tünel kazdırmak peşindeler.

    alın lan size kaynak

    edit: lan tamam, adamlar tiflis'ten iyi mafya yetişiyor, mafya soygunlara geç kalmasın diye metro yapmış. ben tatmin oldum. bu sovyet karşıtı argümanlar bir harika dostum...
  2. putin'in sözleri bu devleti oldukça iyi açıklar aslında; "sovyetler birliği'ni özlemeyen bir insan kalpsizdir, sovyetler birliği'nin geri gelmesini isteyen bir insan ise beyinsizdir." fikir olarak iyi diyebileceğimiz, bir çok başarılı işe de imza atmış ama zamanla bozulmuş bir yapıydı.
  3. not : ilk olarak ekşi'deki çaylak hesabım için yazıyı buraya da göndermem sorun olmaz umarım.

    kuruluşundan yıkılışına kadar geçen süre boyunca; nitelikten çok niceliğe önem vermiş eksi devlet.

    tanımı doğrulamak için şu an kısa bir örnek oluşturması bakımından ikinci dünya savaşı sonundaki kutlama atışlarına değinmek sanırım yanlış olmaz. zamanla bu entry'de işlenen konu, verilen madalyalar ve sayısal üstünlüğü açıkça üstte tutan istatistiklerle de desteklenecektir.

    efendim şimdi asıl meramımıza gelelim. bildiğiniz gibi devletler, kutlamalarını genellikle top atışıyla yapmışlardır. sovyetler birliği ise bunu sistematik ve kategorize ederek ordu moralini yükseltmiştir ve burada bile sayısal üstünlüğü elden bırakmamaya özen göstermiştir.

    kutlama atışlarına ilk olarak 5 ağustos 1943'te kursk muharebesi'nde orel ve byelgorod'un kurtarılmasıyla başlanmıştır. stalin tarafından genelkurmay karargahından çağarılan yetkililere, kutlama atışlarının yapılması gerektiği ve daha önce askerler ve komutanlar için yayınlanan tebrik mesajlarının yeterli olmadığı , bunun tarih boyunca hüküm sürmüş devletlerde farklı yollarla yerine getirildiği bildirilmiştir. böylece sovyetler birliği'nde düzenli ve kategorize olarak devam edecek olan kutlama atışları moskovo'da yapılmaya başlanmıştır.

    ilk olarak 124 topla 12'şer atış olarak 5 ağustos 1943'te yapılan kutlamalar, 23 ağustos'ta harkov'un kurtarılmasıyla bir üst boyuta taşınmıştır. harkov zaferinin diğerlerinden daha üstün olduğunu düşünen yetkililer tarafından, bu zaferin 224 topla 20'şer atış yapılarak kutlanmasına karar verilmiştir.

    zamanla cepheden gelen istekler doğrultusunda, alınan yeni yerler için kutlama atışı yapılmaya başlanmıştır. isteklerden dolayı üç kategori top atışı belirlenmiştir.

    1.kategori -324 topla 24'er atış
    2.kategori -224 topla 20'şer atış
    3.kategori -124 topla 12'şer atış

    birinci kategori atışlar, genellikle başka devletlerin başkentlerinin ele geçirilmesi ve başka büyük başarılar neticesinde uygulanmıştır ve tüm savaş boyunca bu kategoride 23 kutlama yapılmıştır. bunlar kiev, odessa, sivastopol, ptrozavodsk, vilno, kişinev, bükreş, budapeşte, krakov, viyana ve berlin'in ele geçirilmesi; ülke sınırlarına ulaşılması ve japonya ile yapılan savaşta kvantunsk ordusu'nun yenilmesi ve japonya'nın teslim olması gibi önemli olaylar sonrasında yapılmıştır.

    ikinci kategori atışlar savaş boyunca 210 kez ve küçük şehirlerin ele geçirilmesi ya da önemli nehirlerin geçilmesi gibi başarılardan sonra yapılmıştır.

    üçüncü kategori atışlar ise 122 kez olmuştur.

    ayrıca en büyük kutlama atışı nazi almanyası'nın teslim olduğu 9 mayıs 1945'te 1000 topla 30'ar atış olarak moskova'da yapılmıştır.

    kaynak ve daha çok bilgi için : ikinci dünya harbinde rus genelkurmay başkanlığı, kastaş yayınları.
  4. işgal ettiği topraklara okul, hastane, opera binası yaptırması işgali meşru kılmaz.

    fransa cezayir'e aşı gibi çok temel sağlık enstrümanlarını götüren ve ortalama insan hayatını artıran, burada okullar açan emperyalist bir devlettir mesela. cezayir - fransa ilişkilerinin normalleşme sürecinde fransa bu argümanı kullanmış ve cezayir okullarında bu olguların müfredata girmesini talep etmiştir.

    roma imparatorluğu keza orta avrupa'dan orta doğu'ya kadar etrafı yollarla, çeşmelerle vs. donatmıştır. osmanlı imparatorluğu keza, anadolu'ya yapmadığı yatırımı balkanlara ve "kutsal toprak"lara yapmıştır.

    bu konunun parodisi şu filmde geçer:

    (bkz: life of brian)

    yahudi ayrılıkçılar gizli bir toplantı yapmakta burada romalılardan kurtulmaları gerektiğini, romalıların onlar için hiçbir şey yapmadığını tartışmaktalarken aralarından biri çıkar "abi yalnız şunu, şunu yapmadılar mı?" der ve olaylar gelişir.

    "reg: all right, but apart from the sanitation, medicine, education, wine, public order, irrigation, roads, the fresh water system and public health, what have the romans ever done for us?
    attendee: brought peace?
    reg: oh, peace - shut up!
    reg: there is not one of us who would not gladly suffer death to rid this country of the romans once and for all.
    dissenter: uh, well, one.
    reg: oh, yeah, yeah, there's one. but otherwise, we're solid."

    (bkz: self determinasyon)
    pinot
  5. fransa cezayir örneği birkaç açıdan hatalı;

    bir kere, sovyetler birliği hiçbir sovyet ülkesini işgal vb. yollarla ülkesine katmamıştır. eğer aksini iddia ediyorsanız, lütfen hangi yıllar arasında hangi savaşla kattığını da yazınız.

    ikincisi, sovyetler bu cumhuriyetlerin tamamının özerk birer cumhuriyet olarka tanınmasını güvence altına alır. (1936 anayasası, md.14) sovyetler birliği'ni oluşturan tüm cumhuriyetlerin (rus sovyet federe cumhuriyeti dahil) eşit olduğunu, içişlerinde bağımsız olduğunu ve kendi meclislerinin bulunmasını, kendi vergilerini toplamasını ve kullanmasını anayasa ile güvence altına alır. bir sömürge olan cezayir'e böyle bağımsızlıkların verildiğini söylemek için deli olmak gerekir.

    üçüncüsü, sovyetler bu cumhuriyetlerin dışişleri ve savunma bakanı bulundurmasını destekler. ukrayna ve belarus, sovyet cumhuriyetleri olmalarına rağmen birleşmiş milletlerin kurucu ve bağımsız birer üyesidirler. hem de sovyetlerin gücünün zirveye ulaştığı 1945 yılında; ikinci dünya savaşından hemen sonra.

    dördüncüsü, "özgür" fransa cezayir'i zor ve baskı ile kendisine bağlı tutar. ama "despot" sovyetler, her bir cumhuriyetin istediği zaman özgürce ayrılabileceğini anayasasının başına koymuştur. (md.17) ayrılık sesleri yükseldiğinde hiç çekinmeden sandığı ortaya koymuş (1988'de bile) ve çıkan %87 hayır oyundan sonra yoluna devam etmiştir.

    siz sanıyor musunuz o özgürlüklerine doyamadığınız fransa cezayir'den referandumla çıktı?

    azcık tarih öğrenin, azcık...

    edit: ilk makul ve mantıklı eleştiriyi mesaj yoluyla iletme nezaketi gösteren beyaz gargamel oldu gençler. çıktı dedi ki, tamam cezayir konusunda haklısın da, macaristan, çekoslovakya ve afganistan'a yaptığı askeri müdahaleler ne olacak? adam yerden göğe kadar haklı. yazarken aklıma gelmemişti, gelseydi inanın yazardım lan. evet, sovyetler bu üç işgal girişiminde yanlış yapmıştır. saçma sapan bir harekettir. sovyetler açıkça yanlış yapmıştır.

    edit2: evindar demiş ki; "bir de polonya halkının sovyetlere katılmayı reddedip kendi sosyalist cumhuriyetini kurduğunu ve sovyetler birliğinin bunu ulusların kendi kaderini tayin hakkı olarak tanımlayıp kabul ettiğini de eklemek isterim." demiş, ben konuyu fazla bilmediğim için aynen aktarıp cevaplarınıza bırakıyorum. konu ile ilgili bilgisi olup buraya yazmaya üşenen varsa mesaj atsın, edit olarak eklerim buraya.
  6. vatandaşlarına dünyada ilk olarak şu hakları sunan devlet.

    1- sscb, dünyada 8 saatlik işgününü kabul eden ilk ülkedir. fazla mesai yasaklanmıştır.
    2- sscb, herkese 1 ay ücretli (parasını da aldığınız) izin hakkı tanımış, bu hakkın kullanımı için parasız tatil köyleri yapmıştır. her çalışan başvurur ve bir tatil beldesinde tatilini yapar. bu ücretsiz tatil uygulaması, hala seyahat desteği olarak devam etmektedir.
    3- sscb'de hiçbir işçi meslek örgütünün izni olmadan işten atılamaz. işi kaytaran, savsaklayan, gereği gibi yapmayan işçileri işten atmak için üyesi oldukları meslek odasından izin almak gerekir.
    4- sscb'de konut ücretsizdir. maaşınızın yarısı kiraya mı gidiyor? dandik evlerde ateş pahasına mı yaşıyorsunuz? vatandaşlarınıza sağlıklı konutlar veremediniz mi? bari yapana saygı duyun. (toplukonut meselesine değinmiştik)
    5- sscb'de toplu taşıma ücretsizdi. zaten tramvay ve metrolarla dolu bir ülkede bu ne demek biliyor musunuz? ulaşım ücretsiz...
    6- sscb'de doğan her çocuk için 36 ay ücretsiz süt verilirdi. çoğunlukla kapıya teslim edildiği söyleniyor, bazı bölgelerde ise aile gidip ücretsiz sütünü alır, çocuklarına içirir.
    7- doğum yapan kadına bir yıl ücretli izin, ilave 2 yıl da kısmi ücretli izin. 2 aylik bebe[' annes'nden koparmaya utanmayanlar, sscb'ye vahşi falan diyorlar.
    8- SSCB vatandaşları dünyada ilk kez parasız olarak profösyonel sağlık hizmeti alan ilk halktı. Vatandaşlar istediği bir sağlık kuruluşuna sıra beklemeden ve ücret ödemeden gidip muayine olabiliyorlardı.
    9- Üniversiteye girip bitiren her öğrenciye devlet tarafından iş bulma garantisi veriliyordu.
    10- SSCB dünyada ilk olarak okul öncesi eğitimi ve kreş eğitimini ücretsiz olarak sağlayan ülke olmuştu.

    http://www.tarihiolaylar.com/galeriler/dunyada-ilk-kez-sovyetler-birligi-tarafindan-vatandaslarina-uygulanmis-12-hak-657

    önce onda birini yapın, sonra kötüleyin.
  7. uzay bilimine dair bir hayli ilkleri vardır.

    1953, ilk kıtalar arası roket r-7.
    1957, ilk satelit (yörünge) sputnik 1.
    1957, uzayda ilk canlı (laika adlı köpek, yaşamadı), sputnik 2.
    1959, atmosfer dışında ilk uzay aracı, lunik 1.
    1959, ay'a ilk uzay aracının inişi, lunik 2.
    1959, ay'ın arkasının ilk fotoğrafları, lunik 3.
    1960, uzay gezisinden ilk canlı dönen belka ve streka adlı köpekler, sputnik 5.
    1960, uzaya çıkan ilk insan. (bkz: yuri gagarin) , vostok 1.
    1962, uzaya grup halinde ilk uçuş, vostok 3 ve vostok 4.
    1963, uzaya çıkan ilk kadın. (bkz: valentina tereşkova) , vostok 6.
    1964, uzayda ilk defa üç kozmonot, voshod 1.
    1965, uzayda yürüyen ilk insan. (bkz: aleksey leonov) , voshod 2.
    1966, ay'a ilk yumuşak iniş, luna 9.
    1966, venus'e ilk sert iniş, venera 3.
    1971, ilk uzay istasyonu, salyut 1.
    1986, uzaydaki ilk daimi istasyon, mir. (2001'e kadar)

    ekleme: desteği için @densizdengesiz'e teşekkürler.
  8. asya'daki fabrikaların çoğunu azerbaycan'a açan, bu sebeple birliğin dağılmasından sonra diğer ülkelere göre azerbaycan'ın daha iyi durumda olmasını sağlamış birlik.
  9. tekrar oluşturulmak istenen birliktir efenim. zira dünya bloklara ayrılırken rusya'nın hedefinde yeni bir birlik inşaa ederek safını güçleştirmek var.

    20 sene sonra önemli bir yol kat edilmiş olacağını düşünüyorum hatta.
  10. lenin döneminde korku, sovyetler birliği'nin en büyük silahıydı. siyaset, ekonomi, din gibi alanlarda farklı görüşlerde olan insanlar bir daha görünmemek üzere ortadan kayboluyordu. birbirini gammazlayan dostlar, tanıdıklar ödüllendiriliyor, en ufak "yanlışa" yer verilmiyordu.
    lenin döneminde burjuvaziye adeta savaş ilan edilmişti. dönemin sanatçıları sersefil bir haldeydi.
    rusya savaş dolayısıyla ekonomik anlamda çok büyük zarar görmüştü. üstelik lenin döneminde bir de iç savaş mevcuttu. kitlelere göre yeni oluşum rusya'nın bu baskıcı tavrı ve acınası görünümü bundandı. ayrıca aynı kitleye göre komunizm henüz deney aşamasındaydı ve yapılan eleştirilere genelde verilen cevap bu oluyordu.
    medeni düzenin ve özgürlüğün ayrılmaz bir parçası olan özel mülkler birkaç kalem darbesi ile devletin egemenliği altına giriyordu. devletin tekeline giren tek şey özel mülkler değildi. kitap ve gazete basımı da artık devletin elindeydi bu yüzden özgür düşünceye çok değer veren bolşevik partisinin egemenliğindeki rusya'da anti sosyalist düşüncelere rastlamak mümkün değildi.
    yeni düzenden en karlı çıkan kesimlerden biri de kadınlar olmuştu. trenlerde veya tramvaylarda seyahat etmek ücretsizdi ancak bir süre sonra devlet bunu karşılayamadı.
    devrimle birlikte gelen dini özgürlükler kısıtlandı. bundan en çok etkilenende ortodoks kilisesi oldu. birçok din adamı katledildi veyahut sürgün edildi.
    en büyük tahıl ihracatçılarından biri olan rusya, yeni düzeni yüzünden halkını besleyemez hale geldi. köylünün haline acıyan lenin geri adım attı ve ideolojisinden taviz vermiş oldu. ekonomik politika adı verilen sistem aslında eski politikanın tekrar yürürlüğe girmesiydi. 1921 de şahıslara ait dükkanlar da tekrar açılmıştı.
    lenin'in arkasından gelen demir adamın döneminde ise lenin'in toprak vaatleri ile devrimi desteklemiş bulunan çiftçiler devrimden 12 sene sonra elde ettiklerini teker teker kaybetmeye başladılar.
    lenin döneminde kıtlık esnasında verimli çalışmalarıyla devlete katkıda bulunan bağımsız çiftçilerin çoğu cezalandırıldı. borçlarını ödemek üzere topraklarının bir kısmını satmak istediklerinde ise "en büyük suç" ile yani kapitalizm ile suçlandılar. çoğu öldürüldü.
    gururlu sovyetler birliği kendi kendine yettiğini göstermek için arka arkaya 5 yıllık kalkınma planları düzenledi ve başarılı da oldu. sovyetler birliğinin sanayisi inanılmaz bir hızla büyürken halk bu büyümenin ceremesini çekiyordu. buna rağmen halk kaydedilen ilerlemeye seviniyor ve eski rusya'yı biraz olsun aramıyordu.
    eğitim ve kültür alanında büyük başarılar elde eden sovyetler birliği, teknoloji ve bilim alanında ise yerli araç gereçler yapıyordu.
    bir süre sonra demokratik tartışmalara önem veren bolşevik partisi bir diktatörlük doğurmuştu. stalin'in hoşlanmadığı insanlar ya sibirya'ya gönderildi ya da idam edildi.
    nikita khrushchev döneminde de uzay yarışından düşmeyen ve küba sorununda (bu olay az kalsın dünyanın sonunu getiriyordu) abd ye kafa tutabilen sovyetler geride kaldığını anladığında çok geçti. silahlanma yarışında batı'ya yenilen birlik içinde görünen özel mülkler kesinlikle mevcut rejimle bir zıtlık oluşturuyordu. bütün bu olanların sonunda artık stalin döneminde tutkalla birbirine bağlanan oluşum artık dağılıyordu.

    gorbaçov dönüp baktığında alkolik bir halk, rüşvetin hakim olduğu bir bürokrasi ve paslanmış bir devden başka bir şey göremiyordu. haliyle gorbaçov bunu düzeltmek için çok çabaladı ancak birlik artık dağılmaya başlamıştı. stalin dönemindeki güçlü kendine yeten sovyetler'den eser kalmamıştı. glasnost ve perestroyka politikalarına öne süren sovyetler birliği adeta infilak etti.

    en başından beri ideolojisinden taviz veren bu oluşum en sonunda 25 aralık 1991 yılında ortadan kalktı.